"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/498 E., 2023/924 K.
...
...
KARAR : Bozma ilamına uyularak, yeniden esas hakkında hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; boşanmanın ferileri yönünden karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 inci ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın mirasçısı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın mirasçısı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili tarihli dava dilekçesi ile kadının evi ve eşi ile ilgilenmediğini, aşağıladığını, tahkir ettiğini, maddî menfaat amacı ile evlendiğini, bir müddet sonra ilk evliliğinden olan çocuğunu da alarak evi terk edip önceki eşine döndüğünü, erkeği maddî olarak zora soktuğunu, kredi çektirdiğini, madde menfaat temin etmek için evlendiğini, 21.400,00 TL tutarında ziynet ve çeyizleri alarak gittiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulü ile boşanmalarına, 15.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet alacağı için şimdilik 3.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesi ile erkeğin müvekkilini ve çocuğunu istemediğini, ev içinde uygunsuz davranışlarda bulunduğunu, çocuğun yanında eşini cinsel ilişkiye zorladığını, müvekkilini aldattığını, rencide ettiğini, küçük düşürdüğünü, tehdit ettiğini, eski eşi ile ilgili olumsuz hareketlerde bulunduğunu, ziynetleri zorla aldığını, evden kovduğunu, elin çocuğuna bakmam dediğini, arkadaşları ile görüşmesine izin vermediğini, eve kapatmak istediğini belirterek davalı-davacı cevap dilekçesinin sonuç kısmında yatak odası takımı, çocuk oda takımı, halı ve bulaşık makinesi bedeli olan 8.200,00 TL'nin kendisine verilmesini, 10.000,00 TL manevî tazminat verilmesi halinde boşanmayı kabul ettiğini belirtmiş, vekili birleşen dava dilekçesinin sonuç kısmında ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2017 tarih ve 2015/807 Esas ve 2017/207 sayılı karan ile tarafların karşılıklı boşanma davalannın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereğince boşanmalarına,davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı kadın lehine 7.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile 10.800,00 TL toptan yoksulluk nafakasının üç yıllık süre içinde aylık eşit taksitler halinde kararın kesinleşmesine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasının devamına, tedbir nafakaları dahil olarak toplam nafaka miktarının 10.800,00 TL'yi geçmemek üzere tahsiline, her iki taraf yararına ayrı ayrı vekâlet ücretine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafaka nedeniyle istinafa başvurduklarını, mahkemenin yanlı ve çelişkili tek bir tanık beyanından yola çıkarak karar verdiğini, davalının gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, eşine haber vermeden evi terk ettiğini ve bir daha dönmediğini, kovulma durumunun olmadığını, davalı ağır kusurlu olduğundan nafaka talebinin haksız olduğunu belirterek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2020 tarih, 2018/1556 Esas 2020/291 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kabulüne, kararın gerekçesiz olması, boşanmanın fer'ileri açısından hükümde çelişkiye düşülmesi, nafakanın toptan mı irat şeklinde mi verildiğinin belli olmaması, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası bağlamında olmayan maddî tazminat açısından harcın ikmal edilmemesi nedeniyle diğer yönler incelenmeksizin kararın tümden kaldırılmasına, kadının boşanma davasının eki niteliğinde olmayan tazminat talebinin harçlarının tamamlanmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukandaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen karan ile mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu, erkek hakkında kadının şikayeti ile soruşturma başlatıldığı, küçüğün beyanları olduğu, kadının tanığa olayları anlatacağı sırada erkeğin kadının kolunu sıktığı, kadının erkeğe sen dış kapının dış mandalısın beni bir daha arama dediği, aile birliğinin sorumluluklarını taşımadıkları, erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, kadının yargılama sırasında ölümü nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesine göre kusur tespitine yönelik olarak devam edilen yargılamada, erkeğin kadına göre daha fazla kusurlu olduğu, davalının yargılama sırasında vefat ettiği, evliliğin vefat ile son bulduğunun tespiti ile tarafların dava ve birleşen davası hakkında boşanma, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı için tedbir nafakasının vefat tarihine kadar devamına, Mahkemenin 2015/807 Esas sayılı, 24.03.2016 tarihli duruşma tutanağı ile erkeğin takı ve eşya alacağı davası harcının süresinde yatırılmadığı gerekçesi ile evliliğin ölümle son bulduğu, erkeğin açtığı boşanma davasında daha fazla kusurlu olduğunun tespitine, tarafların boşanma, maddî-manevî tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakasının kadının ölüm tarihine kadar devam ettiğinin tespitine, kadın mirasçısı için erkeğin 1/4 eş miras hissesi dikkate alınarak tedbir nafakalarının 1/4 miras hissesi mahsubu ile 3/4 oranı ile erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, yargı giderininde 3/4 miras hissesi oranı ile 3.060,00 TL kadın mirasçısından tahsiline, harcın süresinde yatırılmadığının tespiti ile erkeğin takı ve eşya alacağına ilişkin talebine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davalı-davacı kadın mirsaçısının miras hissesi (3/4) oranında sorumlu tutulmasına ziynet ve eşya alacağı davası yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, takı ve eşya bedeline ilişkin davanın açılmamış sayılmasına yönelik kararda gerekçe bulunmadığı ileri sürülerek kararın kaldırılmasına, kusur belirlemesi ve ziynet ve eşya alacağı yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı mirasçısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, müteveffa yararına hükmedilen maddî-manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakası bedellerinin mirasçı ...'a ödenmesi gerektiğini, erkeğin açılmamış sayılmasına karar verilen takı ve eşya bedeline ilişkin dava yönünden vekâlet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın ilgili bölümlerinin kaldırılarak tazminat, nafaka, vekâlet ücreti yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince ölen eşin kusurlu olup olmadığı ile sağ kalan eşin kusur derecesinin önemi olmayıp emredici yasa hükmü uyarınca sadece sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığına ilişkin tespit yapılması yeterli ve gerekli olduğunu, evlilik birliği, kadının ölümü nedeniyle son bulduğundan ölü eşin mirasçıları tarafından devam edilen davada konusu kalmayan boşanmanın fer'i sonuçlarına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı, yoksulluk nafakası açısından da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, boşanmanın eki niteliğindeki yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin tereke bağlamında mirasçılara intikal edebilmesinin ölümden önce doğması ve hüküm altına alınması gerektiği, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin kabulü yönünden hüküm kesinleşmeden kadın eş vefat ettiğinden kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istekleri mirasçılara intikal etmeyeceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ... erkeğin boşanmaya neden olaylarda kusurlu olduğunun tespitine, kadının konusuz kalan yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili; kusur belirlemesi yönünden, davalı-davacı kadın mirasçısı vekili; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile vekâlet ücreti, yargılama giderleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 23.01.2023 tarihli karan ile karşılıklı açılan boşanma davaları dolayısıyla yapılan yargılama neticesinde her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına boşanmanın fer'îlerine hükmedildiği, karara karşı ... erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafaka hükümleri nedeniyle istinaf başvurusunda bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, gönderme kararından sonraki İlk Derece Mahkemesinin yargılaması aşamasında 31.10.2020 tarihinde ... kadının vefat ettiği, İlk Derece Mahkemesinin gönderme kararı öncesi 28.03.2017 tarihli karan ile verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği, o halde, taraflar arasındaki evlilik birliği taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında verilen ve kesinleşen boşanma hükmü ile sona ermiş olup 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasının uygulama olanağı kalmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince, usulü kazanılmış haklar da gözetilerek kusur belirlemesi ve fer'î talepler yönünden inceleme yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken boşanma hükmü kesinleşmesine rağmen evliliğin ölümle son bulduğu belirtilerek karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmayan kadına yüklenilen kusurlann kesinleştiği, erkeğin çocuğun yanında kadını cinsel birlikteliğe zorladığı, erkeğin davranışları boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, erkeğin kusur gerekçesine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesi taraflara yüklenilen kusurların açıkça belirlenmesi suretiyle düzeltilmiş, kadın vefat ettiğinden yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istekleri mirasçılara intikal etmeyeceğinden yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat hükümleri kaldırılarak bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, uyulan bozma ilamı doğrultusunda verilen karar gereğince erkek ile kadın mirasçısının konusu kalmayan diğer istinaf talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı mirasçısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı mirasçısı vekili; erkek daha ağır kusurlu ise kadının boşanma davasının kabul edilip erkeğin reddedilerek kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken erkek yararına hukuka aykırı olarak vekâlet ücreti hükmedildiği, mirasçıya yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, takı ve eşya bedelinin reddedilmesi sebebiyle mirasçı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, istinaf mahkemesince duruşma yapıldığı halde vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatlar, yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında, evliliğin davalı- davacı kadının ölümünden önce kesinleşen boşanma kararı ile sona ermesi sebebiyle, kadın yararına boşanmanın fer'îlerine hükmedilip hükmedilemeyeceği, boşanma davasına yönelik vekâlet ücreti ile alacak davasına yönelik vekâlet ücretlerinin yerinde olup olmadığı, bozma kararı sonrası zorunlu olarak istinaf duruşması yapılması sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadın mirasçısı vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince açılan boşanma davalarında her iki davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına karar verilmiş, hüküm ... erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden inceleme yapılmak üzere kararın kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bu sırada davalı-davacı kadın 31.10.2020 tarihinde vefat etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ikinci kararda 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesine göre yapılan yargılama ile erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, kadının vefat ettiği tarihe kadar tedbir nafakasının devamının tespitine ve kadın mirasçısı için erkeğin 1/4 eş miras hissesi dikkate alınarak tedbir nafakalarının 1/4 miras hissesi mahsubu ile 3/4 oranı ile erkekten tahsili ile kadına ödenmesine karar verilmiştir. ... erkek vekili, kusur belirlemesi ve ziynet ve eşya alacağı yönünden, davalı- davacı mirasçısı vekili ise; tazminatlar, nafaka ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince verilen ikinci kararda; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ... erkeğin boşanmaya neden olaylarda kusurlu olduğunun tespitine, kadının konusuz kalan yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı- davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi yönünden, davalı- davacı kadın mirasçısı vekili tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile vekâlet ücreti, yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir. Dairenin 23.01.2023 tarihli kararı ile 31.10.2020 tarihinde ... kadının vefat ettiği, İlk Derece Mahkemesinin gönderme karan öncesi 28.03.2017 tarihli karan ile verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği, o halde, taraflar arasındaki evlilik birliği taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında verilen ve kesinleşen boşanma hükmü ile sona ermiş olup 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasının uygulama olanağı kalmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince, usulü kazanılmış haklarda gözetilerek kusur belirlemesi ve fer'î talepler yönünden inceleme yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmayan kadına yüklenilen kusurların kesinleştiği, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, erkeğin kusur gerekçesine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesi taraflara yüklenilen kusurların açıkça belirlenmesi suretiyle düzeltilmiş, kadın vefat ettiğinden yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istekleri mirasçılara intikal etmeyeceğinden yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat hükümleri kaldırılarak bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yapılan incelemede; davalı- davacı kadının boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmesinden sonra 31.10.2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Buna göre; hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının "tereke alacağı'' olduğunun kabulü ile usuli kazanılmış haklara da dikkat edilerek kadın yararına maddî ve manevî tazminata ve boşanma kararın kesinleştiği tarihten kadının ölüm tarihine kadar yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3.Davalı-davacı kadın mirasçısı vekilinin vekâlet ücreti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükümde her iki boşanma davasının kabulüne ve her iki taraf yararına vekâlet ücretine hükmedildiği ve hüküm boşanma davasının kabulü ve buna yönelik vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmeyerek kesinleştiği halde İlk Derece Mahkemesince verilen ikinci hükümde boşanma yönünden ... erkek yararına yeniden vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
b)İlk Derece Mahkemesince ... erkeğin takı ve eşya alacağı talebine ilişkin vekâlet ücretinin tereke alacağına dahil olduğu dikkate alınarak, davalı-davacı kadın yararına vekâlet ücretinin tamamına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatlar, yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti yönünden davalı-davacı kadın mirasçısı yararına BOZULMASINA,
2-Davalı-davacı kadın mirasçısı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...