"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/761 E., 2023/1447 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/420 E., 2021/868 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiklerini, müvekkilinin evlendikten hemen sonra çalışmaya başladığını, davalı erkeğin borçlarının olduğunun ortaya çıktığını, davalının annesinin tarafların alt katında oturduğunu, tarafların sürekli davalının evinde oturulmaya başladığını, davalının ilk günden itibaren annesinin dizinin dibinde oturduğunu, davalının bu durumda zorlandığını, davalının sürekli iç içe yaşanmasını istediğini, ayrıca müvekkiline iş yaptırıldığını, temizlik bulaşık gibi işler yaptırıldığını, davalının müvekkilinin ailesiyle görüşmesini kısıtladığını, müvekkilinin ailesiyle görüşmesinin asgari düzeyde olduğunu, davalının ise istediği gibi bir hayat yaşadığını, çadır kurup kamp yaptığını, haftaiçi eve gelmediği zamanlar olduğunu belirterek davalı ile müvekkilinin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminat, 65.000,00 TL katılma alacağı, 16.500,00 TL taksit bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, müvekkilinin borçlarının olduğu iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin davacıya kayınvalidelik yaptırdığı iddiasının da doğru olmadığını, davacının ailesiyle evlenirken küs olduğunu, müvekkilinin davacı ve babasını barıştırdığını, müvekkilinin oturduğu ev kentsel dönüşüm çerçevesinde 2016 yılında yıkıldığını ve bu evin satın alındığını, tarafların Tokiden aldıkları evin taksitini müvekkilinin ödediğini, zira tokiden alınan evin 2006 yılında alındığını, tarafların 2012 yılında evlendiklerini, tarafların sorunlarının davacıdan kaynaklı olmadığını, müvekkilinin bunu hiç sorun etmediğini, davacıyı sevdiğini ve üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, kötü alışkanlıklarının olmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminat, 500,00 TL yoksulluk nafakası, 100,00 TL eşya alacağının davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak yaşamı temelinden sarsacak ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu; davalı tarafın evden ayrılarak fiili ayrılığa sebep olduğu, tarafların dava açılmadan önce 1 yıl ayrı yaşadıkları, ayrı yaşadıkları dönem içinde davalının eşinin ve evinin ekonomik giderlerine katılmadığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, evlilik birliği içinde davalı tarafın eşine karşı hakaretlerde bulunduğu, davalı tarafın eşine "salak, gerizekalı, sen konuşma" şeklindeki sözlerle rencide edici sözler söylediği, davalı erkeğin eşinden habersiz ortak evi sattığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, davacı kadına evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında yüklenebilecek kusurun bulunmadığı gerekçesi ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı kadın lehine 17.500,00 TL manevî tazminata, ev eşyaları ile ilgili usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının mal rejiminden doğan katkı ve katılma alacağına yönelik davası ile evlilik birliği içinde alınan toki evlerindeki daire için davacının kendi hissesi için ödediğini belirttiği 16.500,00 TL alacak talebine ilişkin davanın tefrikine, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.