"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/449 E., 2022/1207 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erciş 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/129 E., 2022/16 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı-davacı erkek vekili tarafından boşanma ve ziynet davaları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre temyize konu ziynet alacağının miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin boşanma davaları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, erkeğin müvekkiline psikolojik baskı uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını ve küçümsediğini, sürekli “Sana kuma getireceğim, bir başkasıyla evleneceğim” şeklinde söyleyerek müvekkilinin kendisini değersiz ve kötü hissetmesine sebebiyet verdiğini, müvekkiline sadakat ve şefkat göstermediğini, fiziki şiddet uyguladığını, “Seni döversem iyileşirsin” şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin ailesiyle görüşmesine sürekli engel olduğunu, müvekkilinin, eşinin şiddet eylemlerine dayanamayıp birkaç ay önce ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını, karşı tarafın iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL karşılığı düğünlerinde takılan ziynet eşyalarının (beş adet bilezik, yirmi adet karışık altın, bir adet tam ve iki adet çeyrek altını) aynen iadesine, aynen iade mümkün olmaz ise bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında ziynet alacağı davasını 39.512,52 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlenmeden önce kadın ve ailesi tarafından kadının hastalığının gizlendiğini, müvekkilinin, kadının kendisinden gizlenen rahatsızlığını anlamadığını, psikiyatri muayenesi sonrası kadının şizofren olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin eşinin hastalığına rağmen kabullendiğini, ona bakacağını, ona şefkat göstererek ilgileneceğini belirttiğini, kadının ailesinin sürekli olarak kadını baskı altına aldığını, tarafların boşanması gerektiğini belirttiğini, kadının kısa süreliğine iyileşme gösterse de hastalığı atak yapınca sebep yokken intihara teşebbüs ettiğini, evdeki eşyaları, kullandığı telefonu kırdığını, kadının yemeği ve temizliği ile de müvekkilinin ilgilendiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının ise kadının rızası ile ev masraflarına, ortak giderlere harcandığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, kadının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına tokat attığı, "malsın, delisin, şişkosun, başkasıyla evleneceğim, seni boşayacağım, bana herkes gelir" şeklinde sözler söylediği anlaşılmakla erkeğin, kadına karşı fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığı, aşağılayıp hakaret ettiği, ilgilenmediği, kadının kusurun ise dosya kapsamında ispat edilemediği, buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporu, küçüğün yaşı, ihtiyaçları birlikte değerlendirildiğinde velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı, velâyetin kullanılması kendisine bırakılmayan eşin çocuğun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, tarafların ekonomik durumu, çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarına göre uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği, kadının ev hanımı olduğu, düzenli ve devamlı gelirinin bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan kusursuz kadın yönünden manevî tazminat koşullarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevî tazminatın amacı, kusurun ağırlığı, hakkaniyet ilkesi gözetilerek kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata karar verilmesi gerektiği, ziynet eşyalarının düğün masrafları için harcanmak üzere bozdurulduğunu iddia eden erkeğin, ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek üzere kendisine verildiğini veya bağışlandığını, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını ispatlayamadığını, buna göre varlığı ispatlanan beş adet bilezik yönünden talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının ziynet eşyası talebinin kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda tespit edilen beş adet yirmi iki gram yirmi iki ayar ... burmasının erkekten alınarak kadına aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 25.981,00 TL 'nin erkekten alınarak kadına ödenmesine, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, karar gerekçesinin yetersiz olduğunu, kadının şizofreni hastası ve %45 engelli olduğunu, hastalığının evlenmeden önce gizlendiğini, müvekkiline atfedilen davranışların kadın tarafından görülen halüsinasyonlardan kaynaklandığını, tanık beyanlarının kurguya dayandığını, hastane kayıtlarının dosya içerisine getirtilmediğini, velâyet düzenlemesi için kadının hastaneye sevki ile heyet raporu alınması taleplerinin reddedildiğini, kadının hastalığı nedeniyle ortak çocuğun bakımını sağlayamayacağını, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, ziynet eşyalarının kadının rızası ile ev eşyasına, taşınma masrafına harcandığını, ziynet alacağı davasının usulüne uygun açılmadığını, bu hususta delil de sunulmadığını, yapılan ıslah ile kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, delillerin toplandığı, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken kanuni mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, İlk Derece Mahkemesince boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki tesisi ve ziynet alacağına ilişkin kurulan hükmün ve karar gerekçesinin yerinde olduğu, Mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve Mahkeme hükmünün kanuni unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesi ile, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, karar gerekçesinin yetersiz olduğunu, kadının şizofreni hastası ve %45 engelli olduğunu, hastalığının evlenmeden önce gizlendiğini, müvekkiline atfedilen davranışların kadın tarafından görülen halüsinasyonlardan kaynaklandığını, tanık beyanlarının kurguya dayandığını, hastane kayıtlarının dosya içerisine getirtilmediğini, velâyet düzenlemesi için kadının hastaneye sevki ile heyet raporu alınması taleplerinin reddedildiğini, kadının hastalığı nedeniyle ortak çocuğun bakımını sağlayamayacağını, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadının taraf ve dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, erkeğin karşı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 405 inci maddesi, 462 nci maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi, 90 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci, 52 nci, 58 inci maddesi.
3.Değelendirme
Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Asıl dava davacısı kadının, "Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen şizofreni (%45)" tanılı sağlık kurulu raporu ile ruhsal rahatsızlığı bulunduğu, kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği için yapılan incelemenin ise yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, Mahkemece yapılacak iş; kadının tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanesine sevki ile 4721 sayılı Kanun'un 405 inci ve 6100 sayılı Kanun'un 56 ncı maddeleri uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse 4721 sayılı Kanun'un 462 nci maddesinin sekizinci bendi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu husus gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
b)İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.