Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7897 E. 2024/3158 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteklerin iptali davasında, eşin verdiği muvafakatnamenin geçerliliği ve aile konutu şerhinin ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın sunduğu 2007 tarihli muvafakatnamenin birleşen davaya konu aynı tarihli ipotek için geçerli sayılması, davacının bu ipotek için açık rızasının bulunduğunun kabulü, ancak 2011 tarihli ipotek için davalı bankanın herhangi bir muvafakat sunmaması ve aile konutu şerhinin ihlal edilmesi gözetilerek, birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüne dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1128 E., 2023/992 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/44 E., 2022/254 K.

Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteklerin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kararın banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalılardan ...'ın 1986 yılından beri evli olduklarını, davalı eşin dava dışı ... İnşaatın kullandığı kredilerin teminatı olarak tarafların 2003 yılından beri aile konutu olarak kullandıkları konuta ipotek tesis ettirdiğini, müvekkilinin ipotek tesisinden haberdar olmadığını, konuta gelen tebligatlardan şüphelenerek ipotek tesisinden haberinin olduğunu, okuma yazma bilmediğini, parmak bastığını, attığı imzanın karalamadan ibaret olduğunu, yazının hüküm ve sonuçlarını bilmediğini, adına düzenlenen vekaletnamenin dahi düzenleme şeklinde olduğunu, alınan muvafakatnamenin kanun maddesine aykırı olduğunu, ihtiyar heyeti ve tanık imzası olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, 27809 ada, 2 nolu parsel, 19 nolu bağımsız bölümdeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; dava konusu 27809 ada, 2 parsel, 19 nolu bağımsız bölümde bulunan konuta ait 05.07.2007 tarihli 250.000,00 TL meblağlı ipoteğin bilgisi olmaksızın konulduğunu, alındığı belirtilen muvafakatin geçersiz olduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, 27809 ada, 2 nolu parsel, 19 nolu bağımsız bölümdeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmaza ipotek tesisine muvafakat ettiğine ilişkin bankalarına vermiş olduğu kendi parmak izini ve el yazısını içerir belgenin mevcut olduğunu, davacının muvafakatı ile ipotek belgesinin düzenlendiği tarihin aynı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamda dinlenen tanık beyanlarından ve resmi kuruluşlardan gelen evraklar incelendiğinde davacı ...’un okuma-yazmasının olmadığı, dosyaya sunulan muvafakatnamenin incelenmesinde ise ...’un ismi altında imzanın, parmak izinin bulunduğu, ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 206 ncı maddesinin birinci fıkrasında imza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlı olduğu, bu hükmü göre dosyaya sunulan muvafakatname bu şartları taşımadığı, ayrıca muvafakatnamede yer alan parmak izinin ihtiyar heyeti ve mahallince maruf iki kişi tarafından tasdik edilmediği, davaya konu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, aile konutu olan davaya konu taşınmaz üzerine ipotek tesis edilirken davacının haberinin olmadığı ve açık rızasının alınmadığı, tacir olan davalı şirketin de ipotek tesis edilirken taşınmazın aile konutu olduğunu bildiği, banka tarafından davacının rızasının alındığı iddia edilen muvafakatnamenin de resmi belge niteliğinde olmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davaların kabulüne, davaya konu Ankara ili, ... mahallesi 27809 ada 2 parsel 19 nolu bağımsız bölüme 05.07.2007 tarihinde konulan 250.000,00 TL bedelli ve 13958 yevmiye nolu ipotek ile 14.07.2011 tarihinde konulan 250.000,00 TL bedelli ve 37501 yevmiye nolu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile reddi gereken davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, karar kesinleştirmeden teminatın iadesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile öncelikle banka tarafından sunulan muvafakatın hangi ipotek için verildiğinin tespitinin yapılmasının gerektiği, dosyaya ibraz edilen muvafakatnemede “...açılmış ve açılacak kredilerden vb. hukuki ilişkilerden doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere dilediği şart miktar ve derecede ipotek etmesine muvafakat ederim." ibarelerinin yer aldığı, 05.07.2007 tarihli olduğu, büyük harflerle ... yazılıp imza edildiği ve parmak izi ile onaylandığı, muvafakatın birleşen davaya konu 05.07.2007 tarihli 13958 yevmiye nolu ipotek ile aynı tarihli olduğu ve açık rızanın ancak belirli bir işlem için verilmesi gerektiği, o halde birleşen davaya konu 05.07.2007 tarihli 13958 yevmiye nolu ipotek için verildiğinin kabulünün gerektiği; davacı vekilince muvafakat belgesindeki yazının ve imzanın davacıya ait olmadığına yönelik bir iddialarının olmadığının ifade edildiği, nüfus müdürlüğünden gelen adres beyan formunu da davacının imza kullandığı, hal böyle iken davacının kendi el yazısı ve imzası bulunan muvafakat belgesinin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, rızanın ne şekilde verileceğine ilişkin yasada herhangi bir şekil şartının aranmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında birleşen davaya konu 05.07.2007 tarihli ipotek bakımından davacının açık rızasının bulunduğu, bu sebeple davanın reddi gerektiği halde yazılı şekilde birleşen davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı; davalı banka asıl davaya konu 14.07.2011 tarihli ipoteğe ilişkin herhangi bir muvafakat sunmadığı, rızanın ancak belirli bir işlem için verilebileceği nazara alındığında 05.07.2007 tarihli muvafakatın 14.07.2011 tarihli ipotek için de geçerli olduğunun kabulüne olanak olmadığı, dava konusu taşınmaz tapuda konut vasfında kayıtlı olup aile konutu olduğu, davacının asıl davaya konu ipotek tesisine açık rızası bulunmadığına göre 14.07.2011 tarihli ipotek bakımından verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu; 6100 sayılı Kanun’un 392 nci maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğu, ihtiyati tedbir kararı verilerek satışın teminat mukabilinde durdurulmasına karar verildiği, esas bakımından verilen karar da kesinleşmediği, mahkeme veznesine depo edilen nakdi teminatın iadesine karar verilmesinin bu nedenle hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün ilk bendindeki "VE BİRLEŞEN" kelimeleri ile 1 nolu bendindeki "05.07.2007 tarihinde konulan 250.000,00 TL bedelli ve 13958 yevmiye nolu ipotek ile" kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, kararın 2, 4, 5 ve 6 nolu bentlerinin kaldırılmasına; yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle birleşen davanın reddine, birleşen dava yönünden banka yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine, davalı banka vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; birleşen dava yönünden de davasının kabul edilmesinin gerektiğini, usulüne uygun şekilde muvafakat düzenlenmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının birleşen dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; usulüne uygun şekilde alınmış muvafakatin bulunduğunu, önceki kanun zamanında yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu asıl davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı eş tarafından imzalanan muvafakatnamenin usulüne uygun olup olmadığı, asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, 2011 tarihli ipoteğe karşı açık rızasının ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 nci ve 194 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.