"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/507 E., 2023/18 K.
KARAR : Kısmen kabul-kısmen ret
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine ve karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. ... erkek vekili dava dilekçesinde; 218 ada 10-11-12 parsel sayılı taşınmazların üzerindeki bina müvekkilinin olmak kaydıyla taşınmazları davalı-davacıya devrettiğini, binanın müvekkili tarafından yapıldığını, bina ve arsanın iyileştirilmesi için 2305 parsel ve 3775 parsel sayılı taşınmazlarını satarak 200.000,00 TL masraf yaptığını; ayrıca ... ada 4 parsel 5 nolu meskeni aldıklarını, boşanma aşamasında 218 ada 10-11-12 parsel sayılı taşınmazın satılarak parasını davalı-davacının aldığını, müvekkilinin payını vermediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. ... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin Türki'ye dönerken Almanya'daki tüm mal varlığını satarak döndüğünü, getirilen para ile 218 ada 10-11-12 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, evlilik öncesi edindiği mallarını çocuklarına paylaştırdığını belirterek birleşen davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; 218 ada 10-11-12 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının üçüncü kişiden 1997 yılında, bir kısmının da davacı-davalıdan 1999 yılında satın alındığını ve müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davacı-davalının işbu taşınmazlara masraf yapmadığını, davacı-davalının 3775 parsel sayılı satarak parasını çocuklarına verdiğini, davacı-davalının taşınmazları bina yapıldıktan sonra sattığını, müvekkilinin evlenlenmeden önceki birikimleriyle karşıladığını; ... ada 4 parsel 5 nolu meskenin de önceki birikimleriyle alındığını, 218 ada 10-11-12 parsel sayılı taşınmazın satılarak davacı-davalının parasını aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalının uzun yıllar Almanya'da yaşadığını ancak iflas ederek Türkiye'ye kesin dönüş yaptığını, müvekkilinin ise önceki eşi ile ortak işlettiği Almanya'daki ortaklıktan payına düşeni aldığını, Türkiye'ye dönüşü sırasında sağlam bir ekonomik durumunun olduğunu, davacı-davalının evlenmeden önce 3775 parsel sayılı taşınmazı olduğunu, bunu da satarak parasını çocuklarına dağıttığını, davalının banka hesabında 550.000,00 TL'nin edinilmiş mal olduğunu, ayrıca başka taşınmazlarını da satarak parasını dağıttığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi iel eklenecek değerler, dekleştirme, artık değer, katılma alacağı ve değer artış payları eklenecek bulunacak bedelin müvekkilinin hakkına düşecek olan şimdilik 20.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davalı-davacı kadın vekili 27.04.2015 tarihli dilekçesinde; talep miktarını artırarak toplam 75.845,65 TL'nin boşanma kararının kesinleştiği 27.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasalı faizi ile birlite tahsilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.03.2016 tarih ve 2010/202 Esas, 2016/271 Karar sayılı kararı ile, ... parsel sayılı taşınmazın taraflar evlenmeden önce ... tarafından edinildiği, kişisel mal olduğu ve devredildiği, ... parsel sayılı taşınmazda davalı-davacının herhangi bir katkı payı veya katılma alacağının olmadığı; 218 ada 10-11-12 parsel sayılı taşınmazların davalı-davacının kendisini emniyette hissetmesi için güvence olması niyeti ile ... tarafından verildiği, bağış olduğu, tarafların evlenmesinden çok sonra davalı-davacıya devir edildiği, davacı -davalının iddialarına göre bu devirden önce davacının bu taşınmazlara dilekçesinde bahsettiği yatırımları yaptığı, taşınmazların tüm muhtesatları ile birlikte devredildiği iddiasının aksine binaların ... da kalacağı iddiasının yerinde olmadığı, taşınmazların davanın açılmasından iki ay önce devredildiği; ... ada 4 parsel 5 nolu meskenin her ne kadar davalı-davacının ilk eşinden aldığı tazminatlar ve birikmiş parası ile aldığını iddia etmiş ise de davalı-davacının kişisel malları ile aldığını ispatlayamadığı, işbu taşınmazın karara en yakın tarih olan Ekim/2014 tarihi itibari ile değerinin 135.000,00 TL olarak belirlendiği, ancak Mahkemece hakkaniyet kurallarına uygun olarak yapılan güncelleme sonunda karar tarihi itibari ile taşınmazın değerinin 155.250,00 TL olduğu, bu değerin 1/2'si olan 77.625,00 TL davacı-davalının katılma alacağı bulunduğu; A Bankta davacı adına bulunan hesaptaki 12.08.2009 tarihi itibari ile 151.691,31 TL bulunduğu bu hesabın 13.08.2007 tarihinde açıldığı, bu paranın edinilmiş mal olarak kabulü gerektiği, 1/2'si olan 75.845,65 TL davalı-davacının katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüyle, 77.625.00 TL'nin davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine; birleşen davanın ve ıslahın kabulüyle, 75.845.65 TL'nin davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine; takas uygulanarak 1.779.35 TLnin davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2018 tarih ve 2016/13869 Esas, 2018/10165 Karar sayılı kararı ile, ... vekilinin banka hesaplarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; somut olayda, edinilmiş mal olarak kabul edilen 151.691,31 TL'nin kaynağının 13.08.2007 tarihinde açılan hesaba nakit olarak yatırılan 130.000,00 TL'ye dayandığı, muhtelif tarihlerde vadeli faizli mevduat açılış işlemleri ile anılan miktarın işletildiği ve neticede 151.691,31 TL'ye ulaştığı, anaparaya işletilen faiz gelirlerinin edinilmiş mal olarak kabulü doğru ise de, nakit yatan 130.000,00 TL anaparanın kişisel mal mı edinilmiş mal mı olduğunun belirlenmesi gerektiği, davacı-davalının bu paranın ölen eşinden kalan 594 parsel sayılı taşınmazın satılması sonucu elde edildiğini, bu nedenle edinilmiş mal niteliğinde olmadığını açıklayarak kişisel mal savunmasında bulunduğu, ne var ki, Mahkemece, kişisel mal savunması üzerinde yeterince durulmadığı, Mahkemece, bahsi geçen taşınmazın tedavüllü tapu kaydı getirtilerek taşınmazın edinme şekli ve tarihi ile satış tarihinin belirlenmesi, banka hesabına paranın yatırılış tarihi ile söz konusu taşınmazın satış tarihinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, yatan paranın değeri-satım değeri vs.göz önünde bulundurularak mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle mevcut paranın kişisel mal ve edinilmiş mal kısımlarının belirlenmesi, gerekirse bu hususta konusunda uzman hesap, bankacı ve mali bilirkişiden oluşacak heyetten denetime elverişli rapor alınarak gerçekleşecek duruma göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek hükmün ... yararına bozulmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2018 tarih ve 2016/13869 Esas, 2018/10165 Karar sayılı kararı ile, davalı-davacı vekilinin ... ada 4 parsel 5 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; taşınmaz edinme tarihi itibariyle davalı-davacının edinilmiş malı olup, aksini ispat yükü davalı-davacı tarafa ait olduğu, davalı-davacının ilk eşinden boşandığında yüklü bir miktar tazminat aldığını, önceki eşi ile ortak yaptıkları işler sonucunda kazanımları olduğunu, ayrıca Almanya'dan iyi bir birikimle Türkiye'ye döndüğünü, bu paraları Merkez Bankası hesabına yatırdığını ve dava konusu taşınmazı bu paralarla aldığını, dolayısıyla kişisel malı olduğunu savunduğu, ne var ki, Mahkemece kişisel mal savunması üzerinde yeterince durulmadığı, davalı-davacıya ait Merkez Bankası kayıtları incelendiğinde, tarafların evlilik tarihi olan 12.08.1996 tarihinden önce ve sonra olmak üzere muhtelif tarihlerde açılan ve bu hesaplar kapatılarak veya hesaplar arası aktarım şeklinde açılan muhtelif sayıda banka hesabının olduğu, en son evlilik tarihinden sonra 15.05.2006 tarihinde 65.109,24 Euro olarak açılan banka hesabından tasfiyeye konu 5 nolu bağımsız bölümün alınmasından 1 gün önce 18.12.2008 tarihinde 37.000,00 Euro çekildiği, Mahkemece, söz konusu 37.000,00 Euro'nun kaynağının belirlenmesi, kişisel mal olup olmadığı veya ne kadarının kişisel mal olduğu üzerinde durulması, tasfiyeye konu taşınmazın edinme tarihi itibariyle değeri ile söz konusu 37.000,00 Euro'nun çekildiği tarihteki değerinin karşılaştırılması, gerekirse konusunda uzman hesap, bankacı ve mali bilirkişiden oluşacak heyetten denetime elverişli rapor alınarak, davalı-davacının kişisel mal savunması üzerinde durularak gerçekleşecek duruma göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek hükmün davalı-davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
4. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2018 tarih ve 2016/13869 Esas, 2018/10165 Karar sayılı kararı ile, sonuç olarak davacı- davalı vekili ile davalı- davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle hükmün bozulmasına, ... vekili ile davalı-davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalının banka hesaplarının değerlendirilmesinde; dava dışı 594 parsel (yenileme sonucu 106 ada 9 parsel)’e ait sayılı taşınmazın 13.03.2007 tarihinde ¼ hissesinin ... adına intikal nedeniyle tescil edildiği, aynı tarihte n tüm hissedarların hisselerini sattığı, işbu satıştan 5 ay sonra 13.08.2007 tarihinde davacı-davalının hesabına 130.000,00 TL yatırıldığı, dava dışı taşınmazın bilirkişi raporunda değerinin (13.07.2007- 25.10.2007 tarihi itibariyle) 550.000,00 TL olarak belirlendiği, davacı-davalının hissesine düşen miktarın 137.500,00 TL olacağı, İş Bankası'nda davacı-davalıya ait 13.07.2007- 12.08.2009 tarihleri arasında herhangi bir mevduat hesabına rastlanılmadığının bildirildiği, hesaba tahakkuk eden toplam faiz rakamının 20,154.71 TL olduğunun tespit edildiği, ancak davacı-davalının dönem sonlarında tahakkuk eden faiz bedelini 17.04.2008 tarihine kadar düzenli olarak, bu tarihten sonra da tahakkuk eden faizin bir kısmını nakit olarak çektiği, 20.06.2008 tarihinde hesabına 17.700,00 TL nakit yatırarak o tarihe kadar birikmiş 3.373 TL faizle birlikte 151.073,00 TL'yi vadeli hesaba yatırdığı, 22.04.2009 tarihinde birikmiş faiz ile birlikte 151.691,31 TL'nin 01436538 nolu hesaba havale yapıldığı, bu hesapta mevcut para ile birlikte bu sefer 520.000,00 TL vadeli mevduat hesabı açılmış olup boşanma dava tarihi 22.08.2009 tarihi itibarı ile hesapta bulunan toplam meblağ (24.08.2009 vadeli) 340.000,00 TL+767,44 TL vadesiz mevduat olmak üzere 340.767,44 TL olduğu, bozma konusu edilen 151.691,31 TL dışındaki kalan meblağın kişisel mal kabul edilmiş olup bu hususun bozma nedeni yapılmadığı, davacı-davalının hesabına 13.08.2007 tarihinde yatırılan tutarın davacının kişisel mal niteliğindeki miras hissesinden gelen para olduğu, hesaba 20.06.2008 tarihinde yatırılan 17.700,00 TL ve boşanma dava tarihi itibarı ile işlemiş ve hesapta bulunan 3.373,00 TL faiz gelirinin davacı-davalının edinilmiş malı olduğu, bu meblağın (21.073,00 TL) karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerinin 135.103,88 TL'nin yarısı oranında davalı-davacının 67.552,00 TL katılma alacağı bulunduğu; ... ada 4 parsel 5 nolu meskenin 19.12.2008 tarihinde satış yolu ile davalı-davacı adına tescil edildiği, davalı-davacının evlilik tarihinden önce Merkez Bankası’nda 50,076,00 DEM mevduatı bulunduğu, 01.01.2002 tarihindeki bakiyesinin 88,833.16 Euro olduğu, en son 15.05.2008 tarihinde hesapta 56.051,88 Euro olduğu, tahakkuk eden faizlerin bir kısmının faiz tahakkukundan hemen sonra çekildiği, mevcut olmadığı, mal rejiminin başlangıcında mevcut olan bakiyenin dahi azaldığı, 01.01.2002 tarihinden sonra hesaba herhangi bir meblağ yatırılmadığı, taşınmazın edinme tarihindeki değerinin 89,000,00 TL olduğunun belirlendiği ve taşınmazın alımından 1 gün önce hesaptan 37,000,00 Euro (TL değeri 81,803TL) çekildiği, taşınmazın çekilen para ile alındığı iddiasını doğrular nitelikte olduğu, davalı-davacının kişisel malı olduğu ve ... lehine katılma alacağı olmadığı gerekçesiyle; davacı-davalının asıl davada ... ada 4 parsel 5 nolu meskene yönelik tasfiye alacağı davasının reddine, davalı-davacının birleşen davada banka mevduatı ve faiz gelirinden kaynaklı tasfiye alacağının kısmen kabulü ile, 67.552,00 TL katılma alacağının karar tarihinden yasal faizi ile davacı-davalıdan tahsili ile davalı-davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine; dava ve birleşen davasındaki bozma kapsamı dışında kalan talep ve konuların kesinleştiğinin tespiti ile, kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, müvekkili lehine davalı-davacıdan katılma alacağının olmadığını, müvekkilinin faiz gelirinden dolayı davalı-davacıya katılma alacağı olacağı değerlendirmesinin eksik inceleme ile verildiğini, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, eksik inceleme bulunup bulunmadığı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
... erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.