"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1523 E., 2022/1575 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/173 E., 2021/593 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin evliliğin devamı boyunca kendisini namusu ile suçladığını, psikolojik şiddet ve baskı uyguladığını, aldığı uzaklaştırma kararına rağmen taciz ettiğini ve mesajlar attığını, ortak çocukların psikolojisinin bozulduğunu, zarar vermesinden korktuğunu, mevcut şartlarda evliliğin devamının mümkün olmadığını, bu nedenle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiş, davacı kadın vekili ıslah dilekçesi ile her bir ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların ... olmadığını, işinin İstanbulda olduğunu, eşinin taşınmak istemediğini, eve geldiğinde eşinin ters davranıp ayrı yattığını, daha sonra eve almadığını, eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 23.10.1997 tarihinde evlendikleri, dört ortak çocuklarının olduğu, tanık beyanları ve davacı kadın tarafından sunulan mesaj kayıtlarından, davalı erkeğin, davacı eşini sadakatsizlikle itham ettiği, davacı kadına karşı hakaret ve küfür ettiği, boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar bakımından korunmaya değer bir yarar bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin olduğu, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar Ayşegül ve ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 6.000,00 TL maddî, 4.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkiline yapılan dava dilekçesi tebligatının usulsüz olduğunu, bildirdikleri deliller toplanmadan, tanıkları dinlenmeden, karşı tarafın tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı eşin 2016 yılında da dava açıp takip etmediğini, ortak çocuklarının beyanın davacı eş tarafından yönlendirilmelerinden kaynaklandığını, maddî, manevî tazminat ve nafaka şartlarının da oluşmadığını, müvekkilinin çocuklarının ihtiyaçlarını karşıladığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, boşanma hükmü, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin 24.09.2020 tarihli cevap dilekçesi vermesi, 02.10.2020 tarihli dilekçesi ile dosya fotokopisi alması, duruşmalara katılması, Mahkemece davalı erkeğin cevap dilekçesinin süresinde kabul edilerek, cevap dilekçesinde bildirilen tanıkları için davetiye çıkarılması ve zorla getirme müzekkeresi düzenlenmesi, davalı erkeğin 28.04.2021 tarihli duruşmada tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçme beyanında bulunması birlikte değerlendirildiğinde, davalı erkek vekilinin usulsüz tebligat nedeniyle müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığı ve delillerinin toplanmadığına ilişkin itirazının yerinde oladığı, davacı kadının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, buna göre usulüne uygun şekilde süresinde dayanılmayan tanık delilinin hükme esas alınması ... değil ise de, davacı kadının dava dilekçesinde mesaj kayıtlarını delil olarak bildirdiği, ibraz edilen mesaj kayıtlarından, davalı erkeğin davacı kadını sadakatsizlikle suçladığı, hakaret ve küfür ettiğinin anlaşıldığı, davacı kadaın tarafından ispatlanan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, evliliğin devamı sırasında eşini sadakatsizlikle suçlayıp hakaret ettiği anlaşılan davalı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunması, davacı kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın lehine takdir edilen maddî manevî tazminat miktarının, istinaf edenin sıfatına göre yapılan incelemeye göre makul olduğu, ortak çocukların yaşı, cinsiyeti, uzman raporu kapsamı ve görüşü, dikkate alındığında, velâyetin anneye verilerek çocuklar için iştirak nafakası takdir edilmesinin de ... olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekili istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkiline yapılan dava dilekçesi tebligatının usulsüz olduğunu, bildirdikleri deliller toplanmadan, tanıkları dinlenmeden, karşı tarafın tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı eşin 2016 yılında da dava açıp takip etmediğini, ortak çocuklarının beyanın davacı eş tarafından yönlendirilmelerinden kaynaklandığını, maddî, manevî tazminat ve nafaka şartlarının da oluşmadığını, müvekkilinin çocukalrının ihtiyaçlarını karşıladığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, boşanma hükmü, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, davalı erkeğin delillerinin toplanıp toplanmadığı, tanıklarının dinlenip dinlenmeyeceği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı madddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci , 327 nci, 328 ... ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 94 üncü, 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 243 üncü, 244 üncü ve 245 ... maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 ..., 52 nci ve 58 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
6100 sayılı Kanun'un 243 üncü ve 244 üncü maddelerinde tanıkların dinlenilmek üzere nasıl davet edilecekleri, 245 ... maddesinde ise, usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirtileceği ve uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tanıklarına çıkarılan davetiyenin tebliğ edilememesi üzerine Mahkemece, 31.03.2021 tarihli duruşmada tanıklarının adresini bildirmesi için davalıya verilen kesin sürede içerisinde ve 06.04.2021 tarihinde, davalı vekili tarafından tanıkların bildirilen adreslerine usulüne uygun davetiye çıkarılmadığı gibi, Mahkemece, tanıkların zorla getirtilmesine karar verildiği, adli kolluk tarafından ise zorla getirme kararı yerine getirilmemesine rağmen, davalının "Gelmeyen tanıklarım için ihzar müzekkeresi çıkartılmasın, bir dahaki duruşmada hazır edeceğim, hazır edemezsem dinlenmelerinden vazgeçiyorum" beyanı da gerekçe gösterilerek davalı tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verildiği ve yargılama aşamasında davalı tanıkları dinlenilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Usulüne uygun bildirilen davalı tanıkları dinlenilmeden yapılan yargılama ile hüküm kurulması, iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. Ayrıca Mahkemece, tanıkların duruşmada hazır edilmeleri taraflara yüklenemeyeceği gibi, adli kolluğun zorla getirme kararını yerine getirmemesinin sonuçları da taraflara yüklenemez. Buna göre, adresleri bildirilen davalı tanıkları önce usulüne uygun davet edilip, gelmedikleri takdirde zorla getirtilerek dinlenmeleri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Bozma sebebine göre, davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.