"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/633 E., 2023/1297 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/366 E., 2022/875 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davası kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, erkeğin tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikten hemen sonra uzman çavuş olan erkeğin görev yeri olan Hakkari Şemdinliye döndüğünü, kadını ailesinin yanına bıraktığını, erkeğin ailesinin psikolojik ve fiziksel olarak kötü muamelelerine maruz kaldığını, ailesinin sözleriyle erkeğin kadına sürekli küfürler ettiğini, erkeğin ailesinin kadını darp ettiklerini, hakaret ederek evden kovduklarını, erkeğin kardeşine '' gerekirse kırın bacağını, bağlayın yatağa'' dediğini, erkeğin telefonda kadına hakeret ettiğini, tehditte bulunduğunu, kadını evden kovduğunu, kadının telefonunu alıp kartını kırdıklarını, 3 gün aç bıraktıklarını, kadının en son Jandarma eşliğinde evden ayrıldığını, erkeğin sosyal medyada başka kadınlarla yazışmalarının olduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- davalı kadın birleşen dava dosyasında cevap dilekçesinde özetle; yetki ve derdestlik itirazında bulunduklarını, iddiaların gerçek dışı olduğunu, erkeğin ailesi ile pikniğe gittiklerinde düğün istediği için kadını suçladıklarını, kayınvalidesinin hakaretler ettiğini, kadını evden kovdıklarını, kayınvalide ve görümcesinin kadını merdivenden aşağı ittiklerini, kadının erkeğin kadının üst kattaki kendi evlerinde yalnız kalmasını yasakladığını, kadının erkeğin ailesi ile yaşamaya başladığını, erkeğin küfürler ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin ailesi tarafından günlerce fiziksel şiddet görerek işkenceye maruz kaldığını, erkeğin en son .... ile nişanlandığını iddia ederek taleplerini yinelediğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili asıl dava dosyasında cevap dilekçesinde özetle; erkeğe dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte erkeğin birlikten istifa ettiğini, tebligatı alan amirin hukuka aykırı olarak tebligatı aldığını, ön inceleme duruşma gün ve saatinin de usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, kadının erkeğe yönelik hakaret içerikli mesajlar attığını, kadının erkeğin kız kardeşi ile karşılıklı darp ve hakaretlerinin olduğunu, kadının düğüne kısa bir süre kala evi terk ettiğini, nişanlandığını ancak düğünün sonra yapılacağını, kadın yüzünden nişanlısından ayrıldığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek birleşen boşanma davasında dava dilekçesinde özetle; kadının ailesinin kadına kötü davranmasından dolayı erkeğin kadını Antalya'dan aldığını, kadının, erkeğin ailesi ile birlikte yaşamayı kabul ettiğini, bunun üzerine erkeğin kadını alıp Kocaeli iline ailesinin üst katına yerleştirdiğini, 04.05.2016 günü nikah yaptıklarını, iki gün sonra erkeğin haneden ayrılarak görev yerine geri döndüğünü, toplam birlikteliklerinin 27 gün olduğunu, bir ay dolmadan kadının erkeği arayarak ağır sözlerle ve kendisini aşağılayarak ailesinin yanında yaşamak istemediğini, hemen gitmediği takdirde kendisini beklemeyeceğini söylediğini, bu arada düğün hazırlıklarının yapıldığını ve davetiyelerin bastırıldığını, iznine 8 gün kala kadının erkeği sevmediğini söyleyerek evi terk ettiğini, kendisiyle defalarca konuştuğunu ancak dönmeyi kabul etmediğini, Antalya'da ev tutmasını ve orada yaşamayı şart koştuğunu, asker olduğunu ve keyfi atanmasının mümkün olmayacağını belirttiğini, ancak kadının hakaretler ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve 2017/439 Esas, 2019/818 Karar sayılı kararı ile; kadın, erkeğin ailesinin kendisine kötü davrandığını, hakaret ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin kendisini başka kadınlarla aldattığını, evlilik devam ederken başka bir bayanla nişanlandığını iddia etmişse de bu vakıaları ispat edemediği, nişanlanmanın boşanma davası açıldıktan sonra gerçekleştiği, boşanma davası açıldıktan sonra gerçekleşen vakıaların ayrı bir dava konusu olabileceği, işbu davada ileri sürülemeyeceği, ancak erkeğin kadına hakaret ettiği, birleşen davada ise kadının erkeğe hakaret ettiğinin sabit olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal koşulları oluşmadığından tarafların maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, tarafların eşit kusurlu olması, evlilik süresi ve kadının çalışmaya engel hali ve rahatsızlığı bulunmadığı gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı- davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, birleşen boşanma davasının kabulü yönünden, davalı- davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile aleyhe vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 28.05.2021 tarih ve 2020/423 Esas, 2021/1249 Karar sayılı kararı ile kadının boşanma davasının taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği, somut uyuşmazlıkta Mahkemece, erkeğin birleşen boşanma davası yönünden yukarıda açıklanan usule uygun bir ön inceleme yapılmadan sözlü yargılama aşamasına geçilerek davanın esası hakkında hüküm tesis edildiği, bu yargılama şeklinin kanun hükümlerine aykırı olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile erkeğin birleşen boşanma davası ile kadının tazminat ve nafaka talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının babasına "ben istediğim ile gönül eğlendiririm, namus senin namusun" diyerek küçük düşürücü sözler söylediği, kadına yönelik "sen evlensen de kocan da olsa seni dağa götürür öldürürüm" diyerek tehdit ettiği, evlilik birliği devam ederken başka biri ile nişanlandığı, olayların akışı karşısında erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasına tam kusurlu eylemleriyle sebebiyet verdiği gerekçesi ile kadının boşanma davası yönünden karar istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada erkeğin boşanma davası hakkında, kadının boşanma davası kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının defaaten erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tedbir nafakasının kaldırılması talebinin tarafların ekonomik ve sosyal durumu değerlendirilerek reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminat miktarlarının, toptan nafakaya hükmedilmesinin ve miktarının hakkaniyete aykırı ve az olduğunu, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kabul edilen nafaka ve tazminat miktarları, birleşen boşanma davasında lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli karardaki asıl davaya cevap vermedikleri yönündeki tespitin hatalı olduğunu, dosyaya yeni delil ibraz edilmesine rağmen eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığına dair iddia bulunmamasında rağmen hatalı değerlendirme ile erkeğe kusur olarak yüklendiğini, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, tedbir nafakasının kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen nafaka ve tazminatlar ile miktarları, reddedilen tazminatlar, yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece, erkeğin, kadına şiddet uyguladığı belirtilmiş ise de dosya kapsamında erkeğin kadına şiddet uyguladığına ilişkin delil bulunmadığı, şiddet eyleminin erkek tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin bir iddianın da bulunmadığı, şiddet vakıasının erkeğe kusur olarak izafe edilmesinin doğru olmadığı, yine Mahkemece erkeğe izafe edilen başka kadınla nişanlanma olayının da davadan sonra meydana geldiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, davadan sonra gerçekleşen nişanlanma vakıasının erkeğe kusur olarak izafe edilmesinin de doğru olmadığı, ancak Mahkemece erkeğe kusur olarak izafe edilen diğer vakıaların tanık beyanları ile kanıtlandığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda erkeğin yine de tamaman kusurlu olduğu, ne var ki, Mahkemenin karar gerekçesi hatalı olduğundan erkek vekilinin istinaf itirazının bu sebebe münhasır olarak yerinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kadının ihtiyaçları, hakkaniyet prensibi dikkate alındığında, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, erkek tamamen kusurlu olup kadının kusurunun bulunduğunun kanıtlanmadığı, erkeğin dava açmakta haklı olmadığı, erkeğin karşı davası yönünden, kendisini vekil ile temsil ettiren kadın yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı, bu yanlışlıkların giderilmesi yargılamayı gerektirmediğinden erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusura ilişkin gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatın miktarı ile vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulüyle ilamının hüküm kısmının bu yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile bir defaya mahsus olmak üzere 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın birleşen dava dosyasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin erkekten alınarak kadına verilmesine, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca dava tarihinin 18.05.2017 olup, nişanlama tarihinin ise 04.05.2017 günü olduğunu, açılan davada ileri sürülmesine engel bir durum olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen nafaka ve tazminatlar ile miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca tazminat ve nafaka miktarları miktarının yüksek olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kabul edilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.