Logo

2. Hukuk Dairesi2023/66 E. 2023/2747 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı erkeğin, kadına yönelik psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığına dair delillerin bulunması ve erkeğin iddialarını ispatlayamaması nedeniyle boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurun ağırlıklı olarak erkekte olduğu, ancak kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının hakkaniyet kurallarına uygun düşmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/667 E., 2022/2058 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/683 E., 2021/146 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin tarafların aile mahremiyetini dışarıya ve kendi ailesine anlattığı, evliliklerinin ilk gecesinden dahi erkeğin annesinin haberdar olduğu, çarşafı görmek istediği, kadının bekaret hususunda doktora götürüldüğü, kadının bir ... sonra bekaret kanamasının olduğu, ancak davalı erkeğin şüphe ile yaklaştığı, kıyafetlerine karıştığı, kendi annesi ve kız kardeşi dışında tüm kadınları değersiz gördüğü, ailesi ile görüşmek istediğinde tartışma çıkardığı, emek ve çabalarını inkar ettiği, erkeğin memnun olmadığı, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, arkadaşları ile kahve içmeye çıktığından dahi erkeğin kadının kardeşini arayarak kadının psikolojisinin bozulduğu kafe kafe gezdiğini söylediği, kadının akrabalarına kadının psikolojisinin bozuk olduğu, hocaya götürülmesi gerektiğini söylediği, kadını maaş kartını vermeye zorladığı, abisinin eşinin de böyle yaptığı, kendi kredi kartını kadına vermediği, lüks düşkünü olmakla suçladığı, gönlünü almaya çalışırken dahi araya üçüncü kişileri dahil ettiği, ortak çocuklar için katlanmak zorunda kaldığı, bıçaklamakla tehdit edildiği, erkeğin soyadımdan düş, başkası ile evleneceğim dediği, kendi ailesini müvekkilinin ailesinden ... gördüğünü, erkek ve ailesinin müvekkiline psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, bugüne kadar çocuklar için katlandığını, erkeğin müvekkilini tehdit ettiğini, evlilik süresince yaşadıklarından dolayı kalp rahatsızlığının ortaya çıktığını, evliliğin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmemekle birlikte asıl kusurlu tarafın kadın olduğunu, kadının iddialarının ... olmadığını, bekaret için doktora gidilmiş olmasına rağmen müvekkilinin bu konuyu tekrar gündeme getirmediğini, kadının hayatına karışmadığını, sadece dar ve dekolte kıyafetler giymesini istemediğini, kadının kendi ailesiyle bir süre küs kaldığını, ev işlerini ve çocukların bakımını ihmal ettiğini, gelirlerini ve maaşını gizlediğini, üç defa evi terk ettiğini, davacı kadının sinirli ve kavgacı biri olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava ve karşı dava dilekçeleri, tanık beyanları, sosyal inceleme raporu, müzekkere cevapları, taraflarca ibraz edilen belge ve deliller ile dosya kapsamında toplanan diğer deliller değerlendirilerek; kadının erkek tarafından psikolojik ve ekonomik şiddete maruz bırakıldığı, iş bu olgular erkek tarafından, kadını evliliklerinin ilk gecesinden sonra doktora bekaret muayenesine götürüldüğü hususunun cevap dilekçesinde ikrarlarından, delil dilekçesi ekinde sunulan mektuptan, muteber tanık beyanlarından ve dosya kapsamından teyit edildiği, bekaret hususundaki tartışmalara erkeğin ailesinin de haberdar ve dahil olduğu mezkur davalı ikrarı ve tanık beyanları ile dosya kapsamında toplanan delillerden anlaşılmakla ilgili husus davacı kadına yönelik psikolojik şiddet olarak değerlendirildiği, aynı zamanda tarafların aile hayatının mahremiyetinin ihlali olarak kabul edildiği, muteber tanık beyanları ile mezkur davalı tanıklarının beyanları göz önüne alındığında, giyim tarzında herhangi bir değişiklik ve aşırılık olmadığı beyan edilen kadının kıyafetine erkek tarafından karışılması hatta bir kısım tanık beyanlarında zikredildiği üzere kapanmasının istenmesi de kadına yönelik psikolojik şiddet teşkil ettiği, davalı tanıklarından Ali, ... ve Şenol'un davacı kadının maaş kartının kendisinde olduğunu aile içi sohbetlerde duyduklarını beyan ettikleri anlaşılmakla, eşler arasındaki ekonomik konuların özellikle aile içi aile meclisi olarak kabul edilebilecek ortamlarda yahut ... sohbetlerinde gündeme getirilmek suretiyle baskı ortamı oluşturulmasının da ekonomik şiddet teşkil ettiği, erkek tarafından ileri sürülen kadının ... sarsıcı eylemlerde bulunduğuna ilişkin iddialardan sonra tarafların barışıp bir arada yaşamaya devam ettiği ve ilgili hususu ispata matuf muteber bir delil mevcut olmadığı anlaşılmakla iddialara itibar edilmediği, boşanmak ile davacı kadının eşinin ekonomik desteğinden yoksun kalacağı ve boşanma sonrası evli olduğu döneme görece yoksullaşacağı, öte yandan tarafların müşterek çocukların bakım ve iaşesi ile sair giderlerine ekonomik durumları ölçüsünde katılma yükümlülüğü mevcut olduğu, sonuç olarak taraflar arasındaki evlilik birliğinin müşterek hayat yeniden tesis edilemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı, kusurun erkekte olduğu, kadına yönelik ileri sürülen olguları ispata matuf muteber delillerin mevcut olmadığı, özetle kadının, erkek tarafından evliliklerinin ilk gecesinden sonra doktora bekaret muayenesine götürüldüğü, bekaret hususundaki tartışmalara erkeğin ailesinin de haberdar ve dahil olduğu, kadının maaş kartının erkekte olduğunun aile içi sohbetlerde geçtiği, eşler arasındaki ekonomik konuların özellikle aile meclisi olarak kabul edilebilecek ortamlarda yahut ... sohbetlerinde gündeme getirilmek suretiyle baskı ortamı oluşturularak bu şekilde kadının erkek tarafından psikolojik ve ekonomik şiddete maruz bırakıldığı, erkeğin iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 175,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 16.000,00 TL maddî, 16.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları ile velâyet ve aleyhine hükmedilen iştirak nafakalarına yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, kendi boşanma davasının reddi, kusur tespiti, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve nafakalar, kendisinin manevî tazminat talebinin reddi ile çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarlarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma yükümlülüğünün mutlak olmayıp, mali gücü varsa söz konusu olacağı, kendisi ... olan tarafın tedbir ve iştirak nafakasından sorumlu tutulamayacağı, kadının asgari ücret düzeyinde bir gelir elde ettiği, asgari ücret seviyesindeki gelirin kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağı, nitekim bu belirlemenin İlk Derece Mahkemesince de yapıldığı ve kadının yoksulluk durumunun olduğu gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu husus ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadının velâyetleri erkeğe tevdi edilen ortak çocuklar için iştirak nafakası ödemekle sorumlu tutulmasının ... olmadığı, yine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları ile boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile evliliğin süresi dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadın yararına boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdirine karar vermek gerektiği gerekçesiyle erkeğin iştirak nafakası isteminin reddine, kadın yararına hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek kadının iştirak nafakaları ile yararına hükmedilen tazminatların miktarları yönününden istinaf talebinin kabulüne, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, kendi davasının reddinin hatalı olduğunu, kadının davasının kabulünün de hatalı olduğunu, çocukların yanında yaşadığını, ekonomik olarak zorlandığını, kadının gelirinin ... olduğunu, yoksulluğa hükmedilmesinin hatalı olduğu gibi çocuklar için hükmedilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu belirterek kadının kabul edilen davası ve fer'î talepleri ile reddedilen davası ve fer'î talepleri yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar, tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat ve iştirak nafakası talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında ... kadın yararına takdir edilen maddî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.