Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7653 E. 2023/5521 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyan mahkemenin, ziynet ve katılma alacağı davasında verdiği kararın infaz edilebilir olup olmadığı, alacak miktarının belirlenmesinde hangi tarihin esas alınacağı, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin kimin tarafından karşılanacağı ve usuli kazanılmış hak yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hareket ettiği, bozma ilamıyla kazanılmış hak durumuna giren hususları ve bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen hususları yeniden incelemesinin mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/820 E., 2023/474 K.

KARAR : Ret-karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki ziynet ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın ile davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Tarafların ziynet alacağı yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;

Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davada davacının reddedilen ve davalının aleyhine hükmedilen ve de temyize konu edilen toplam miktar Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olarak belirlenen 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin ziynet alacağı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Tarafların diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin değişik tarihlerde davalının hesabına toplam 2.400,00 TL gönderdiğini, müvekkile düğünde ziynet eşyası olarak takılan toplam 70 gr 6 adet bilezik (2.100,00 TL), 3 adet çeyrek altın (180,00 TL), 100 Euro (190,00 TL) ve 200,00 TL'yi düğünden hemen sonraki gün müvekkilinin davalıya verildiğini, davalının bu takıları bozdurup kişisel ihtiyaçları için kullandığını, müvekkiline takı ve paranın iade edilmediğini; ... plakalı araç bedeli ve hisse senedi satışından elde edilen gelirin de toplam 50.000,00 TL olup bu satışlardan da müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek; fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile düğünde takılan ziynet eşyaları ve yapılan havale bedeli, ayrıca edinilmiş malvarlığındaki artıştan kaynaklanan toplam 26.870,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın 04.03.2010 tarihli dilekçesinde; şirket hissesi yönünden 12.500,00 TL, banka hesabından gönderilen para yönünden 2.400,00 TL, araç yönünden 12.173,50 TL, ziynet eşyaları yönünden 2.600,00 TL, 2.00,00 TL ve 100,00 Euro alacağı ve davalının iş karşılığı hesabına yatan para yönünden de 2.000,00 TL alacağının olduğunu belirterek toplam 33.703,00 TL ve 100,00 Euro alacağı olduğunu açıklamıştır.

3. Davacı kadın 27.04.2021 tarihli dilekçesinde; düğünün ertesi günü satılan ilk bilirkişi tespitine göre belirlenen 70 gr altın 22 ayar (4 adet 11 gr 22 ayar bilezik, 1 adet 12 gr 22 ayar bilezik, 1 adet 14 gr 22 ayar bilezik) takıların günümüzdeki bedelinin yeniden bir bilirkişi tarafından belirlenmesini talep ettiğini, 3 adet çeyrek cumhuriyet altının günümüzdeki bedelinin yeniden bilirkişi tarafından belirlenmesini, 100 Euro olarak takıların günümüzdeki bedelinin yeniden bir bilirkişi tarafından değerinin belirlenmesini talep ettiğinini,...plakalı aracın kredi taksitlerinin evlilik içinde ödendiğini, satış karşılığı 6.900,00 TL hesaba yatan paranın yarısı 3.450,00 TL'yi talep ettiğini,...plakalı aracın evlilik birliği içinde alındığından sigorta bedeli olan 25,000,00 TL'nin yarısı 12.500,00 TL'yi talep ettiğini,... plakalı aracın devamlı olarak davalı tarafından kullandığını, aracın alım bedeli üzerinden 40.000,00 TL'nin yarısı olan 20.000,00 TL olarak talep ettiğini, satış bedelinin öğrenildiği takdirde alış üzerinden değilde satış bedeli üzerinden satış bedelinin yarısını talep ettiğini açıklamıştır.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının gönderdiği paranın çeyiz parası olduğunu ve çeyiz masraflarına harcandığını, ziynet eşyalarının miktarının belirtildiği kadar olmadığını ve müvekkiline verilmediğini, araç ve şirket hissesinin evlenmeden önce edinildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.02.2011 tarih ve 2007/298 Esas, 2011/81 Karar sayılı kararı ile, ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle değerinin 2.630,00 TL belirlendiği; dinlenilen davacı tanıklarının düğünden önce davacının 3.000,00 TL çekerek davalıya verdiğini, düğün sırasında davacının annesinin taktığı bilezik ile birlikte 7 tane bilezik olduğunu, nikahtan sonra nikah salonundan dönerken davalının çeyrek altın ile paraları davacıdan aldığını ve daha sonra geri vermediğini beyan ettiklerini; davalının evlilik birliği devam ederken adına kayıtlı 34 LRL 24 plaka sayılı aracı devir ettiği ve yine davalının adına kayıtlı hisse senetlerini devir ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 26.870,00 TL nin dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.12.2019 tarih ve 2019/6006 Esas, 2019/11520 Karar sayılı kararı ile, davacının dava dilekçesinde alacak talebinin hangi kalem için ne kadar olduğunun açıklanmadığı, 04.03.2010 tarihli dilekçe ile hangi kalem için ne kadar olduğu açıklandığı, ancak Mahkemece düğünde takıların davalı tarafından alındığı, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen aracın ve şirket hisselerinin devir edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de hangi kalem için ne kadar alacağın kabul edildiğinin hükümden anlaşılamadığı; Mahkemece hangi alacak kalemi için ne miktar talebin kabul edildiğinin açıkça yazılarak karar verilmesi gerekirken, açık ve anlaşılır olmayacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğun belirtilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 07.07.2021 tarih ve 2020/222 Esas, 2021/421 Karar sayılı kararı ile, davacıya mal rejimi ve katkı payı alacağı ile ilgili taleplerini açıklaması ve ıslah dilekçesini vermesi için süre verildiği, davacının 27.04.2021 tarihli beyan dilekçesini sunduğunu; ziynet eşyaları yönünden yeniden alınan bilirkişi raporunda tespiti yapılan ziynet eşyalarının dava tarihindeki değerinin 1.696,00 TL olarak tespit edildiği; evlilik birliği içinde alınan davalı adına kayıtlı ... plakalı aracın 24.347,00 TL 'ye satıldığı ve bunun yarı bedelinin 12.173,50 TL olduğu, bu miktarın davacının katılma alacağı olduğu, ayrıca evlilik birliği içindeyken davalı tarafından satılan 5.000,00 TL değerindeki hisse senedi yönünden de davacının 2.500,00 TL katılma alacağı olduğu, davacının evlilik birliği içinde davalıya havale ettiği ve elden verdiği 2.400,00 TL 'nin davacıya iadesi gerektiği, kısa kararda bir daktilo hatası olarak bir sıfır fazla yazılmak suretiyle 24.000,00 TL olarak belirtilmişse de, bunun 2.400,00 TL olduğu; 4 adet 11 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 12 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 14 gram 22 ayar bilezik, 3 adet çeyrek altının davalı tarafından davacının rızası dışında elinden alındığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile, ... plakalı araç yönünden 12.173,50 TL, hisse senetleri yönünden 2.500,00 TL, banka hesabına havale edilen para yönünden 2.400,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalı tarafından davacıya verilmesine; 4 adet 11 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 12 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 14 gram 22 ayar bilezik, 3 adet çeyrek altının davalı tarafından davacıya aynen iadesine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.03.2022 tarih ve 2021/8768 Esas, 2022/2077 Karar sayılı kararı ile, tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; Mahkemece hükmolunan ziynetler ve reddedilen ziynetlerin değerinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 4.270,00TL’yi aşmadığından temyiz sınırı altında kalan ziynet alacağına ilişkin kararın kesin olduğundan, tarafların ziynet alacağına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

3. Dairenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkek vekilinin mal rejiminin tasfiyesine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece şirket hissesinin devrinden elde edilen devir parası yönünden şirketin kişisel mal olması ve şirket hissesinin devir parasının da kişisel malın yerine geçen mal (ikame mal) olduğundan reddine karar verilmesi gerektiği; davalının cevap dilekçesinde aracın evlilik öncesi sahip olduğu dava dışı aracın satışından elde edilen para ve şirket hissesinin devrinden elde edilen para ile alındığını savunduğu, ancak Mahkemece kişisel mal savunmasına yönelik davalının bildirdiği delillerinin tamamı toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiği, o halde, Mahkemece, davalının kişisel mal savunmasına ilişkin delil listesinde dayandığı delilleri toplanıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

4. Dairenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; davacı kadının kendisini davada vekille ettirdiği anlaşılmakla, hangi aşamada olursa olsun kendisini vekille temsil ettiren davacı kadın yararına haklılık oranına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken hükmedilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün bu sebeple de bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilamına uyulması nedeniyle bozma ilamı doğrultusunda şirket hissesi yönünden talebin reddi gerektiği; 34 LRL 24 plakalı araç ile ilgili olarak davalının şirket ortaklığından ayrılması nedeniyle ortaklık payına mahsuben aracın davalıya devredilmiş olması nedeniyle edinilmiş mallar kapsamında değerlendirilemeyeceği ve kişisel malı olduğu; davacı her ne kadar ziynet eşyaları ile ilgili güncel değer üzerinden karar verilmesini talep etmiş ise de, ziynet alacağı yönünden kesinlik sınırında olduğu gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verildiği ve bu kararın da kesinleşmiş olduğundan bu yönden ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle; davacının ziynet eşyaları ile ilgili talebi konusunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/8767 Esas, 2022/2077 Karar sayılı ilamı ile onama kararı verilmiş ve kesinleşmiş olduğundan bu yönden bir karar verilmesine yer olmadığına; şirket hissesi ve 34 LRL 24 plakalı araç yönünden talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın temyiz dilekçesinde; altın ve döviz cinsi alacaklarını icra tahsil tarihindeki değeri ile tahsilini talep ettiğini, yaptığı masrafların tarafına ödenmesi gerektiğini, mahkeme masraflarının davalı üzerinde bırakılması gerektiğini, nafaka geliri dışında geliri olmadığını, banka hesabına gönderilen çeyiz parasının da icra tarihindeki maaşı karşılığı olarak ödenmesi gerektiğini, avukatlık ücreti talep edilmesi gerektiğini, uzun süren yargılama sonucunda maddî kaybının karşılanması gerektiğini, alacak istemlerinde ısrarcı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ziynet eşyaları yönünden onama kararı bulunmadığını, temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine karar verildiğini, hükmün açık olmadığını, davacının da temyiz dilekçesinden kararın tam olarak anlaşılmadığının ortada olduğunu, infazda tereddüt olmayacak şekilde karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, hükmün infaz edilebilir olup olmadığı, alacak miktarının belirlenmesinde hangi tarihin esas alınması gerektiği, yargılama giderleri ile vekâlet ücreti ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, ziynet ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Tarafların ziynet alacağı yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Tarafların diğer yönlerden yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Ziynet alacağı dışında kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.