Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8223 E. 2024/6408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu ve bu kusurun boşanmaya etkisinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların beyanları değerlendirilerek, davacı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu kabul edilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/327 E., 2023/952 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/574 E., 2020/1039 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine, birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; eşinin ve ailesinin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladıklarını, erkeğin ailesinin kadını istemediğini, sığınma evine yerleştirildiğini, tehdit ettiğini, ailesi ile ortak konutta oturmaya zorlandığını, bağımsız konut temin edilmediğini, eşi tarafından planlanan silahlı saldırıya uğradığını, eşinin tutuklandığını, şikayetinden vazgeçtiğini, erkeğin başka kadınlarla fotoğraf ve yazışmalarının olduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl Üfe-Tüfe ortalamasında arttırılmasına, yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının çocukları ile ilgilenmediğini, çocuklarını bırakarak başka bir erkekle kaçtığını, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının davası yönünden kadın tanıklarının tarafların geçimsizliğine ilişkin görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı, kadının delil olarak ceza dosyasına dayanmış ise de, silahla yaralanması olayıyla ilgili erkekten şikayetçi olmadığı, bu işi onun yaptığını düşünmediğini belirttiği, af kapsamında değerlendirilmesi gereken bu beyanlardan sonra erkeğin kadına pusu kurduğuna yönelik iddiaların boşanma davasında hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, başkaca somut bir delil sunulmadığı, erkeğin açtığı dava yönünden ise kadının çocuklara şiddet uyguladığı, erkek evden çıktıktan sonra kadının da çocukları evi kilitleyerek yalnız bırakıp dışarı çıktığı ve erkek işten eve gelmeden kısa bir süre önce eve döndüğü, bunları babalarına söylemeleri halinde onları terk etmekle tehdit ettiği, yine bir sabah çocukları evde yalnız bırakarak gittiği ve geri dönmediği, kadının R. K. isimli kişiyle kaçtığının duyulduğu, sosyal medya hesabında çekilmiş müstehcen fotoğraflarının herkese açık bir şekilde paylaşıldığının ve bu şahısla mesajlaşmalarının da görüldüğü, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl boşanma davasının reddine, birleşen boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, erkek için 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat talepleri ile iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın için takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının hiçbirini ispatlayamadığını, normal çekilmiş bir fotoğraf üzerinden aldatma sonucunun çıkarılamayacağını, konu ile alakalı mesajların kadın adına açılmış sahte bir profilden yazıldığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının reddi, birleşen boşanma davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuklardan ... ve ...'un engelli olduğunu ve her cumartesi günü rehabilitasyon merkezine gittiklerini ve cumartesi günü okul olduğu halde görüş verilmesinin hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, yatılı görüşün kaldırılmasını belirterek, kişisel ilişki süreleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, psikolog tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporunda pedagog eşliğine gerek olmaksızın iki haftada bir yatılı olacak şekilde anne ile kişisel ilişki düzenlenmesinin çocukların menfaatine olacağı belirtilmiş ise de annenin nerede yaşadığının bilinmemesi, kadına yüklenen çocuklara şiddet uyguladığı, eve kilitleyerek yalnız bıraktığı, onları terk etmekle tehdit ettiği yönündeki kusurların niteliği, çocukların ikisinin engelli oluşu ve kişisel ilişkinin şekli ve süresinin özel eğitim durumları da nazara alınarak nasıl olacağının belirlenmemesi dikkate alındığında söz konusu raporun hüküm kurmaya yeterli ve doyurucu nitelikte olmadığı gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kabulü ile kişisel ilişkiye yönelik hükmün kaldırılmasına, belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden hüküm tesisi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davacı-davalı kadının tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca tanıklar N.O. ve O.B.'nin görgüye dayalı olan beyanlarının nazara alınmadığını, eksik inceleme yapıldığını, adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının reddi, birleşen boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise davalı erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın bulunup bulunmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışların ispat edilip edilmediği, asıl boşanma davasının reddine karar verilmesinin ve birleşen boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.