Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6838 E. 2024/5002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, tarafların kusur durumu ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin ilk kararında erkeğe yüklenen kusurların davalı erkek tarafından istinaf edilmesi ve kadının istinaf talebi bulunmaması nedeniyle usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle ilk karar dışında erkeğe yeni kusurlar yüklenemeyeceği, ancak mevcut kusurlar ışığında erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/616 E., 2023/624 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/34 E., 2023/281 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferîlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin ailesinin kadını küçük görmesine, aşağılayıp hakaret etmesine sessiz kaldığını, kadının ailesi ile görüşmesini engellediğini, Antalya'ya çalışmaya gittiğini, kadını aramadığını ve aldattığını, sonrasında erkeğin uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan tutuklandığını, akabinde tahliye olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının tayininin Bitlis'e çıktığını, kadına sözlü saldırıda bulunduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, yine kadını aldattığını ve hakaret ettiğini, erkeğin ceza evinde iken başka kadına yazdığı mektupları ve erkeğin cezasının onanması halinde kaçma girişiminde olduğunu öğrenmesi üzerine bu davayı açtığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile 100.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının ileri sürdüğü tüm iddialara itiraz etiklerini, davanın reddinin gerektiğini, kadının eve katkı sağlamadığını, erkekten habersiz işletme kurduğunu, kadının tüp bebek tedavisine katılmadığını, çocuk yapmak için aracın üzerine yapılmasını şart koştuğunu, erkeğin sosyal medya hesabını kardeşi ile birlikte on kişinin daha yönettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sadakatsizlik kusurunun affedilmiş sayılacağını, erkeği istemediğini ve boşanacağını söylediğini, kadının habersiz kredi çektiğini iddia ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 24.02.2022 tarih ve 2021/196 Esas, 2022/160 karar sayılı kararı ile; tanık beyanlarından davalı erkeğin davacı kadına karşı şiddet eylemlerinin olduğu, davacıyı darp ettiği, davacıya hakaret ettiği, sadakatsizlik derecesine varacak eylemleri olduğu , davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 25.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2022 tarih ve 2022/481 Esas, 2022/1367 Karar sayılı kararı ile boşanma gerekçesinde ise; "evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğuna kanaat getirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir." gerekçesinin yazıldığı, anlatımdan erkeğe tam veya ağır kusur izafe edildiği sonucunun çıktığı, ancak bu hususun gerekçeye açıkça yazılmadığı, tazminat gerekçesinde de kocanın ağır kusurlu olduğundan söz edilerek kadının da az kusurlu olduğu intibaını uyandıracak şekilde çelişki yaratıldığı, bu şekilde gerekçesiz karar yazıldığı, kadının, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ne sebeple kabul edildiğinin karardan anlaşılamadığı; bu talepler yönünden gerekçede bir cümlenin dahi geçmediği, bu durumda istinaf denetimine elverişli gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp, bu haliyle kararın yeterli gerekçeden yoksun olduğu, sonuç olarak kadının hafif kusurlu mu ya da kusursuz mu olduğu, tazminatın hangi gerekçeyle hükmedildiğinin anlaşılamamakta olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Tanık beyanları dikkate alındığında davalının davacıya yönelik onur kırıcı ve aşağılayıcı nitelikte davranışlarda bulunduğu, fiili olarak şiddet uyguladığı, sadakatsizlik derecesine varacak eylemlerinin bulunduğu kanaatine varıldığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, davacı kadının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalının davacıya yönelik şiddet uygulaması, hakaret etmesi, sosyal ortamlarda davacının kendini rahatsız hissetmesine sebep olacak davranışlarda bulunması nedenleriyle tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 25.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, davacı tanıkları hakkında yalan tanıklıktan suç duyurusunun sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, af kapsamında kalan sadakatsizlik iddiasının boşanma sebebi yapılamayacağını belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, , kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek,kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanamayacağı, boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın yararına kabul edilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesinin birinci kararında erkeğe davacıyı darp etme, davacıya hakaret etme, sadakatsizlik derecesine varacak eylemlerde bulunma kusurlarının yüklendiğinin, İlk Derece Mahkemesince verilen 24.02.2022 tarihli ilk kararın yalnızca davalı erkek tarafından istinaf edildiğinin, kadının istinaf talebi bulunmadığından kusur yönünden istinaf eden erkek yararına usulü kazanılmış hak olgusunun gözetilmesi gerektiğinin, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi'nin son kararı ile erkeğe yüklenen ''onur kırıcı ve aşağılayıcı nitelikte davranışlarda bulunma'' ve ''sosyal ortamlarda davacının kendini rahatsız hissetmesine sebep olacak davranışlarda bulunma'' kusurlarının yüklenilemeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.