"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/389 E., 2019/647 K.
KARAR : Yoksulluk nafakası hususunda hüküm kurulmaması
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma ilamına direnilmesine, kadının tedbir nafakası davasının reddine, erkeğin birleşen davasında; boşanma hükmü daha önceden kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, davacı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine, davalı davacı erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
Mahkeme kararı davacı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesini müteakipYargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.11.2022 tarihli ve 2020/2-366 Esas, 2022/1619 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları kapsamında fiilen ayrıldıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 197 inci maddesi uyarınca aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı davalı kadın birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, boşanma davasının reddine karar verilmesin, aksi durumda lehine 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarına boşanmalarını, müvekkili yararına 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.05.2016 tarih ve 2014/495 Esas, 2016/267 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, anne ve babasının evlerinde kısa bir süre kalmasına rıza göstermeyen eşine "eşşek gibi annem ve babama bakacaksın" dediği, yine eşini kastederek üçüncü kişilerin yanında "eşşek gibi annem ve babama bakacak" gibi sözler söylediği, anne ve babasına bakma hususunda eşine manevî baskı yaptığı, davacı- davalı kadının ise eşine üçüncü kişilerin yanında saygısız davrandığı, tartışmalar sırasında bir kısım eşyaları fırlatıp kırdığı, çalışması için bulunan işleri beğenmediği, babasının isteği üzerine kendisine bulunan işlerde çalışmadığı, evlilik birliğine sık sık müdahale eden ailesinin bu davranışlarına karşı sessiz kaldığı gibi onların sözünden çıkmayıp ailesinin istekleri doğrultusunda hareket ettiği, eşini sık sık yanında aşağılayan babasına engel olmaya çalışmadığı, daha önce kabul etmesine rağmen ailesinin yönlendirmesi sonucu kayınvalidesi ve kayınpederinin evlerinde kısa bir süre zorunluluk nedeniyle kalmalarına müsade etmeyerek eşini üzdüğü, bu nedenle çıkan tartışma sırasında eşini tehdit edip, aşağılayan daha sonra da evden kovan babasına engel olmadığı, yine bir kaç gün sonra annesi ile birlikte kayınvalidesinin iş yerine giderek ona hakaret ve aşağılayıcı sözler söyledikleri, davalı- davacının eşine yönelik şiddet uyguladığının ispat edilemediği, eşine şiddet uyguladığı iddiası ile yargılanan davalı- davacı erkeğin bu suçtan yargılanıp beraat ettiği, eşlerin ayrı yaşadıkları, yeniden bir araya gelmedikleri, taraflar arasındaki geçimsizliğine konu olaylar sebebiyle eşler arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kadının daha ziyade kusurlu bulunduğu gerekçesi ile nafaka davasının reddine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde ... kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin, 02.05.2018 tarihli ve 2016/17815 Esas, 2018/5698 Karar sayılı ilâmıyla; Mahkemece ... kadın ağır kusurlu kabul edilerek davalı-davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerden Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında davalı davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmadığı, ... kadın tarafından açılan 500,00 Türk lirasına ilişkin bağımsız tedbir nafakası davasına karşı erkek tarafından boşanma davası açıldığı, davacı davalı kadın tarafından boşanma davasına verilen cevap dilekçesinde asıl davada yer alan 500,00 Türk lirası nafaka talebinin yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesinin talep edildiği, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bağımsız tedbir nafakası davası ile boşanma davasının fer'î niteliğindeki yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda ... kadın ağır kusurlu olmayıp, yoksulluk nafakası koşullarının kadın yararına gerçekleştiği, kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesi sonucunda yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru olmadığı, ... kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığı, kadının tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulmasının doğru olmadığı gerekçeleri ile hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin bozma ilamına karşı davalı davacı erkek tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
4. Dairemizin 04.07.2019 tarihli ve 2018/6997 Esas, 2019/8143 Karar sayılı ilamıyla; dosya içerisinde bulunan kadına ait sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağında kadının ev hanımı olduğu yazılı ise de dosya arasında bulunan sigorta kaydına göre sigortalı olarak çalışmakta iken 30.09.2014 tarihinde çıkış yapıldığı, davadan sonra 13.01.2015 tarihinde işe yeniden giriş yaptığı ve 06.06.2015 tarihinde ise yeniden çıkış yapıldığı, yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için boşanma yüzünden yoksulluğa düşme durumunun kesin olarak belirlenmesi gerektiği, bu bakımdan davacı- davalının sürekli ve düzenli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, böyle bir işten ayrılmışsa işten ayrılış nedeni kesin olarak belirlenmesi gerektiği, ancak bu hususun ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığı, erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02.05.2018 tarih 2016/17815 Esas, 2018/5698 Karar sayılı onama-bozma kararının yoksulluk nafakasına ilişkin 3 nolu bendinin kaldırılmasına, Mahkemece taraf ve tanık beyanları da dikkate alınarak kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; sürekli ve gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, böyle bir işten ayrılmışsa işten ayrılış nedeni de tespit edilerek boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmediğinin kesin olarak belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle ve hatalı kusur belirlemesine göre yazılı şekilde yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin bölümünün değişik gerekçeyle bozulmasına, davalı davacı erkeğin diğer karar düzeltme itirazlarının ise reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece verilen Direnme kararı
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı, kadın tarafından verilen cevap dilekçelerinde usulüne uygun olarak ileri sürülmüş bir yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı, dolayısıyla ileri sürülmüş bir talebin olmadığı yerde yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilemeyeceği, dosya kapsamı itibari ile erkeğin fiziksel şiddet uyguladığının da kabul edilemeyeceği gerekçesi ile önceki kararda direnilmesine, kadının nafaka davasının reddine, birleşen dava yönünden; tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm kesinleştiğinden bu konuda tekrar karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin kendisi daha fazla kusurlu olduğundan reddine, 06.06.2015 tarihinden geçerli olmak üzere kadın için aylık 300,00 TL geçici tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesine müteakip tedbir nafakasının sona ermesine, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; direnme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, Mahkemenin kusur belirlemesini hatalı yaptığını, müvekkili aleyhine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkili lehine tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkilinin yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat, reddedilen tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, reddedilen tedbir nafakası davası yönünden Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Dairenin gönderme kararı
Dairemizin 22.06.2020 tarihli ve 2020/2184 Esas, 2020/3203 Karar sayılı ilamıyla; Dairemizce verilen 2018/6997 Esas, 2019/8143 Karar sayılı bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu, Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesi ile temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.11.2022 tarihli, 2020/2-366 Esas, 2022/1619 Karar sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki birleştirilerek görülen bağımsız tedbir nafakası ve boşanma davaları nedeniyle yapılan yargılama sonucunda verilen ilk kararda kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verildiği, Özel Dairenin “yoksulluğa düşüp düşmeyeceği yönünde araştırma yapılmasına” yönelik bozma kararından sonra yapılan yargılamada ise bozma kararında belirtilen şekilde kadın eş hakkında yeniden ekonomik ve sosyal durum araştırması yapıldığı, işe giriş çıkışı hakkında SGK’ya müzekkere yazıldığı, yapılan araştırmalara cevap verildiği ancak bu sonuçlar hükme esas alınmayarak, “usulüne uygun olarak ileri sürülmüş bir yoksulluk nafakası talebi” bulunmadığı, böyle olunca yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilemeyeceği gerekçesiyle karar verildiği, bu durumda, Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir olgu ve gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu, hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakası yönünden yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın oy birliği ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, sair yöne ilişkin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
E. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı davalı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca usule uygun şekilde yoksulluk nafakası talebinde bulunulup bulunulmadığı, Mahkemece yoksulluk nafakası hususunda hüküm kurulmamasının usule uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gibi davacı davalı kadın tarafından dilekçeler aşamasında usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talebinde bulunulmaması nedeni ile Mahkemece yoksulluk nafakası yönünden hüküm kurulmamasının usul ve kanuna uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı davalı kadın vekilinin dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.