"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/1261 E., 2023/870 K.
DAVA TARİHİ : 27.01.2015
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı olan Mimar Sinan Mah. 163 Ada 3 parsel sayılı taşınmazı davalıya devrettiğini, davalı ise taşınmazı 16.11.2009 tarihinde Cengiz Demirci'ye sattığını, bunlardan sonra davalının Ankara iline yerleştiğini, tarafların yıllardır ayrı yaşadıklarını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davanın vasisi olan oğlunun zorlamasıyla açıldığını, vasinin davalıyı sömürdüğünü, davalıyı dövdüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin13.03.2018 tarihli ve 2015/79 Esas, 2018/313 Karar sayılı kararıyla; davacı yargılama devam ederken vefat ettiğinden dolayı davaya 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hasebiyle davacı mirasçıları devam ettikleri, dosya içerisine alınan evraklardan, delillerden ve beyanlardan görüldüğü üzere miras bırakanın terekesi borca batık olduğundan dolayı mirasçılar mirası ret ettikleri, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin temel amacı evlilik birliğinin devamı süresince kusurlu davranışları olan tarafın miras haklarından mahrum bırakılmasını sağladığı, bu aşamada davacı mirasçılarının mirası ret etmiş olmaları ve bu sebeple davalının mirastan yoksun bırakılmasında hukuki yararlarının kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı mirasçıları tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2021 tarihli ve 2018/2358 Esas, 2021/174 Karar sayılı kararıyla, İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla verilen kararda herhangi bir isabetsİzlik bulunmadığı gerekçesi ile uygun olan hükme karşı davacı mirasçılarının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 19.10.2021 tarihli kararı ile, her ne kadar davacı erkeğin mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle davalı kadının mirastan yoksun bırakılmasında hukuki yararları kalmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; mirasçıların kusur belirlemesi yönünden davayı takip etme haklarını ortadan kaldıran bir kanun hükmü bulunmadığı, bu durumda Mahkemece yargılama yapılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu edilen taşınmaz olan Çankırı ili Merkez ilçesi .... Mah. ... Ada 3 parsel sayılı taşınmazı pasif tapu kaydına bakıldığında, davacının adına kayıtlı bulunan bu taşınmazı davalıya 2005 yılında sattığı, davalının bu taşınmazı kızı olan ...'ya 2008 yılında devrettiği, davalının kızının da bu taşınmazı 2009 yılında Cengiz Demirci'ye devrettiği, Cengiz Demirci'nin de bu taşınmazı 2014 yılında yeniden davalıya devrettiği dinlenen davacı tanık anlatımlarına bakıldığında davacının davalı ile evlendiğini sonradan öğrendiklerini, davalının Çankırı'da hiç görmediklerini, davacının 4-5 sene önce yaşlı olması sebebiyle İstanbul'da çocuklarının yanına gittiğini, vasi olan oğlunun davacıyı almaya geldiğinde davacının davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazın el değiştirdiğini, maaşına haciz geldiği, davalının tedavi olduğu hastanelerde yazılan reçete ücretlerinin davacının maaşından ödendiğini öğrendikleri şekilde beyanda bulunduklarını, davalı adına yapılan uyap sisteminden yapılan adres soruşturmasında mernis adresinin 2007 yılının 4 ayından beri Ankara olduğu davacı tanıklarının beyanları, tapu kaydı ve adres kayıt örnekleri birlikte değerlendirildiğinde, ispatlanan hususlar bakımından davalı kadının davacı ile evlenmesine rağmen davacı ile birlikte Çankırı'da yaşamadığı, davacının Çankırı'da bir müddet kendisi yaşadıktan sonra yaşlılığı sebebiyle İstanbul'daki oğlunun yanına giderek yaşamaya başladığı, davalının bu süreçlerde davacı ile ilgilenmediği, evlilik sonrası da Ankara'da yaşamaya devam ettiğinin dinlenen davacı tanık anlatımları ve davalıya adres kaydı ile sabit olduğu, davalının davacı erkek ile evlilik sonrası ilgilenmeyerek ortak konutta birlikte yaşamayarak yalnız bırakması sebebiyle tam kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davalı tarafın kusurlu olduğunun tespitine, davacının yargılama aşamasında vefat ettiği anlaşıldığından, davacının boşanma davası konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; Mahkemece kanun yolunun yanlış gösterildiğini, kusurunun bulunmadığını, mirası reddeden mirasçının davayı takip etme hakkı bulunmadığını belirterek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı kadının boşanmaya sebep olacak derece kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.