Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8423 E. 2023/6082 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek hükmedilen tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kararına uygun hüküm kurulduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/463 E., 2023/558 K.

...

...

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda; İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak kadın yararına maddî ve manevî tazminatlara karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadın yararına Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2013/383 E. ,2013/668 K. sayılı kararı ile aylık 270,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen tedbir nafakası miktarının çok az olduğunu belirterek kadın yararına aylık 270,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, asıl davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkeğe birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş davalı-karşı davacı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 27.09.2019 tarih ve 2018/257 Esas, 2019/618 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda karşılıklı olarak birbirlerine hakaret eden eşlerin eşit kusurlu oldukları, evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın tarafından açılan ve işbu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen tedbir nafakasının arttırılması davasının ise kısmen kabulü ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2021 tarih ve 2020/238 Esas, 2021/1969 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tarafların karşılıklı olarak açtıkları ve feragat ettikleri boşanma davalarından önce gerçekleşen vakaları hükme esas almamasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasının, boşanma kararının kesinleştiği 05.11.2019 tarihinde sona erdiğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir nafakasının arttırılması davasında hükmedilen nafakanın miktarı yönünden temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Dairenin 13.10.2022 tarih, 2022/5241 Esas, 2022/8137 Karar sayılı ilamı ile; davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakasının artırılması davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; reddedilen nafaka miktarının yıllık toplam miktarı karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 inci maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan nafakaya ilişkin kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin bağımsız açılan tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların Mahkemelerce belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; tarafların bir süredir aynı apartmanda erkeğe ait farklı dairelerde ayrı olarak yaşamakta iken kadının yaşanan tartışmalar neticesinde kadın sığınma evine gittiği, bir süre sonra kadın sığınma evinden yaşadığı eve geri dönmek istediğinde erkek ve birlikte yaşadığı ergin çocukları tarafından apartmanın ve evin kilidinin değiştirildiği, evin başkasına kiraya verildiği, kadının eve alınmadığı, bu olaylar neticesinde taraflar arasında son kavga olayının yaşandığı, erkeğin evin kilidini değiştirme, kadını eve almama eylemleri nedeniyle kusurlu olduğu ve erkeğe bu kusurların da yüklenilmesi gerektiği, bu hale göre evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu ve boşanmakla kadının, eşinin maddî desteğini yitireceği, 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının kadın yararına oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabul edildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, kusur durumu dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata yönelik verilen karara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili; tazminatların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 18.05.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı- karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargıtay bozma ilamına uyularak tarafların sosyal ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı- karşı davalı kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; tazminat miktarlarının çok yüksek miktarda olduğu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamı, hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

269.85 TL İlam H.

269.85 TL Peşin H.

1.330.20 TL TBH.

1-HHS-ÖH-DŞ-AB-AK