"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/884 E., 2023/864 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/1128 E., 2023/175 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne ve kararın kaldırılmasına, gereği için dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonrasında asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek mirasçısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığını belirlenmek ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın gereği için dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonrasında davalı-davacı ...'nin 24.08.2022 tarihinde vefatı ile evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden boşanma ve fer'îleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, mirasçıların davaya devam ettiği anlaşıldığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181/2 gereği sağ kalan eş ...'nin evlilik birliğinin sona ermesinde kusuru olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek mirasçısı İlkay vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı mirasçısı İlkay vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sözlü şiddet uyguladığını, kadın arkadaşına sarkıntılık ettiğini, kendisine sürekli hırsız vb yakıştırmalar yaptığını, karşı davadaki iddiaları kabul etmediklerini erkeğin kadını uygunsuz ilişkiye zorladığını, kadının kabul etmemesi üzerine "sen kadın mısın?" dediğini, erkeğin evin ortak ihtiyaçlarını karşılamadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının kızıyla görüşmesine engel olduğunu, kadının telefon görüşmesi yapmasından sorun çıkardığını, erkeğin kendisine ait kuru sıkı tabancayı kendisinin ve kadının başına dayayarak öldürmekle tehdit ettiğini iddia ederek, erkeğin davasının reddine, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka miktarının karar kesinleştikten sonra her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının kendisini kandırarak nikahtan önce araba ve tarlayı üzerine yaptırdığını, resmi nikahtan sonra kendisi ile cinsel ilişkiye girmediğini, kapının anahtarını değiştirerek dışarıda bıraktığını, hakaretler ettiğini "dümbük" dediğini, polis çağırdığını, kadının kızının ben annemi boşatacağım dediğini, kadının kızını desteklediğini, kendisinden şikayetçi olduklarını asıl amacın kendisi ile kadının boşanması ve arabayı satmak olduğunu, uzaklaştırma kararından sonra mal kaçırmak için kadının aracı oğlu üzerine devrettiğini, evlilikleri boyunca ayrı şehirlerde yalnız yaşadığını, kadının kızının kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, kadının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediğini, kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 2021/136 Esas, 2022/161 Karar, 14.02.2022 tarihli kararında özetle; tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıkları, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına sinkaflı küfürler ettiği, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının ise kusurunun bulunmadığı vicdani kanaati ile asıl davanın kabulüne karar verildiği, her ne kadar davacı-davalı tarafça davalı-davacının, davacı-davalının arkadaşlarına sarkıntılık yaptığı beyan edilmiş, bir kısım tanıklar bu hususta beyanda bulunmuş ise de, davacı-davalının bu olayı öğrendikten sonra davalı-davacıyla yaşamaya devam ettiği, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği, kadının erkeği affettiği ve erkeğe şans verdiği görüldüğünden bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenmediği, ayrılık süresince ortak çocukların babalarıyla kalması, beyanlarında babaları ile yaşamak istedikleri nazara alınarak velâyet hakları davalı babaya bırakıldığı ortak çocukları ile davacı anne arasında kişisel ilişki kurulduğu, karşı dava yönünden davalı-davacı erkeğin davasını ispatlayamadığı, eşine sinkaflı küfürler eden ve bu sebeple tam kusurlu kabul edilen davalı-davacının kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gözetilerek davasının reddine karar verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın karar tarihinden itibaren devir eden sonraki yıl karar tarihindeki yıllık ÜFE oranında artırılmasına ve kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2022 tarih sayılı kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili; İlk Derece Mahkemesi'nin karşı davanın reddine ilişkin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçede ortak çocukları müvekkile bıraktığını belirttiğini ancak tarafların ortak çocukları bulunmadığını, gerekçeli kararın kopyala- yapıştır şeklinde yazıldığını, kusurun davacı-davalı kadında olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını erkeğin kadına şiddet uygulamadığını, eksik ve hatalı karar verildiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına davacı-davalının davasının reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi'nin 31.03.2022 tarihli, 2021/1179 Esas ve 2021/1347 Karar sayılı kararında; İlk Derece Mahkemesince, ilamın gerekçe kısmının A) Asıl Dava Yönünden Yapılan Değerlendirme; bölümünde "Ayrılık süresince ortak çocukların babalarıyla kalması, beyanlarında babaları ile yaşamak istedikleri nazara alınarak velâyet hakkları davalı babaya bırakılmış, ortak çocukları ile davacı anne arasında kişisel ilişki kurulmuştur." demek suretiyle dosya kapsamından çocukları olmadığı anlaşılan tarafların çocukları varmış gibi velâyet ve çocuklar ile anne arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği, ancak hüküm kısımında böyle bir hükmün ve düzenlemenin de bulunmadığı, gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verildiği belirlendiği, gerekçeli kararın hüküm ile çelişkili olması diğer yönler incelenmeden tek başına kaldırma sebebi olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı tarafın istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın, Bölge Adliye Mahkemesi kararına uygun şekilde araştırma yapılıp yeniden bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi'nin 20.06.2022 tarihli, 2022/302 Esas, 2022/502 Karar sayılı kararında özetle; tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıkları, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına sinkaflı küfürler ettiği, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının ise kusurunun bulunmadığı vicdani kanaati ile asıl davanın kabulüne karar verildiği, her ne kadar davacı-davalı tarafça davalı-davacının, davacı-davalının arkadaşlarına sarkıntılık yaptığı beyan edilmiş, bir kısım tanıklar bu hususta beyanda bulunmuş ise de, davacı-davalının bu olayı öğrendikten sonra davalı-davacıyla yaşamaya devam ettiği, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği, kadının erkeği affettiği ve erkeğe şans verdiği görüldüğünden bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenmediği, karşı dava yönünden davalı-davacı erkeğin davasını ispatlayamadığı, eşine sinkaflı küfürler eden ve bu sebeple tam kusurlu kabul edilen davalı-davacının kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gözetilerek karşı davanın reddine, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın karar tarihinden itibaren devir eden sonraki yıl karar tarihindeki yıllık ÜFE oranında artırılmasına ve kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin karşı davanın reddine ilişkin verdiği kararın usül ve yasaya aykırı olduğunu, kusurun davacı-davalı kadında olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını erkeğin kadına şiddet uygulamadığını, eksik ve hatalı karar verildiğini, İlk Derece Mahkemesi'nin karanın kaldırılmasını, davacı-davalının davasının reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek miraçısı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, ... kusurun belirlenmesi yönünde davaya devam etmek istediğini beyan etmiştir. Ayrıca mirasçılardan ...'ın da kusur belirlemesi yönünden davaya devam etmek istediğine ilişkin dilekçe ibraz ettiği anlaşılmıştır.
3.Davalı-davacı erkek miraçısı ... tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı babasının nihai karar sonrası vefat ettiğini, mirasçı olarak davaya devam ettiğini ve kararı istinaf ettiğini, tarafların kusurlarının belirlenmesi için İlk Derece Mahkemesinin ilamının istinaf yolu ile kaldırılması ile tarafların evliliğinin sonlanmasında davacı-karşı davalı kadının kusurlu olması nedeniyle davacı-karşı davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
4.Bölge Adliye Mahkemesi'nin 15.12.2022 tarihli, 2022/2370 Esas ve 2022/2388 Karar sayılı kararında; davalı-karşı davacı ...'ın İlk Derece Mahkemesi'nin nihai kararından ve gerekçeli kararın taraflara tebliğden sonra henüz karar kesinleşmeden 24.08.2022 tarihinde vefat ettiği, gerekçeli kararın davalı-karşı davacı ... mirasçılarına tebliğ edildiği, mirasçılardan ... ve ...'ın kusurun belirlenmesi yönünde davaya devam etmek üzere dilekçe ibraz ettikleri, ayrıca mirasçılardan ...'ın dilekçesi ile kararı istinaf ettiğinin görüldüğü, İlk Derece Mahkemesi'nin kararı kesinleşmeden davalı-karşı davacı vefat ettiğinden evlilik birliği ölüm ile sonlandığı, verilen kararın geçerliliği kalmadığı tarafların boşanma davalarının konusuz kaldığı, sağ kalan eşin, eşinin miras haklarından faydalanıp faydalanmayacağının saptanması için davaya mirasçılar tarafından devam edilmesi halinde sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet vermede kusurlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, davalı-karşı davacının çocuklarından ... ve ... tarafından dava takip edildiği, davalı-karşı davacı mirasçısı ...'ın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığını belirlenmek ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma gerekçesine göre davalı-karşı davacı mirasçısı ...'ın diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle davalı-karşı davacı asil ...'ın yargılama aşamasında 24.08.2022 tarihinde vefat ettiği, mirasçılardan ... ve ...'ın kusur belirlenmesi yönünden davaya devam ettikleri, tarafların evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği, boşanma davasının konusuz kaldığı, bu nedenle boşanma ve fer'îleri yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği, davaya kusur tespiti yönünden devam edildiği, tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıkları, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına sinkaflı küfürler ettiğinin görüldüğü, her ne kadar davalı-davacı erkek (müteveffa) tarafından, davacı-davalı kadın aleyhine karşı boşanma davası açılmış ise de, davacı-davalı erkeğin davasını ispatlayamadığı, eşine sinkaflı küfürler eden ve bu sebeple tam kusurlu kabul edilen davacı-davalı erkeğin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gözetilerek, asıl dava ve karşı dava yönünden davalı-davacı ...'nin 24.08.2022 tarihinde vefatı ile evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden konusuz kalan boşanma ve ferileri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği sağ kalan eş ...'nin evlilik birliğinin sona ermesinde kusuru olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı mirasçısı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı mirasçısı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; sağ kalan eş ...'nin kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının istinaf yolu ile kaldırılması ile 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin 2 nci fıkrası gereği sağ kalan eş ...'nin evlilik birliğinin sona ermesinde kusuru olduğunun tespitine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; sağ kalan eş ...'nin kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının istinaf yolu ile kaldırılması ile 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası maddesi gereği sağ kalan eş ...'nin evlilik birliğinin sona ermesinde kusuru olduğunun tespitine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesi istemi kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan, erkeğin yargılama sırasında ölümü ile konusuz kalan ve mirasçılar tarafından kusur tespiti yönünden devam eden boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte sağ kalan eşten kaynaklanan ve geçimsizliğe sebebiyet veren bir kusurun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 6 ncı, 166 ncı ve 181 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek mirasçısı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.