"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1108 E., 2023/1099 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 26. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/103 E., 2022/192 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının düğünden bir gün sonra erkeğin annesini arayarak düğünde takılan takıları getirmesini istediğini, takıların peşine düştüğünü, düğün günü ise tarafların düğün yorgunluğu nedeniyle ilk gece cinsel birliktelik yaşayamadığını, kadının bu durumu büyüttüğünü, erkeğe "sen erkek misin?, "seninki kalkmıyor mu?" şeklinde saldırıda bulunduğunu, bir gün sonra cinsel ilişkinin yaşandığını, kadının cinsel içerikli filmleri izlediğini, erkeğe "gel beraber izleyelim" dediğini, kadının bakire olmadığını ancak erkeğe evlenmeden önce bakire olduğunu söylediğini, balayının bitmesiyle erkeğin evde bir gün bile yemek yiyemediğini, birlikte vakit geçirmediklerini, kadının işe gitmediği günler geç saate kadar uyuduğunu, işe gittiğinde ise geç saatte eve geldiğini, evlilikte aile sıcaklığının sağlanamadığını, kadının ailesinin etkisi altında kaldığını, aldığı maaşı bile ailesine verdiğini, erkeğin cinsel anlamda sorunu olup olmadığını öğrenebilmek için hastaneye giderek tetkik yaptırdığını ve herhangi bir sorununun olmadığı sonucunu aldığını, kadının hamilelik testi yaptırdığını başkalarından öğrendiğini, 31.08.2020 tarihinde de kadının ısrarlı şekilde erkeğin erkek olmadığı yönünde ithamlarda bulunduğunu, ağza alınmayacak ifadelerle saldırdığını, 01.09.2020 tarihinde kadının annesinin evine gittiğini ve erkeğin kadına ulaşamadığını, 11.09.2020 tarihinde kadının akrabalarını ve arkadaşlarını yanına alarak eve geldiğini, evdeki eşyalarını alarak gitmek istediğini, tarafların yakınları arasında tartışma yaşanınca polisin çağrıldığını, tarafların birbirlerinden şikayetçi olduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte şimdilik 100,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş olup ıslah dilekçesi ile maddî tazminat talebini yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin talimatları ile hareket ettiğini, ailesinin kadına ve evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, 16 günlük evli iken düğünde takılan takıların kendi ailesine verilmesi konusunda ısrarcı olduğunu ve kadına fiziksel şiddet uyguladığını, tarafların evlendiği ilk gece erkeğin cinsel problemi nedeniyle cinsel birliktelik yaşanmadığını, ertesi gün erkeğin eczaneden ilaç aldığını, evliliğin ilk zamanlarında cinsel içerikli sanal sohbet programına girdiğini, 27.07.2020 tarihinde hastaneye başvurduğunu ancak tedavi için hiçbir şey yapmadığını, kendi sorunlarını gizleyebilmek için erkek ve ailesi tarafından kadının bakire olmamakla suçlandığını, tarafların mahremiyeti hakkında erkeğin annesinin çevreye söylemlerde bulunarak kadını zor durumda bıraktığını, erkeğin tehdit ve hakareti nedeniyle 14.09.2020 de uzaklaştırma kararı aldığını, erkeğin annesi ve halasının hakaret ve aşağılamaları nedeniyle de 14.12.2020 tarihinde uzaklaştırma kararı aldığını, erkeğin anne ve babasının hakaret ve tehditleri nedeniyle şikayetçi olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin erkekliğine laf atılacak tarzda söylemde bulunduğu, bu sözün erkeği aşağılayacak tarzda olduğu ve bunu üçüncü şahısların önünde söylediğinin tanık beyanları ile sabit olduğu, erkek için cinsel yönden alınan raporda herhangi bir rahatsızlık bulunmadığı bilgisinin geldiği ancak erkeğin sağlıklı olmasına rağmen iktidarsızlık ve sertleşme için ilaç kullandığı, bu ilaçları ise tanık ...'nın erkeğin arabasında gördüğü, bu ilaçların erkeğe ait olduğu yani cinsel hayatın kurulamamasında erkeğin sorumlu olduğu, cinsel birlikteliğin gerçekleşmemesinin kadına kusur olarak atfedilemeyeceği, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonra da devam edip etmeyeceği şüpheli olan cinsel yakınlaşmayı beklemek için kadın eşi zorlamanın açık bir haksızlık olduğu, bu koşullar altında kadından evlilik birliğini devam ettirmesinin beklenemeyeceği, bu haliyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğu, buna göre kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur tespiti ile hükmolunan tazminatlara ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, yargılama sırasında alınan rapor ile erkeğin cinsel probleminin bulunmadığının sabit olduğunu, bu nedenle eşit kusur tespitinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin kurulamamasının sebebinin kadının aşağılayıcı tavrı olduğunu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların hangi gerekçe ile eşit kusurlu sayıldığının belli olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin hakkaniyete uygun olduğunu, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.