"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1035 E., 2023/1433 K.
KARAR : Direnme
İLK DERECE MAHKEMESİ : Isparta 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/220 E., 2020/465 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davacı-karşı davalı kadın vkili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalının 2011 yılında evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, Alanya'da işe başlayacağını, bundan dolayı müşterek çocuğu ile birlikte davacıyı, ailesinin yanına bıraktığı ve 2018 yılında Alanya' ya taşındığını, bu olaydan kısa bir süre sonra da tekrar davacı ile iletişime geçip ailesinin yanından ayrılmasını ve Isparta iline taşınmasını söylediğini, müvekkil evliliğinin sürmesi için tüm bu söylenenlere uymuş ve tek başına küçük çocuğunu da alıp Isparta iline taşındığı, tüm bu süreçte davacı eşinden maddî, manevî hiç bir yardım görmediğini, Isparta' ya taşındıktan sonra kurban bayramının ilk günü eve gelen erkeğin kadın ile tartışıp hakaretler ettiğini, ardından müvekkile artık benim ne sizinle ne de evle bir bağlantım kalmamıştır diyerek evden ayrıldığı, bu olay yaşandıktan sonra da, ne müvekkile ne de müşterek çocuklarına maddî manevî destekte bulunmadığını, bir süre sonra müvekkile mesajlar atıp hayatında başka bir kadın olduğunu ve müvekkile sen kışlıksın diğer ilişkisinin yazlık olduğunu söyleyerek hakaret ettiğini, ortak çocuğu bir sene boyunca görmeye gelmediğini, evlilk birliği devam ederken erkeğin hakaret ve tehdit ettiğini, üzerine düşen birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkile psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığının açık olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili sürede verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde; davacının söylediği iddia olunan ''senin soy adını taşımak istemiyorum'' diyerek atılan mesajların da asılsız olduğunu, kadının, eşinin yanına masraf olmasından dolayı gitmemesi de doğru olmamakla birlikte erkek facebook sosyal paylaşım hesabı üzerinden yapmış olduğu paylaşımlarda ''Ben Alanya topraklarında çok mutluyum nedeni yaptığım ticaretim çok iyi para sıkıntım yok'' diyerek ekonomik sıkıntısının olmadığını ve Alanya' da tek başına mutlu olduğunu belirttiğini, bir an için erkeğin ekonomik sıkıntısı olduğunu düşünülse bile bir kişi, eşini ve çocuğunu görmek için ne gerekiyorsa yapıp onları görmeye gideceğini, sürekli olarak müvekkilin ailesine, akrabalarına araba ile çekilmiş resimli mesajlar attığını ve parasının ve gücünün olduğunu söylediği, erkeğin kadının evinin kirasını ödediği de asılsız olup, evin kirasını müvekkil ev sahibine elden ödeme yaparak ödediğini, çocuğuna sürekli maddî destekte olduğunun da asılsız olduğunu belirterek haklı davasının kabulü ile erkeğin karşı davasının reddini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sürekli hakaretler ettiğini, aşağılayıcı sözlerinin olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini, iş nedeniyle Alanya'da çalışmaya başladığını, ailesine destek olmak ve yeterince maddî gücü de olmadığından dükkanda yaşadığını bir ev kiralayamadığını, kadının da Alanya'ya gelmek istemediğini, erkeğin Ispartadaki evin kirasını da ödediğini, borçları da ödeme mücadelesi verirken kadının erkeğin yanında olmadığını, maddî ve manevî erkeği yalnız bıraktığını, kadının erkek hakkında uzaklaştırma kararı aldığı için de ortak çocuğu göremediğini ve kadının Ö. P. İsimli erkek ile yüz yüze ve telefon ile görüştüğünü öğrendiğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek için 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2020 tarihli ve 2019/220 Esas, 2020/465 Karar sayılı kararıyla; kadının dava diekçesi ve dilekçelerin teatisi aşamasında usulüne uygun olarak süresinde sunduğu dilekçelerde erkeğe atfen ileri sürdüğü vakıaların kadın tarafından dayanılan deliller çerçevesinde sabit olmadığı, her ne kadar kadının erkeğe atfen ileri sürdüğü kendisini ve ortak çocuğu ailesinin yanına bırakarak Alanya'ya taşındığı vakıasıyla ilgili olarak kadının kardeşi tanık ... duruşmada alınan beyanında taraflar ...'dan taşındıktan sonra erkeğin eşini ve çocuğunu Isparta'ya bırakıp Alanya'ya gittiği, eşi ve çocuğuyla ilgilenemeyeceği için onları Alanya'ya götürmeyeceğini söylediğini..." beyan etmiş ise de kadın tarafından sunulan mesaj içeriklerinden kadının eşinin iş kurduğu Alanya'ya gitmek istemediğinin anlaşıldığı, bu nedenle tanığın bu beyanlarının itibar edilebilir, doğru beyanlar olmadığının değerlendirildiği; erkeğin karşı dava ve dilekçelerin teatisi aşamasında usulüne uygun olarak süresinde sunduğu dilekçelerde ileri sürdüğü vakıalardan kadının Isparta'dan kendisinin iş kurduğu Alanya'ya gelmek istemediği vakıasının sunulan deliller çerçevesinde sabit olduğu, erkeğin kadına atfen ileri sürdüğü diğer vakıaların ise erkeğin dayandığı deliller çerçevesinde sabit olmadığı; tüm bunlardan olarak taraflar arasındaki evlilik birliğinin kadının az evvel belirtildiği şekilde sabit olan eylemi nedeniyle temelinden sarsıldığı ve her iki taraf için de çekilmez hale geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşinin iş kurduğu ... İli Alanya İlçesine haklı ve makul bir sebep olmaksızın gitmekten kaçınan kadının tam kusurlu olduğu değerlendirilerek kadının açtığı davanın reddine, erkeğin açtığı davanın kabulüne ve tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.03.2022 tarihli ve 2020/2082 Esas, 2022/532 Karar sayılı kararıyla; erkeğin çalışmak için Alanya ilçesine giderken eşi ve çocuğunu Isparta ilinde bıraktığı, kendisi ise ayrı bir ev tutmadan çalıştığı dükkanda barındığı, Alanya ilçesinde aile konutu niteliğinde bir yer bulunmadığı, kadının ise Isparta ilinde bir etüt merkezinde çalıştığı, bu durumda kadının haklı ve makul sebep olmaksızın Alanya'da yaşamayı kabul etmediği belirtilerek kadına kusur atfedilmesinin hatalı olduğu, erkek tarafından kadına isnat edilen sair eylemlerin ispatlanamadığına dair Mahkeme kararına karşı, erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından bu husustaki tespitler de kesinleştiği, dolayısıyla erkeğin davasının da ispat olunamadığından reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen karara dair kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek tarafından açılan boşanma davasında verilen karara dair kadının istinaf başvurusunun kabulü ile erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuk Sıla Yeşilyurt yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak, her ay ödenmek ve karar kesinleştiğinde sona ermek üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 06.12.2022 tarihli, 2022/4354 Esas, 2022/10059 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, kadının dosya kapsamından evlilik birliğinin sarsıldığını ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiş ise de erkeğin, ailenin durumuna uygun bağımsız bir konut temin edecek maddî imkanı olmasına rağmen, mobilya dükkanının bir bölümünün aile konutu olarak kullanılmasını isteyerek aile konutu konusunda kadına karşı ekonomik şiddet uyguladığı, o halde evlilik birliğini sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmediği, açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu davranışının, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu kadının, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, o halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının sunduğu dava ve cevaba cevap dilekçelerinde bozma ilamında belirtilen vakıaya dayanılmadığı gibi söz konusu tespiti doğrulayıcı herhangi bir delil de bulunmadığı, aksine kadının tanığı ... tarafından erkeğin eşini eşyaları ile birlikte Isparta'ya getirip kiraladıkları eve bıraktığının belirtildiği, kadın tarafından usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenebilmesinin olanaklı olmadığı, kadının ileri sürdüğü sair olay ve olgulara yönelik Bölge Adliye Mahkemesince yapılan tespit ve değerlendirmeler hususunda başkaca bir yanlışlığın bulunduğu da belirtilmediği gerekçesiyle önceki kararda direnerek kadının davasının reddine yönelik İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hukuku uygun olduğu kanaatine varılarak kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen karara dair kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, sair yönlerden verilen hüküm temyiz incelemesi neticesinde kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin tam kusurlu olduğunu, Alanya'ya taşındıktan sonra, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği, yanlarına giderek onları görmediği, maddî ve manevî herhangi bir destekte bulunmadığının ispatlandığını, haklı davasının kabulü gerektiğini, İstinaf mahkemesinin bu deliller karşısında dahi erkeği kusursuz bulur şekilde verdiği kararın hukuka ve adalete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ve kusur belirlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 6 ncı, 166 ncı maddesinin son fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.