Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6912 E. 2024/6792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, tarafların kusur durumlarını ve delilleri değerlendirerek verdiği boşanma, nafaka ve tazminat kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/317 E., 2023/743 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 27. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/43 E., 2021/65 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata faiziyle birlikte hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2013 yılında boşanma davalarında karşılıklı feragat ederek barıştıkları, feragat tarihinden önceki dayanılan olayları hoşgörü ile karşıladıklarının kabulü gerektiği, o yüzden tanık beyanlarının feragat tarihinden önceki beyanlar ile dava tarihinden çok önceye ilişkin bazı beyanları ve aynı şekilde taraflarca çok önceye ilişkin isnat edilen olaylar kusur incelenmesinde değerlendirilmediği, ancak 2013 yılı sonrasında da kadının titizlik noktasında temizliği devam ettiği, bu durumun erkek açısından birliğin devamını devam ettiremeyecek ölçüde olduğu, erkeğin de kadına fiziksel şiddette bulunduğu, alkol aldığında kadına fiziksel şiddet uyguladığı, sürekli alkol aldığı, alkol aldığında kendini kaybettiği, ayrı kalınan dönemde birlik görevlerini yerine getirmediği, erkeğin de kabulünde olduğu üzere, ortak konutun bulunduğu apartmana "boşanma davası açacağım, ... ile hiçbir ilişkim kalmamıştır" şeklinde astığı yazı ile kadını küçük düşürdüğü, daha önceki boşanma davasına delil olarak sunulan ve erkeğin başka bayanlarla samimi resimlerin halen erkek tarafından saklandığı, tarafların tartıştıklarında karşılıklı hakaretleştikleri, erkeğin kredi borçlanması olduğu, borcu ödemediği için eve icra ve ihtar kağıtlarının geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, tarafların bu kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığının kabulü ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri ve kadnın güncel SGK kaydına nazaran, boşanmakla yoksulluğa düşecek olduğu anlaşıldığından, kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edildiği, erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunması sebebiyle ve kusur durumları da nazara alınarak, uygun miktarda manevî tazminata ve boşanmayla erkeğin maddî desteğinden mahrum kalacağından, kadının boşanmakla zedelenen ekonomik menfaatleri nazara alınarak maddî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamından, kadına yüklenen hakaret vakıasına ilişkin tanık beyanlarının soyut olduğu, yine kadına yüklenen aşırı titiz ve temiz olma vakıasının ispatlanmadığı, davalı-davacının bu davranışlarının geçimsizliğe neden olma ve evlilik birliğini sarsacak boyutta olduğuna dair bir delilin de olmadığı, ortak çocuğun tanık olarak ifadesinde tartışma sebebiyle tarafların yatak odalarını ayırdıklarına yönelik kişisel kanaatini belirttiği, kaldı ki davalı-davacı kadının kanser hastası olması, tedavi süreci, erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar da dikkate alındığında ispatlanmayan bu vakıanın da kadına yüklenemeyeceği, erkeğin tanık beyanlarında yer alan sair vakıalar duyuma dayalı olduğu gibi, bazı vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden erkeğin bu vakıalar yönünden kadını affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı, açıklanan nedenlerle bu vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, davalı-davacı kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkeğe yüklenen hakaret vakıasına ilişkin tanık beyanının da soyut olduğu, yine, kadının tanığı olan ablasının beyanında yer alan, bu tanığa kadının gönderdiği beyan edilen ve kadının çektiği belirtilen videoda erkeğin hakaret içerikli konuştuğu yönündeki ifadenin de videonun kadın tarafından nasıl ve hangi koşullarda çekildiği belli olmadığından kusur belirlemesinde değerlendirilemeyeceği, ayrıca erkeğe yüklenen borçları sebebiyle ortak ikamete icra ve ihtar kağıtlarının geldiği vakıasına yönelik tanık beyanlarında net bir tarih bulunmadığından bu vakıanın da erkeğe yüklenemeyeceği, açıklanan nedenlerle bu vakıalar erkeğe yüklenemeyeceğinden gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen sair kusurlu davranışlar da dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusurun ispatlanmadığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların da az olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına ve karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, yasal faizi ile birlikte kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.