"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/609 E., 2023/301 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/947 E., 2020/719 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalı ...'ın evli olduklarını, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alındığını ve davalı eş adına tescil edildiğini, taraflarca aile konutu olarak kullanıldığını, dava konusu taşınmazın, davacı kadından habersiz davalı ...'a satıldığını, davalı ...'ın da diğer davalı ...'ya sattığını, davalı ... tarafından dava konusu taşınmaz üzerine davacı kadının açık rızası alınmadan davalı banka yararına ipotek tesis edildiğini, davalı bankanın kıymet takdiri yaptırdığını ve o tarihte davacı kadının da dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini, davalı banka tarafından icra takibi başlatıldığını ve cebri icra ile taşınmazın davalı banka tarafından alındığını, kadının bu durumdan da bilgi sahibi olmadığını, taşınmazın satıldığı tarihte cezaevinde tutuklu olduğunu, davacı kadının taşınmaza dair yapılan devirlerle ilgili açık rızasının olmadığını, yine davalı bankanın da basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek dava konusu taşınmazı satın aldığını iddia ederek davanın kabulü ile öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına, bu talebin kabul edilmemesi durumunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik dava konusu taşınmazın bedeli olan 100.000,00 TL'nin davalılardan alınarak faizi ile birlikte davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine dava dışı şirketin borcuna teminat olarak ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi sebebiyle davalı banka tarafından icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, 07.05.2015 tarihinde yapılan ihale ile davalı banka adına ihale edildiğini, ihalenin kesinleşmesi üzerine 02.06.2015 tarihinde davalı banka adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını ve davalı bankanın kazanımının korunması gerektiğini, kaldı ki taşınmazın arsa vasıflı olduğunu, aile konutu olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacı kadının kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını, diğer davalıların kötü niyetli olduğundan da bahsedilemeyeceğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihte taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, taşınmazın kayıt maliki olmadığını ve pasif dava ehliyeti olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın 2010 yılında 228.000,00 TL bedel ödeyerek aldığını ve taşınmazın satıldığı tarihteki değerinin araştırılmasında rayiç bedelinden alındığının anlaşılacağını, taşınmazın satın alınmadan önce eşi ile birlikte gezip gördüğünü, taşınmazın iyiniyetle alındığını ve satın alındığı tarihte davalı eş ve ailesinin herhangi bir itirazlarının olmadığını, taşınmazın tüm borçlarının tarafından ödendiğini ve buna ilişkin banka kayıtlarının da olduğunu, davalılar ile önceye dayalı bir tanışıklığı olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
4.Davalı ...'ya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerine 07.10.2013 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalı banka yararına ipotek tesis edildiği, davalı banka tarafından icra takibi başlatıldığı ve cebri icra ile davalı bankaya satıldığı, ihalenin 02.06.2015 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın cebri icra ile satışı sonucu davalı eş adına kayıtlı olmaktan çıktığı ve davalı bankanın mülkiyetine geçtiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği yapılan işlemin diğer eşin açık rızasına bağlı olmaktan çıktığı, taşınmazın aile konutu olma niteliğini yitirdiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacının alacak isteminin ise işbu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu ve taşınmazla ilgili yapılacak işlemlere dair kayıt maliki olmayan eşin açık rızasının alınması gerektiği, somut olayda davacı kadının açık rızasının alındığı, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi taşınmazın bu niteliğini yitirmeyeceği, davalıların 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesi korumasından faydalanamayacağı, yapılan tüm devirlerin geçersiz olduğu, tescillerin yolsuz tescil olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın, davacı eşin açık rızası alınmadan hak sahibi olan davalı eş tarafından davalı ...'a satıldığı, davacı kadının, dava dilekçesi ile davalı ...'ın taşınmazın aile konutu olduğunu bilerek satın aldığını ileri sürmediği gibi bu hususu yargılama sırasında da ispat edemediği, ayrıca istinaf dilekçesi ile davalı bankanın ipotek tesisi ile ilgili iddialarını ileri sürdüğü, ipotek tesisi sırasında taşınmazın davalı eş adına kayıtlı olmayıp üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava; tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi, 705 inci maddesi, 1023 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.