Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7206 E. 2024/4819 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka, tazminat ve ziynet alacağı konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/12 E., 2023/775 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi, ziynet alacağı davası yönünden hükmün kaldırılması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/667 E., 2020/360 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin birleşen davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun boşanma davaları yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ziynet alacağı davası yönünden ise başvurunun esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin aşırı derecede annesine bağımlı olduğunu, evlilik süresince kadına ilgi göstermediğini, tarafların erkeğin annesinin üst katında oturduklarını, her akşam erkeğin bilgisayar oyunu oynamak için annesinin evine indiğini, kadın tepki gösterince kadına bağırdığını, darp ederek kadının maaş kartını aldığını, çektiği paradan ödemeleri yaptıktan sonra artan parayı annesine verdiğini, kadına az miktarda harçlık verdiğini, kadına "sen şişmansın yemezsin işte ne gerekir sana para" diyerek dalga geçtiğini, tarafların başka bir eve taşındıklarında erkeğin annesinin de üst katlarına taşındığını, gittikleri her yere annesinin de geldiğini, üç kişilik bir yaşam kurulduğunu, kadının teyzesini evden kovduğunu, teyzesi ile görüşmesini yasakladığını, kadın hamileyken annesine gitmek isteyince fiziksel şiddet uyguladığını, daha sonra ise kadını annesine bırakıp hamilelik boyunca arayıp sormadığını, doğum yaptığında kadın ile ilgilenmediğini, yemeklerin erkeğin annesinde yenmesi ve kışın da doğalgaz faturası nedeniyle annesinde kalma yönünde baskı uyguladığını, ortak çocuğun kalbinde delik olması nedeniyle ameliyat olduğunu, erkeğin bir ihtiyaç olup olmadığını hiç sormadığını, kadının ameliyat sonrası kızına bakmak için ücretsiz izin almak istemesi nedeniyle erkeğin kadının üzerine yürüdüğünü, erkeğin kadını almadan Kıbrıs'a tatile gittiğini, kadının da yazın kendi ailesinin yanına tatile gittiğini ancak erkeğin arayarak geri dönmesini istediğini, erkeğin annesinin de arayarak küfür ettiğini, erkeğin kadının tatili bitirip döneceğini söylemesi üzerine kadına küfürler ederek bir daha dönmemesini söylediğini, kadının da bu nedenle tatil dönüşünde ailesinin evine gittiğini, evlilik süresince sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kilolarıyla ayal ettiğini, eski sevgililerinden bahsederek kadının gururunu kırdığını, kadını eve para getirmekle yükümlü köle gibi kullandığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılmasına, 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının ortak çocuğu alarak 10.08.2018 tarihinde aniden evi terk ettiğini, ortak çocuğun kalbinde rahatsızlık bulunmasına rağmen kadının günde bir paket sigara içtiğini, temizlik ve hijyene dikkat etmediğini, erkeğe ve çocuğa bağırdığını, ortak çocuğu sebepsiz yere hırpaladığını, çocuğu koltuğa fırlattığını, erkeğe haber vermeden ortak çocuğu da alarak denize gittiğini veya tatile çıktığını, kalp rahatsızlığı bulunan ortak çocuğun bu tatil nedeniyle ateşlenip hastalandığını, en son 10.08.2018 tarihinde ortak çocuk ile birlikte ailesinin yazlığına haber vermeden gittiğini belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faiziyle bilrikte 40.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız aile yaşantısı sağlayamadığı, eşi ile annesi arasındaki dengeyi kuramadığı, eşine ilgi göstermediği, maddî anlamda eşinin ve evinin yükümlülüklerini yerine getirmediği, kadına hakaret ettiği, aşağıladığı ve tehdit ettiği, kadının onurunu incittiği ve gururunu kırdığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın ve fer'i taleplerin reddi, asıl davanın ve fer'î taleplerin kabulü, kusur belirlemesi, ziynet alacağının kısmen kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından kadının da kusurlarının bulunduğunun anlaşıldığı, ayrıca erkeğe yüklenen kusurlardan dayanılmayan tehdit vakıası ile ispatlanamayan hakaret vakıasının erkeğe yüklenmesinin doğru olmadığı, bu durumuna göre dosya kapsamından boşanmaya neden olan olaylarda annesi ile eşi arasındaki dengeyi sağlayamayan, bağımsız aile yaşantısını tesis edemeyen, eşine karşı göstermesi gereken ilgi ve alakayı göstermeyen, maddî anlamda eşinin ve evinin yükümlülüklerini yerine getirmeyen, kadını aşağılayan ve böylece onurunu incitip gururunu kıran erkek ile agresif davranan, temizlik yapmayan, ortak çocuğun doğumsal kalp rahatsızlığına rağmen sürekli sigara içen, ortak çocuğa fiziksel şiddet uygulayan, erkeğin annesine tersleyici tarzda konuşan, erkeğe bağıran, erkekten ayrı tatile giden, ayrı yaşama sürecinde ortak çocuğu erkeğe göstermeyen, müşterek evden ayrılarak giden ve geri dönmeyen kadın eşit kusurlu olduğu, erkeğin birleşen davasının kabulü gerektiği, tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, müşterek çocuğun ihtiyaçlar ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının fazla olduğu, eşit kusur nedeniyle kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de ziynet eşyalarının nitelik, sayı, ayar, gramaj ve değerlerinin ne karar gerekçesinde ne de hüküm fıkrasında gösterilmediği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası, hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin ziynet eşyası alacağı davasına ilişkin istinaf taleplerinin esası incelenmeksizin kabulü ile kararın buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, dosyanın yeniden incelenmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin kusurlarının ise ispatlandığını, eşit kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, erkeğin keyfi olarak işten çıkmış olduğunu, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının düşürülmesinin haksız olduğunu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılmasının ve erkek yararına yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, asıl davanın tüm fer'i talepleri ile kabulü gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, tazminatların reddi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, tazminatların reddi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.