Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7823 E. 2024/4149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarları ile ziynet alacağının iadesi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alındığında, kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri gözetilerek daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, ziynet alacağına ilişkin temyiz talebinin reddine ve kararın diğer kısımlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1375 E., 2023/2008 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/687 E., 2023/84 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında reddedilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davalı-davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının evlendikten sonra kök ailesinden kopamadığı, erkekten habersiz Afyon'a kök ailesinin yanına ziyarete gittiği, erkeğe sürekli sevmediğini ve boşanmak istediğini söylediği, erkeğin kök ailesiyle anlaşmadığı onlara hakaret ettiği, erkeğin annesinin cenazesinde erkek ve erkeğin ablası ile tartıştığı, erkeğin babasının tarafların ortak konutlarında yaşadığı dönemde erkeğin babasının eşyalarını toplayıp kapının önüne attığı,

erkeği ve erkeğin kök ailesini öldürmekle tehdit ettiği, ortak çocuğa ilgisiz davrandığı, lüks yaşama isteği nedeniyle erkeğe baskı yaptı, tarafların 1 yıldan fazla süredir cinsel birliktelik yaşamadığı, kadının aşırı kıskanç olduğu, aile terapistine gitmeyi kabul etmediği, ziynet eşyalarını kadının annesine verdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafaka miktarının enflasyon oranında artırımına, erkek yararına aylık 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin tarafların evlilikleri üzerinde baskısının olduğu erkeğin kök ailesi ile eşi arasında dengeyi sağlayamadığı, kadına "senden boşanacağım, çalışan kadın alacağım, evde oturmaktan başka işe yaramıyorsunuz" gibi sözler söylediği, erkeğin kök ailesinin kadını dışladığı ve aşağıladığı, erkeğin maddi konularda kadına baskı yaptığı ve cimri olduğu, erkeğin babasının alzheimer hastası olduğu, erkeğin kadının babasıyla yaşamaya zorladığı, erkeğin babasının ortak çocuğu dövdüğü, erkeğin bu duruma engel olmadığı kadının bu durum üzerine erkeğin babasının eşyalarını toplayıp babasını evden göndermesini istediği, erkeğin babasının evine taşındığı ve tarafların fiili ayrılıklarının başladığı, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmını evlerinin alınımında kullanılmak için kalan kısmının ise erkeğin arkadaşına borç verilmek için erkek tarafından kadından alındığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyalarının bedelinin kadına iadesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili ıslah dilekçesi ile özetle; ziynet alacağı talebini 100.936,00 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; somut olayda; davalının evlilik birliği içerisinde davacıya ve ailesine karşı küfür ettiği ve davacının babasını eşyaları ile birlikte evden attığının tanık anlatımları ile sabit olduğu, davalının ise muvafakati olmaksızın ve istemediği söylemesine rağmen babasını eve getirerek bakımından davalıyı sorumlu tuttuğu, bu nedenle taraflar arasında sorunlar yaşandığı bunun üzerine davacının evi terk ettiği, davacıya ve eve maddî destekte bulunmadığının görgüye dayalı tanık anlatımlarından anlaşıldığı, evlilik birliği temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalının hafif kusurlu davacının ise ağır kusurlu olduğu, kadının ziynet eşyalarının kendisinden alındığını ispat edemediği boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olayların kadının kişilik haklarının saldırı niteliği taşımaması nedeniyle kadın eş yararına manevî tazminata hükmedilmediği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacaklarına ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, nafakaların miktarı, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi, ziynet alacağı talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, nafakaların miktarı, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi, ziynet alacağı talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,

4.Davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.