Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6483 E. 2023/5866 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanan kadının, kocasının soyadını kullanma izninin kaldırılması talebinin reddi üzerine açılan temyiz davasında, iznin kaldırılması için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, boşanma sonrası kocasının soyadını kullanmaya devam etmesinde menfaatinin bulunduğu ve davacının ileri sürdüğü gerekçelerin 4721 sayılı Kanun'un 173/3. maddesi anlamında iznin kaldırılması için yeterli olmadığı değerlendirilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2360 E., 2023/1076 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/429 E., 2022/279 K.

Taraflar arasındaki boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına dair verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2014 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalının soyadını kullanması için davacı tarafından izin verildiğini ancak süreç içinde koşuların değişmesi nedeniyle artık davacının rızasının bulunmadığını, davalının ağır hakaretlerde bulunduğunu, davacı ve şu anki eşinin huzur ve sükununu bozduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalının davacının soyadını kullanmasına dair iznin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının doktor ve aynı zamanda üniversitede profesör olduğunu, "Karaarslan" soyadı ile tanındığını, buna ilişkin ulusal ve uluslararası yayınlarının bulunduğunu, davalının bu soyadı kullanmasının davacıya herhangi bir zararının bulunmadığını, kullanma izninin kaldırılması şartlarının sağlanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... Davalının akademisyen olduğu ve tüm akademik çalışmalarını "Karaarslan" soy adı ile yaptığı ve boşanmadan sonrada bu ismi kullandığı, dolayısı ile kocanın soy adını kullanmasında geçmişte ve şimdi menfaatinin olduğu tartışmadan uzaktır. Davacı yanın kadının soy adını kullanmakta menfaati kalmadığı yönündeki iddiasına bu nedenle itibar edilmemiştir. Davacı yan ikinci neden olarak davalının kendilerine zarar verdiğini belirterek soy adını kullanmasının kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davacı yan zarar olarak davalının mesajlarını, sosyal medyada eski resim paylaşmasını ve davadan sonra çocuklar ile ilişkilerinin bozulmasını gerekçe göstermiştir. Gösterilen gerekçeler kocanın soy ismine zarar verecek nitelikte bulunmayıp ancak ceza yargılamasında hakaret suçundan dolayı şikayete ve hukuk mahkemelerinde kişilik hakları zarar gördü ise manevî tazminat istemeye hak verecek nitelikte olup soy ismin kaldırılması için yeterli bir gerekçe değildir. Kaldı ki bahsedilen mesajın tanık beyanı ile bir kere gönderildiği anlaşılmış olup ısrarlı bir takip ya da rahatsız edici bir durumun da varlığı tespit edilememiştir..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kanıtların eksik toplandığını, toplanan delillerin de yeterince değerlendirilmediği, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, davalı tanığının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, buna ilişkin suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı asilin tanığa soru sorma hakkının engellendiğini, davalı tanığının dinlenmediğini, bilirkişi incelemesi talebinin kabul edilmediğini, davacının eşinin davaya müdahale talebinin reddedildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kanıtların bir kısmının toplanmadığını, toplanan delillerin de yeterince değerlendirilmediğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince de hukuki sorunun giderilmediğini, davalı tanığının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, buna ilişkin suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı asilin tanığa soru sorma hakkının engellendiğini, davalı tanığının dinlenmediğini, bilirkişi incelemesi talebinin kabul edilmediğini, davacının eşinin davaya müdahale talebinin reddedildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına dair verilen izninin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.