Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8392 E. 2024/4804 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, hükmedilen tazminat miktarı ile yoksulluk nafakasının reddinin hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile dosya kapsamı değerlendirilerek, hükmedilen tazminat miktarı ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/361 E., 2023/571 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/292 E., 2022/679 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan boşanma davası ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadını sokak ortasında bıçakladığını, ölümle tehdit ettiğini, eviyle, eşiyle ilgilenmediğini, hakaret ettiğini ve küçük düşürdüğünü, evin ve çocukların geçimi için para vermekten kaçındığını, psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu ve tedaviden kaçındığını, kadının sosyal hayatını kısıtladığını, kızına hakaret ettiğini ve oğluna fiziksel şiddet uyguladığını, şikayetçi olmasın diye baskı yaptığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka için her yıl artış oranı belirlenmesine, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, ortak konuta aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yersiz dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kötü bir yaşam tarzı olmadığını, müvekkilinin eşini sevdiğini ve ayrılmak istemediğini, sadece emekli maaşının olduğunu, beyanlarının gerçek dışı olduğunu, dolayısıyla boşanmayı gerektirecek herhangi bir sebep bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2017 tarih ve 2016/1001 Esas, 2017/1202 karar sayılı kararı ile; evlilik birliği içerisinde davalının yıllarca davacı ile tartıştığı, bu tartışmayı kavgaya dönüştürdüğü, kavga esnasında fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, davacının çocuklarının hatırına bu evliliği devam ettirdiği, son kavga olayından sonra ayrı yaşamaya başladıkları, dolayısıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı çocuklarıyla beraber kira vermeyerek davalıya ait evde kaldığından, mülkiyeti davalıya ait bakkal dükkanını ruhsatlı olarak işlettiğinden, ortak reşit oğlan çocukları yanında olup çalıştığından, davalı emekli olduğundan, konutundan ayrı yaşadığından başkaca bir geliri olmadığından davacının tedbir-yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın için kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 28.01.2020 tarih ve 2018/1065 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararı ile davacı kadının iddialarına rağmen mahkemece davalının dava ve taraf ehliyetinin araştırılmaması, tanık ....'ün dinlenmesinden açıkça vazgeçilmediği halde tanık .... dinlenmeden eksik tahkikat ile yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılamada davalı tarafın dava ve taraf ehliyetinin tespiti bakımından vesayeti gerektirir durumunun bulunup bulunmadığı hususunda yerleşim yeri vesayet makamına ihbarda bulunulduğu, Mahkeme kararı ile davalıya yasal danışman tayin edildiği, dinlenen tanık beyanlarından; evlilik birliği içerisinde davalının yıllarca davacı ile tartıştığı, bu tartışmayı kavga dönüştürdüğü, kavga esnasında fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davacının çocuklarının hatırına bu evliliği devam ettirdiği, fiziksel şiddet tehdidi ve baskısı altında kaldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı market işlettiğinden davacının tedbir-yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; işlettiği bakkal dükkanı zarar ettiğinden cüzi miktarla kiraya verdiğini belirterek, kabul edilen tazminat miktarları, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece verilen ilk karara karşı kadın yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmamış ise de hukuki ehliyet kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmamakta olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması sonucu, davacının 19.12.2016 tarihi itibarı ile 1.250,00 TL emekli maaşı olduğu, bakkal işlettiği, kendisine ait evde oturduğu, 1 adet 3 katlı binası, memlekette babasından kalma 60-70 dönüm tarla ve 1 gecekondusu olduğu, davalının ise gelirinin olmadığı, eşine ait evde oturduğunun bildirildiği, bu durumda kadının nafaka taleplerinin reddi doğru olduğu gibi, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında tazminat miktarlarının da makul olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca kararda bahsi geçen sosyal ekonomik durum araştırması erkeğe ait iken kadına aitmiş gibi değerlendirilmesinin, dosya adli yardımlı olmasına rağmen kararda kadın aleyhine istinaf harç ve yargılama giderlerine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kabul edilen tazminat miktarları, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, kadın aleyhine hükmedilen istinaf harç ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.