"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/924 E., 2023/943 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/71 E., 2023/147 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikleri günden beri erkeğin küfürlerine fiziksel ve cinsel şiddetine maruz kaldığını ve aşağılandığını, erkeğin öfke kontrolünün bulunduğunu, küçük şeyleri büyüterek sebepsiz yere fiziksel şiddet uyguladığını evden defalarca kovduğunu, evlilik süresince evin hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, dayak olayından sonra erkeğin annesinin okunmuş su diyerek kendisine zorla su içirdiğini, erkeğin cinsel şiddetine maruz kaldığını, ters ilişkiye, oral ilişkiye, özel günlerinde istemediği zamanlarda dahi cinsel ilişkiye zorlandığını, erkeğin internette uygun olmayan videolar izlediğini, kadının ailesi ile görüşmesine müsade etmediğini, baba evine gitmek istediğinde veya ailesini davet etmek istediğinde izin vermediğini, aşırı kıskanç olduğunu, özeline saygı duymadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, maaş kartını ve babasına ait olan aracın kendisine verilmesini istediğini, kendisine ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadın sözlü tartışmalar yaşadıklarını ancak hiçbir zaman fiziksel şiddet, hakaret boyutuna ulaşmadığını, kadının evden ayrıldıktan 3 ay sonra kendisi tarafından fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığını söylediğini ve şikayetçi olduğunu, bir gün göz altında kaldığını sonrasında takipsizlik kararı verildiğini, iddiaları kabu etmediklerini, kadının erkeğe karşı küfürlü konuştuğunu ve hakaret ettiğini, kadının aşırı kıskanç olduğunu, erkek arkadaşları ile görüşmesine bile karıştığını, kendisine ve ailesine kötü davrandığını, kadının yastığının altına büyü koyduğunu, küçük düşürücü sözler söylediğini, kadının ziynetlerini ve diğer kişisel eşyalarını alarak evden ayrıldığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına evlilik süresince defaten ve farklı tarihlerde darp eyleminde bulunarak fiziki şiddet uyguladığı, kadına yönelik hakaret söylemlerinde bulunarak duygusal ve sözel şiddet eylemlerinde bulunduğu, yaşadığı problemleri ve aile mahremiyetini kendi kök ailesine anlatarak gizlilik yükümlülüğüne aykırı davrandığı, erkeğin kök ailesinin kadına ve tarafların evliliğine aşırı olacak şekilde müdahale etmelerine zemin hazırlayıp yapılan müdahalelere sessiz kaldığı, engel olmadığı, taraflara arsında yaşanan son olayla da erkeğin babası, annesi ve kız kardeşinin kadına hakaret ve tehditlerde bulunup ortak konuttan kadını kovdukları nitekim bununla ilgili dosya arasına alınan kolluk tahkikat evrakının oluştuğu, erekğin kök ailesiyle aynı apartmanda oturmasını kendi lehine değerlendirerek yaşanan her tartışma sonrasında müşterek konutu terk edip kök ailesinin evine gittiği veya tartışma sonrasında yine kadını müşterek konuttan kovup kendi kök ailesinin yanına gitmesine zorladığı, böylelikle kadına psikolojik şiddet eylemlerinde de bulunduğu, kadını maaşını ve gelirini, ziynetlerini kendisine vermesi, evlenmeden önce aldığı arabayı kendi kullanımına vermesi konularında kök ailesiyle birlikte zorlayarak isteklerde bulunup bu isteklerin karşılanmaması durumunda yine tartışma ve kavga çıkararak kkadına yönelik ekonomik şiddet içerikli eylemlerde bulunduğu, kadının kök ailesiyle görüşmesine engel olmasa da her görüşmede veya kadının ailesi müşterek konuta ziyarete geldiklerinde bu konularla ilgili hoşnutsuzluğunu dile getirip kavga çıkartıp ayrıca kadını makul seviyenin üzerinde ve gereksiz olacak şekilde kıskanarak kadına yönelik sosyal şiddet olarak adlandırılabilecek şekilde eylemlerde bulunduğu, yine bahsi geçen sosyal şiddet eylemine yönelik olarak kadının kök ailesiyle görüşmesini kendi kök ailesine anlatıp erkeğin kök ailesinin kadına bu görüşmeleri konusunda müdahale edip karışmalarına neden olacak şekilde hareketlerinin de olduğu, ayrıca erkeğin sunulan ekran görüntülerine göre uygun olmayan video ve görüntüler seyrederek evlilik birliğine aykırı olacak şekilde güven sarsıcı eylemlerinin olduğu, alınan mesaj kayıtlarına göre erkeğin bahsi geçen olumsuz eylem ve söylemlerinin daha önceden yaşandığına ilişkin Mahkemece olumlu olacak şekilde değerlendirilen delillerin mevcut olduğu, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğe yönelik makul görülebilecek tepkinin üzerinde ve tekrarlayan kereler hakaret içerikli konuşmalar yapıp mesajlar attığı, erkeğin kök ailesine karşı da hakaretvari ve eleştiri sınırlarını aşacak şekilde söylemlerde bulunduğu, yaşadığı küçük sorunlar veya tartışmalar sonrasında erkeğin kendisini müşterek konuttan kovması haricinde kadının da bu küçük tartışmaları bahane edip müşterek konutu terk ettiği, böylelikle kadının erkeğe yönelik duygusal, sözel şiddetlerinin bulunduğu, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, asıl davada kadının çalışması nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği belirtilerek yoksulluk nafakası isteminin reddine, varsa tedbiren ödenen nafakaların kaldırılmasına, karşı davada yasal koşulları oluşmadığından erkeğin yoksulluk nafakası istemi ile maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; adli tıp raporunun iddialarını kesin olarak ispat etmese de, kadının beyanları, ŞÖNİM'de psikologla görüştüğü 18.01.2021 tarihindeki görüşme raporundaki açıklama, ayrıca tanıklar .... ve ....'nin ifadeleri ile birlikte değerlendirildiğinde kadının cinsel şiddete maruz kaldığının kuvvetle muhtemel olduğunun açık olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, kabul edilen tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kusur tespitini eksik araştırma ile yaptığını, Mahkeme dosyasına sundukları kadının el yazısı ile yazılan büyüye benzer yazılı olan kağıdın incelemesinin yapılmadığını ve bu yönde hükme de esas alınmadığını, kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin boynunda ve yüzündei cebir izlerinin mahkemeye sundukları fotoğraflarda gözükmekte olduğunu, Mahkemenin gerekçesinde bahsetmediğini ve eksik araştırma ile kararını kurduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, kabul edilen tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanamayacağı, kadın yararına yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.