"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2547 E., 2023/445 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/588 E., 2020/74 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağının aynen iadesine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, ziynet alacağı davası yönünden hükmün kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin sürekli hakaret ettiğini, küfür ettiğini, annesine de hakaret edip evden kovduğunu, kadının dışarı çıkmasına izin vermediğini, ölümle tehdit ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken baba yanında yatılı kalmayacak şekilde, anne ya da bir pedegog eşliğinde saatlik olarak görüş verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, düğünde takılan ve davalı tarafından el konulan 121 gram altının iadesine, şimdilik 1.000 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaları asılsız olduğunu, kadının doğumdan sonra çocuğu da bırakarak evi terk ettiğini, ailesinin etkisinde kaldığını ileri sürerek davanın reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadının annesine hakaret ettiği, kadını zorla ortak konutta tutmaya çalıştığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına 1.000,00 TL maddî tazminata, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadının ziynet eşya alacağına ilişkin davasının kabulü ile 22 ayar 6 adet toplam 121 gram ağırlığındaki bileziğin aynen iadesine, erkeğin manevî tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir. karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, tarafların uygun bir ortamda psikolog veya başka bir uzman eşliğinde görüşmeleri halinde bu evliliğin kurtulacağını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen davacıyı zorla ortak konutta tutmaya çalıştığı vakıasının ispatlanmadığı, ispatlanmayan vakıanın kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de erkeğin tam kusurlu olduğu; tarafların SGK hizmet dökümüne göre, kadının 12.09.2022 tarihinden itibaren düzenli olarak çalışmaya başladığı, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşıldığı; kadın tarafından talep edilen ziynetlerin ayar, gram ve değerlerinin kararda yer almadığı, bu haliyle denetime elverişli olmadığı, Mahkemece kadının talebinin açıklattırılarak, akabinde dosyanın kuyumcu bilirkişiye verilerek dava tarihi itibariyle talep edilen ziynetlerin dava tarihi itibariyle değer tespitini yaptırmak ve tespit edilen değere göre davacıya nisbi harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ; kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine; erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine; 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince erkeğin ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde ziynet alacağı davasının yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, ziynet alacağına yönelik sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Velâyeti anneye bırakılan 27.07.2016 doğumlu ortak çocuk ... ile baba arasında kurulan kişisel ilişki süresi çocuğun yüksek yararı ile ortak çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli olarak belirlenmiştir. Çocuk ile baba arasında kurulan her yılın Temmuz ayı boyunca kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. O halde, ortak çocuk ile davacı baba arasında kurulan yaz tatilinde görüş günlerinin başlangıç ve bitiş saati gösterilerek kişisel ilişki düzenlenmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Ne var ki; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci fıkrasının son cümlesinin ikinci bölümünde yer alan yaz tatilinde görüşmeye ilişkin kısmın hükümden çıkarılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının 2. bendinin kişisel ilişkiye yönelik kısmının çıkarılarak yerine 2. bendin birinci paragrafı olarak "davalı ile ortak çocuk arasında her ayın 1. ve 3. haftasında Cumartesi saat 10.00- Pazar saat 19.00 saatleri arasında, dini bayramların ikinci günü saat 09.00 - üçüncü günü saat 19.00 saatleri arasında, yarı yıl tatilinde ilk Pazartesi saat 10.00'u takip eden Pazar saat 18.00 arasında, her yılın Temmuz ayı 1. günü saat 10.00'dan 31. günü saat 18.00'a kadar yanına alarak kişisel ilişki tesisine" ibaresinin yazılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye yönelik kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ise diğer yönlerden ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.