Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8487 E. 2024/3286 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından aile konutu üzerine konulan ipoteğin davacı eşin açık rızası olmadan tesis edildiği iddiasıyla ipoteğin kaldırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, taşınmazın aile konutu olup olmadığı konusunda basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli araştırmayı yapma yükümlülüğünü ihmal ettiği ve davacı eşin açık rızasını almadan ipotek tesis ettiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/153 E., 2023/674 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/281 E., 2020/487 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davacı kadın ve davalı ...'ın evli olduklarını, dava konusu taşınmazın davalı eş adına tescil edildiğini ve taraflarca aile konutu olarak kullanıldığını, davalı eş tarafından dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirmek istendiğini ve bu konuda davacı kadının imza vermesi gerektiğini söylediğini, davacı kadının bu durumu kabul etmediğini ve tapu müdürlüğüne giderek dava konusu taşınmaz üzerine 30.11.2018 tarihinde aile konutu şerhi koydurduğunu ve taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini öğrendiğini, konulan ipoteğe karşı davacı kadının açık rızasının alınmadığını ve ipoteğin geçersiz olduğunu, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçek olmadığını, iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadının kötü niyetli olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemi ile ilgili bilgi sahibi olduğunu, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarihte taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, davacı kadın ve davalı eşin, davalı bankanın alacağını tahsil edememesi amacıyla birlikte hareket ederek bu davayı açtıklarını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazda, davacı kadın ve davalı eşin 2010 yılından bu yana kesintisiz olarak oturdukları ve taşınmazın aile konutu olduğunun ispatlandığı, taraflara ait olan yazlık niteliğindeki taşınmazın ise geçice süre ile kullanıldığı ve aile konutu niteliğinde olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis tarihinden sonra aile konutu şerhi konulmuş olmasının somut olayın çözümlenmesinde etkili olmadığı, her ne kadar davalı banka vekili tarafından Kocaeli İlinde belirtilen adresin tarafların aile konutu olduğu, 2013 yılında bu taşınmaza konulan ipotek için davalı eşin açık rızasının alındığı ve dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı iddia edilmişse de açık rızanın tek bir işlem için olduğu, ileriye yönelik tüm işlemleri kapsamayacağı ve Kocaeli İlindeki taşınmazın aile konutu olduğunu ispat etmek için yeterli olmadığı, zira aradan geçen bir yıl üç ay içerisinde tarafların aile konutunun değiştirilebileceği, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemine karşı davacı kadının açık rızasının alınmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, davalı bankanın alacağını tahsil edememesi amacıyla bu davanın kötü niyetli olarak açıldığı, davacı kadının ipotek işleminden bilgi sahibi olduğu ve dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı, ayrıca dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı, bankanın iyiniyetinin korunması gerektiği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı banka vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, davacının kötü niyetli olduğu, ipotek tesis tarihinden önce taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı, tapuya güven ilkesi gereği hakkının korunması gerektiğini iddia etmiş olup tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davalı bankanın tacir olduğu ve her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerini yürütürken basiretli hareket etmesi gerektiği, bu yükümlülüğü alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de gerektirdiği, başka bir ifade ile taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu olduğuna dair şerh bulunmasa bile, taşınmazın "aile konutu" ve kendisiyle akdi ilişkiye giren şahsın da evli olduğunu davalı bankanın bilebilecek durumda olduğu, bu özeni göstermemiş ise iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, vakıa ve karinelerden iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumu belirmiş olanın kötü niyetli olduğunun diğer tarafça ispat edilmesine de lüzum olmadığı, davacının dava hakkını dürüstlük kuralına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli bir delil ve sebep de bulunmadığı, gerçekleşen bu hukuki duruma göre davacının açık rızası alınmadan tesis edilen ipotek sebebiyle davalı bankanın kazanımının korunamayacağı ve davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Dava; ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, davalı bankanın dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı konusunda basiretli bir tacir gibi davranarak gereken araştırmayı yapıp yapmadığı, davacı kadının açık rızasının alınıp alınmadığı, işbu davanın açılmasının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi, 1023 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.