Logo

2. Hukuk Dairesi2023/686 E. 2024/5137 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümü üzerine mirasçısı tarafından kusur tespiti yönünden devam edilen boşanma davasında, mirasçının yeni vakıa ve delillere dayanıp dayanamayacağı ve davalı kadının kusurlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 181. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, vefat eden eşin ileri sürmediği vakıalara mirasçılarının dayanamayacağı ve davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu davranışının ispatlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1043 E., 2022/1741 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan retti

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1504 E., 2022/502 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek mirasçısı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek mirasçısı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... mirasçısı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2021 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu, davalı kadının da boşanmak istediğini, evlilik süresinin bir yılı doldurmaması sebebiyle tarafların çekişmeli olarak boşanmalarına karar verilebileceğini iddia ederek davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi hükmü ve ekli protokol hükümleri boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi, davalı kadına usulüne uygun olarak 26.11.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı kadın 26.11.2021 tarihinde sunduğu dilekçeyle; cevap ve ikinci cevap dilekçeleri sunma hakkından, tarafı yararına işleyecek sürelerden feragat ettiğini ve ön inceleme duruşma günü verilmesini ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı erkeğin yargılama sırasında vefat ettiği, açılan boşanma davasının konusuz kaldığı, davacı erkek mirasçısının talebi üzerine 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü yönünden davalı kadının kusurlu olup olmadığı tespiti yönünden yargılamaya devam edildiği, dava dilekçesinde evlilik birliğinin sarsıldığı belirtilerek boşanma talep edilmiş ise de davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek somut bir vakıadan bahsedilmediği, davacı erkek mirasçısının 04.01.2022 tarihli dilekçesi ile davalı kadına yönelik kusura dayanak yaptığı temel noktaların, davalının yasa dışı bir kumarhanede çalıştığı, kumar oynayan kişilerle gayri ahlaki gönül ilişkilerinin bulunduğu, davalı kadının çevresi tarafından babasına tehdit içeren telefonlar açıldığı, davalı kadın tarafından babasına yönelik hakaret ve aşağılayıcı sözler söylediği iddiası olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca devam edilen davalarda vefat eden eşin ileri sürmediği vakıalara mirasçılarının dayanamayacağı, bu nedenle davacı erkek mirasçısının ileri sürdüğü vakıaların hükme esas alınmayacağı ve davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek şekilde kusurlu olduğu ispat edilemediğinden davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verildiği gerekçesiyle; konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek mirasçısı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği davacı erkek mirasçısının davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiği, yeni vakıaya ve delillere dayanabileceği, bu durumun iddianın genişletilmesi yasağının istisnası olduğu, dayanılmayan vakıaların yüklenemeyeceği yönündeki gerekçenin hatalı olduğu, davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca açıldığı ve kadının kusurlu davranışlarının ispatlandığı belirtilerek; kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut dosyada, dava dilekçesinde, tarafların evliliklerinin bir yılı doldurmadığı, anlaşmalı boşanma davası şartları oluşmadığından evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası açıldığı, taraflar arasında geçimsizlik olduğu beyanı dışında hiç bir vakıaya dayanılmadığı, yargılama safahatında davacı erkeğin vefat ettiği, İlk Derece Mahkemesince, erkeğin ölümü ile dava mirasçılara yöneltilerek yargılamaya kusur tespiti açısından devam edildiği, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca devam edilen davada vefat eden eşin ileri sürmediği vakıalara mirasçıların dayanamayacağı, davacı erkek mirasçısının 04.01.2022 tarihli dilekçesi ile davalı kadına yönelik bir kısım vakıaların kusur belirlemesine esas alınmaması ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu ispat edilemeyen davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine yönelik kararda usul ve esas açısından bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle mirasçı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek mirasçısı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan, davacı erkeğin yargılamanın devamı sırasında ölümü üzerine konusuz kalan ve kusur tespiti yönünden mirasçısı tarafından devam edilen boşanma davasında sağ kalan davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı, davacı erkek mirasçısı tarafından yeni vakıa ve delile dayanılıp dayanılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 184 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 25 inci maddesi, 119 uncu maddesi, 141 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek mirasçısı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.