"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/675 E., 2022/3216 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/191 E., 2021/617 K.
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince nafaka davasının reddine, her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili nafaka dava dilekçesinde özetle; davalının kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, evden kovduğunu, maddî ve manevî yardım etmediğini belirterek müvekkil için aylık 700,00 TL, çocukların her biri için aylık 700,00'er TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin ve ailesinin baskı ve şiddet uyguladığını, erkeğin müvekkilinin hastalığı ile ilgilenmediği, konuttan kovduğu, ortak konutta davalının ailesi ile birlikte oturmaya zorlandığını, erkeğin anne ve babasının küfürlerine maruz kaldığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulandığını, erkeğin müvekkilinin eniştesini arayıp davalı müvekkili için söyle ona bir daha gelmesin yoksa onu öldürürüm dediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmalarına, çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, çocukların her biri için aylık 700,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; kadının asabi olduğunu, ortak konutu terk ettiğini, şehirde yaşamak istediğini, ortak konuta dönmeyi reddettiğini, müvekkiline kahvaltı dahil yemek hazırlamadığını, bulaşıkları ve çamaşırlarını yıkamadığını, yatağını ayırdığını belirterek davanın reddi ile karşılık davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların her biri için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası, 10.000,00 TL manevî, 20.000,00 TL maddî tazminatın erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, bir süre bağımsız konut açmadığı, eve katkısının olmadığı, kadının da erkeğin çamaşırlarını yıkamadığı, yemek yapmadığı, bu suretle evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, evi terk ettiği, bu nedenlerle kadının ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; 4721 sayılı Kanun'un 197 ncı maddesi gereği açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, birleşen davada pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davasının kadının şiddete maruz kaldığına, evin fiziki durumu nedeniyle oturulmayacak şekilde olduğuna, hakaret edildiğine yönelik iddiaları ise ispatlayamadığından reddine, diğer talep olan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilerek baba ile şahsi ilişki tesisine, Mahkeme ara kararı uyarınca ortak çocuklar için dava tarihinden itibaren takdir olunan aylık 200,00'er TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, karar kesinleştikten sonra ayrı ayrı aylık 500,00'er TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, mahkeme ara kararı ile davacı-karşı davalı için takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, ara kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesine müteakip kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, 20.000,00 TL maddî tazminatın erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin ve erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu, asıl davanın kabulü gerektiği, tazminatların ve yoksulluk nafakasının reddinin uygun olmadığı gerekçeleri ile asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve yoksulluk nafakasının reddi ve erkek lehine hükmedilen maddî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin ve buna bağlı olarak manevî tazminat ile vekâlet ücretinin hatalı olduğu gerekçeleri ile kusur tespiti, reddedilen manevî tazminat ile vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkeme tarafından davalı-karşı davacı erkeğin, bir süre bağımsız konut açmadığı, eve katkısının olmadığı, davacı-karşı davalı kadının da erkeğin çamaşırlarını yıkamadığı, yemek yapmadığı, bu suretle evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, evi terk ettiği, bu nedenlerle erkeğin hafif, kadının ise ağır kusurlu olduğu tespiti yapıldığı, her ne kadar mahkemece kadının evden ayrılması kadına kusur olarak yüklenmiş ise de, erkeğin bağımsız konut açmamasından ötürü kadının evden ayrıldığı, bu sebeple evden ayrılmanın kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmayacağı, aynı zamanda erkeğin kadının hastalığı döneminde kadın ile yeterince ilgilenmemesinin erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin kadının evden ayrılmasına tepki niteliğinde olduğunun kabul edilmesi de doğru görülmediği, bu durumda, kadının kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, kadının hastalığı ile yeterince ilgilenmediğine dair kusurun gerekçeye eklenerek, kadının evi terk ettiğine dair kusurun gerekçeden çıkartılarak, gerçekleşen bu duruma göre, erkeğin eşine bağımsız konut açmadığı, eve katkısının olmadığı, kadının hastalığı döneminde kadın ile yeterince ilgilenmemesi nedenleri ile boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun tespitine, kadının tedbir nafakası davasında; erkeğin kadına bağımsız konut temin etmediği, eve katkı sağlamadığı, eşinin rahatsızlığında onunla yeteri kadar ilgilenmediğini anlaşıldığından, kadının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilmesi gerekirken davanın reddedilmesinin uygun olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, kadın ve çocuklar lehine asıl dava tarihinden başlatılmak üzere ayrı ayrı aylık 500,00'er tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin ağır kusurlu olduğu, erkek lehine maddî tazminat verilemeyeceği, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin erkek lehine verilen maddî tazminata ilişkin kararının kaldırılarak erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 30.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadına verilmesine, kadının ev hanımı olduğu, erkeğin ise çiftçilik yaptığı, yıllık 25.000,00 TL gelirinin olduğunun tespit edildiği kadının tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, kadın ve çocuklar lehine ayrı yaşamaktan kaynaklı tedbir nafakası dosyasında hükmedilen nafaka ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dava tarihinden itibaren başlatılmak üzere 500,00'er TL tedbir, karar kesinleştikten sonra aylık 700,00 TL yoksulluk ve 700,00'er TL iştirak nafakası verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili; kusur tespitinin hatalı olduğu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin ve kendi tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti, tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin, bir süre bağımsız konut açmadığı, eve katkısının olmadığı, davacı-karşı davalı kadının da erkeğin çamaşırlarını yıkamadığı, yemek yapmadığı, bu suretle evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, evi terk ettiği, bu nedenlerle davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin bağımsız konut açmamasından ötürü kadının evden ayrıldığı, bu sebeple evden ayrılmanın kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmayacağı, aynı zamanda erkeğin kadının hastalığı döneminde kadın ile yeterince ilgilenmemesinin erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin kadının evden ayrılmasına tepki niteliğinde olduğunun kabul edilmesinin de doğru görülmediği, buna göre; kadının kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, erkeğin, kadının hastalığı ile yeterince ilgilenmediğine dair kusurun gerekçeye eklenerek, kadının evi terk ettiğine dair kusurun gerekçeden çıkartılarak, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir.Yapılan yargılama va toplanan delillerden, davalı- karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen eve katkısının olmadığı vakıasına yönelik tanık beyanlarının soyut nitelikte olduğu, davacı- karşı davalı kadının ise yatağı ayırdığının tanık beyanı ile sabit olduğu, kadının erkek tarafından yatağın ayrıldığı iddiasının ise olmadığı anlaşılmaktadır. Belirlenen bu kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde; yanılgılı değerlendirme ile davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4.Yukarıda 3 üncü paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez.Kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası şartları oluşmamıştır. O halde; davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (3) ve ( 4) numaralı parağraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı- karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.