Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5834 E. 2024/2094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve davanın reddinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanma konusunda anlaşmış olmalarına rağmen, velayet ve nafaka gibi konularda anlaşamamaları ve davacı kadının boşanma nedeni olarak ileri sürdüğü geçimsizliği ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetme kararının hukuka uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2572 E., 2023/577 K.

DAVA TARİHİ : 25.04.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/334 E., 2020/123 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 17.06.2002 tarihinde evlendiklerini ve bu evlilikten 09.11.2008 doğum tarihli ... isimli müşterek bir erkek çocuklarının olduğunu, evliliğin ilerleyen zamanlarında özellikle son dönemlerde çift arasında ciddi uyumsuzlukların baş gösterdiğini, gelinen son noktada ise evlilik birliğinin ciddi bir şekilde temelinden sarsıldığını, çözümü mümkün olmayan sorunların yaşanmaya başladığını, zaman içinde çekilmez hale geldiğini, tarafların son 4 aydır ayrı şehirlerde yaşamaya başladıklarını, çocuğun bu durumdan etkilendiğini, çocuğun halen bakıma ve gözetime muhtaç olduğunu, evliliğin devamının mümkün olmadığını ve fiilen bittiğini, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk Amir Sarıyer için 5.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, davacı için ise dava süresince tedbir nafakası olarak 2.000,00 TL hükmedilmesine, dava sonunda kararın kesinleşmesiyle birlikte bu rakamın yoksulluk nafakası olarak davalı taraftan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılamada toplanılan delillere, olayların seyrine göre davacı taraf verilen kesin süre içerisinde tanık bildirmediği, bu durumda davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının yabancı kökenli olup bu sebeple gerek yaşadığı yerde gerek çalıştığı yerde gerekse tüm çevresinde kendisine şahitlik yapacak kadar kişiyi tanımadığını, çevresinde tanıklık hususu sorulan tüm insanların tanıklık yapmaktan herhangi bir sebeple bir şekilde imtina ettiklerini, şiddetli geçimsizliğin tek ispatının tanık beyanları olmadığını, asil tarafların her ikisinin de boşanmak istediklerini bizzat beyan ettiklerini, davalının da boşanmayı istediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tarafların anlaşamadıkları tek hususun ortak çocuğun velâyeti olup velâyetinin davacı anneye verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, süresinde tanık bildirilmemesinin sonucunun tanık deliline dayanmaktan vazgeçmek olup bu durumda tanık deliline hiç dayanılmamış gibi dosya üzerinde varsa diğer deliller ve diğer beyanların incelenmesi gerektiği belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların boşanmalarına, başta ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesi olmak üzere tüm talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki taraf da boşanmayı isterken ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ispatlanmış iken evliliğin devamına karar verilmesinin yerinde olmadığını, ancak davacının boşanma dışındaki taleplerini kabul etmediklerini, tarafların anlaşamadıkları tek hususun ortak çocuğun velâyeti olmadığını, davacının iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerini de kabul etmediklerini belirterek davacının istinaf talebinin reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların boşanmasına, davacının nafaka talebinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın geçimsizlik hususunda delil ve tanık bildirmediği, bu durumda davalının boşanmaya neden olan kusurlu bir davranışını kanıtlayamadığı; her iki taraf da boşanmayı istemiş ise de gerek velâyet gerekse boşanmanın mali sonuçlarında anlaşamadıklarından anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine imkan bulunmadığı, davanın reddine karar verilmiş olduğundan boşanmanın fer'î niteliğinde bulunan velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine imkan olmadığı; ortak çocuk yargılama sürecinde davalı baba yanında yaşamış olup davacı kadının da sabit ve düzenli geliri bulunduğundan davacı kadın ve ortak çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmemesinde yanlışlık bulunmadığı; tüm bu sebeplerle davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; her iki tarafın da boşanmak istediklerini davanın her aşamasında beyan ettiklerini, ortak hayat fiilen sona ermiş olup yeniden kurulabilmesinin mümkün olmadığını, davacının ciddi bir alkol bağımlılığı olup bu hususa ilişkin belge ve evrak sunulduğunu, tarafların yeniden bir araya gelerek evliliği devam ettirmeleri ihtimali bulunmadığını, tarafların boşanmasına karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise erkeğe yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.