Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5745 E. 2024/3236 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece erkeğe yüklenen kusurların yanında kadına yüklenen kusurların bazılarının ispatlanamaması ve bazılarının ise kusur olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek, eşit kusurlu eş lehine tazminata hükmedilemeyeceğinden, yerel mahkeme kararının kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen maddi-manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/651 E., 2023/689 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/468 E., 2022/705 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli olarak kadının gururunu inciten sözler sarf ettiğini, 2020 yılında kadının ameliyet olduğunu, kadının sağlık sorunları yaşadığı dönemde dahi kadının yanında olmadığını, maddi destekte bulunmadığını, akşam yemeklerinde kadını yalnız bıraktığını, evde olduğunda borsa takibi ile meşgul olduğunu, kadına çalışmaması yönünden baskı yaptığını, annesinin kadına olumsuz davranışlarına sessiz kaldığını, aile içi konuları üçüncü kişilerle paylaştığını, kadını başkalarıyla kıyasladığını, başkalarına eşinin psikolojik sorunları olduğunu söyleyerek kadını küçük düşürdüğünü, sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, tüp bebek tedavisi olmak isteyen kadına maddî-manevî destek olmadığını, tedaviye rıza göstermediğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl TUİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına, yasal faizi ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuksuz olduğunu, kadının ''evi erkek geçindirir'' tarzında düşünce yapısı olduğunu, bu nedenle maddî manevî anlamda çok ezildiğini, kadının, erkeğin ailesiyle görüşmek istemediğini, bunu da kabaca ifade ettiğini, kadının 2018 yılında tayininin Adana'ya çıktığını, 2019 yılında Rize'ye geçici olarak tayininin çıktığını, sonrasında Ekim 2020 tarihinde Rize'ye kesin tayininin çıktığını, kadının nakil yazısını almaya Adana'ya gittikten sonra erkeğe evden ayrılmasına dair mesaj attığını, kadının sürekli evlendiğine pişman olduğunu söylediğini, erkekten fazla maaş almasına rağmen evin geçimine katkı sağlamadığını, aşağıladığını, ilgisiz olduğunu, ev işlerini yapmadığını, ekonomik açıdan şeffaf davranmadığını, aile sırlarını üçüncü kişilerle paylaştığını, erkeği ailesinin oturduğu evin çatı katında yaşamaya mecbur ettiğini, en son abisine boşanmak istediğini söylediğini, kadının eniştesinin erkeği arayarak bunu ilettiğini, kadının erkeği evi terke zorladığını, ''evi boşaltmanı istiyorum'' mesajını attığını, kadının evlenmeden önceki kredi borcunu da erkeğin ödediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delilerden eve geç saatlerde gelen, telefonu ile gereğinden fazla meşgul olarak eşini ihmal eden davalı erkeğin hafif kusurlu, evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmaktan kaçınan, erkeğin evden ayrılması için kendi ailesini devreye sokarak eşini ortak konutu terke zorlayan, boşanmak istediğini erkekten önce ailesine anlatarak, boşanma iradesini ailesine açıklatan, eşi sorunları çözmek için buluşmak istediğinde uzlaşmaya yanaşmayan, eşinin aramalarını cevapsız bırakan, buna rağmen dilekçelerinde erkeğin iletişim kurmaktan kaçındığını iddia eden davacı karşı davalı kadının ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek için 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, karşı boşanma davasının reddinin gerektiğini, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddinin, erkeğin tazminat taleplerinin kabulünün hatalı olduğunu belirterek, karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, karşı davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, karşı davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe ve kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin karşı boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, asıl ve karşı davada hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda; toplanan delillerden, İlk Derece Mahkemece erkeğe yüklenen eve geç gelme ve telefonla gereğinde fazla ilgilenerek eşini ihmal etme kusurlarının yanında eşini "sen bilmezsin, anlamazsin, beceriksizsin"gibi sözler söyleyerek küçümsediği, bu vakıanın da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği, buna karşılık davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmaktan kaçındığı hususunun sunulan delilerle sübut bulmadığı gibi boşanmak istediğini erkekten önce ailesine anlatması ve boşanma iradesini ailesine açıklatma vakıalarının kusur olarak değerlendirilmeyeceği, bu vakıaların kusurun gerekçesinden çıkarılması gerektiği, taraflara yüklenen diğer kusurların ise sabit olduğu anlaşılmıştır. Belirlenen bu kusurlara göre tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu erkeğin hafif, kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Davalı-karşı davacı erkek yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadının diğer diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.