"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/476 E., 2023/733 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/582 E., 2020/842 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve ev eşyası alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı ve ev eşyası alacağı davalarının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; davalı-karşı davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, yalan söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, kadına ait ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, mümkün olmaması durumunda ise bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, agresif ve saldırgan olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, ortak konutu sık sık terk ettiğini, müsrif olduğunu, kadının ortak konutta bulunan eşyaları erkeğe haber vermeden aldığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminat, ev eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 35.575,00 TL bedelin faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, kadına rencide edici ithamlarda bulunduğu, kadının ise hakaret ettiği ve birden fazla kez ortak konutu terk ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı itibariyle anne sevgisine muhtaç olduğu, fiilen anne yanında kaldığı, üstün yararı da dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının kalkmasından itibaren ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, hakkaniyet ilkesi, kadının zorunlu ihtilaçları dikkate alınarak aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının 2 yıl süreyle devamına, sürenin sonunda kendiliğinden kalkmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ziynet ve ev eşyası alacağı davalarının ise ispatlanamadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesi 30.03.2021 tarihli ek kararıyla; davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf masraflarının yatırılmadığı, bu hususta kadın vekiline muhtıra çıkartıldığı, usulüne uygun muhtıra tebliğine rağmen istinaf masraflarının yatırılmadığı gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş olup İlk Derece Mahkemesi 14.04.2021 tarihli ek kararıyla; 30.03.2021 tarihli ek karardan rücu edilmesine ve davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından karşı davadakı ev eşyası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; ev eşyası talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2021 tarihli ek kararının yok hükmünde olduğu, bu konu ile ilgili Bölge Adliye Mahkemesi tarafından değerlendirme yapılması gerektiği, istinaf masraflarının yatırılması ihtarını içerir muhtıranın kadın vekiline tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamadığı ve kadın vekili tarafından istinaf masraflarının yatırıldığı anlaşıldığından kadın vekilinin istinaf talebinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği, taraf vekillerince, boşanma, velâyet, kişisel ilişki, ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakalar, ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf itirazında bulunulmadığı ve bu yönlerden verilen kararların kesinleştirildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından dayanağı olmadan kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının iki yıl sonra kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, iştirak nafakasının talep olmadığı halde infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde yoksulluk nafakasının kalktığı tarih itibariyle arttırılmasına karar verilmesi, kadının mehir alacağı yönünden değerlendirme yapılmaması, kadının adli yardım talebi reddedilmesine rağmen ziynet alacağı talebi ile ilgili eksik harcın ikmal edilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu ancak taraf vekillerinin bu yönde istinaf itirazları olmadığından konuya değinmekle yetinilmediği, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi yönünden istinaf itirazında bulunulmadığı ve erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, kusur durumu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, mevcut ve beklenen menfaat, evlilik süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluştuğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından karşı davada ev eşyası talebinin reddine karar verilmişse de tanıkların bu yönde beyanlarının alınmadığı, keşif yapılmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği bu sebeple ev eşyası talebi yönünden eksikler giderilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerektiği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, ev eşyası talebi bakımından eksikler giderilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu ve tam kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava; taraflarca açılan karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup erkeğin İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara yüklenen kusurlu davranışlara yönelik kanun yolu itirazı olmadığı ve taraflara yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği dikkate alınarak taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmesinin isabetli olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 255 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.