Logo

2. Hukuk Dairesi2023/717 E. 2023/1668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan nafaka alacağı davasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından hükmedilen nafaka alacaklarının icrası için icra takibi yoluna başvurulabileceği, ayrıca davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının reddinin davalının borçlu olduğunu gösterdiği, bu nedenle davacının nafaka alacağının tespiti için ayrı bir dava açmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2757 E., 2022/2678 K.

DAVA TARİHİ : 08.10.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/229 E., 2021/623 K.

Taraflar arasındaki protokolden kaynaklanan nafaka alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuk ...'nun velâyetinin anneye bırakıldığını, ortak çocuk için takdir edilen aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, bu nafakaya her yıl %10 oranında artış yapılacağının hüküm altına alındığını ayrıca davalının, anlaşmalı boşanma protokolünde 07... 556 plakalı aracın değerinin yarısı olan 10.000,00 TL bedeli boşanma kararından itibaren bir yıl içinde davacıya ödeyeceğini, ayrıca şirket hissesinin kârından %5 oranında bedelin her yıl altışar aylık dönemler halinde davacıya ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davalının iştirak nafakasını düzenli ödemediğini, ayın farklı tarihlerinde kısım kısım ödeme yaptığını, nafaka yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, davalının nafaka ödemesi olarak kabul edilmeyen ödemeler de yaptığını, nafakaların düzenli olarak yapılmaması nedeniyle davalının borçluluk durumuna ilişkin rakamlarda karışıklık olduğunu, davacı tarafından icra müdürlüğü marifetiyle birikmiş nafakaların tahsili amacıyla üç kez takip başlatıldığını, davalının maaşına haciz konulduğunu ve maaş haczinden kaynaklı icra dosyasına ödemeler yapıldığını, davacı tarafından inceleme yapılmaksızın biriken borçların tamamının ödendiği zannıyla dosyanın kapatılması talebinin icra müdürlüğüne iletildiğini ve dosyanın bu şekilde kapandığını, sabit nafaka alacağı talebi dışında icra takip dosyasının harç ve masrafları ile aracın değerinde oluşan farklılıktan doğan talep hakkı ve şirket hissesinden doğan karın %5'i şeklindeki ödemelerin davacıya yapılmadığını iddia ederek, Burdur Aile Mahkemesinin 11.05.2018 tarihli ve 2018/247 Esas, 2018/289 Karar sayılı anlaşmalı boşanma davasına ilişkin kararında anlaşmalı boşanma protokolünde davalının yükümlülüklerinin bir kısmının hiç yerine getirilmemesi, bir kısmının ise eksik yerine getirilmesi nedeniyle kararın kesinleştiği tarihten itibaren doğmuş araç bedeli, şirket hissesi ve birikmiş nafaka borcuna ilişkin alacakların daha sonra artırılmak üzere şimdilik 6.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandığını, boşanma protokolünde aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ve dava dilekçesinde belirtilen aracın bedelinin yarısı olan 10.000,00 TL'nin boşanma kararından itibaren 1 yıl içerisinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacının nafakaların icrası için ilamlı icra takibi başlattığını, davalının ise nafakaların ödenmiş olması nedeniyle belirtilen icra dosyası nedeniyle menfi tespit davası açtığını, boşanma kararında nafaka artış oranının belirtilmiş olması ve halen devam eden bir ilamlı icra takibi varken eldeki davayı açmasında hukuki yararı olmadığını, ilama dayalı alacağın eksik ödendiğine dair dava açılamayacağını ancak takip yoluna başvurulabileceğini, aynı itirazlarını aracın bedeli ve şirketin karına ilişkin talep hakkında da yinelediklerini, eldeki davanın mal rejimine ilişkin talep de içermediğini, malların tasfiye edildiğini ileri sürerek davanın hukuki yarar yokluğu, dava şartı yokluğu nedenleriyle usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ara kararı ile davacının nafakalar ile Burdur İcra Müdürlüğünün 2020/618 Esas ve 2020/3276 Esas sayılı dosyalarına konu nafaka alacaklarının tefrikine karar verilmiş, nafaka alacağı yönünden tefrik edilen dosya iş bu dava dosyası üzerinden yürümüştür.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmedilen nafaka miktarlarının icra dosyaları ile birlikte toplamının hesaplanarak tahsiline karar verilmesinde davacının hukuki yararının olmadığı, hükmedilen nafakaya ilişkin taleplerin icra dosyasına konu edilip üzerinden yapılacak takibe itiraza göre yahut itiraz edilmemesine göre alacak miktarı ile ilgili dosyalarda ve yasal süreçte belirleneceği, Mahkemenin yeniden hesaplama yapmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen davalının boşanma kararındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, iştirak nafakasına ilişkin alacaklar yönünden davalı aleyhine takip başlatıldığını, bu takipte güncel nafakalara ilişkin talep olmamasına rağmen icra müdürlüğünce güncel nafakalar yönünden ayrı bir takip açılması gerektiğinin bildirildiği, böylece ilk takip ile ikinci takip arasında biriken nafakalara ilişkin yeni bir takip dosyasının açıldığını, icra dosyalarında bir kısım tahsilatlar yapıldığını ancak davalının borcunun son bulmadığını, davalı tarafından Burdur Aile Mahkemesinin 2020/532 Esas ve 2022/114 Karar sayılı kararı ile açılan menfi tespit davasının reddolduğunu, bu davada davalının borçlu olduğunun icra müdürlüğü dosyasıyla sabit olduğunu, davacı tarafından dayanılan deliller toplanmadan ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hukuki yarar yokluğundan ret kararı vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacının davanın reddine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla, davalı tarafından borçlu olmadığına ilişkin açılan menfi tespit davasında dahi borcu olduğuna ilişkin belirleme yapılmışken İlk Derece Mahkemesince işbu davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının taraflar arasındaki anlaşma protokolünden kaynaklı birikmiş nafaka alacağının tespitine ilişkin açtığı davasında hukuki yararının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası,370 inci maddesi ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.