"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/956 E., 2023/817 K.
KARAR : Her iki boşanma davasının reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davalarındaki gerekçe ve hüküm arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle bozulmasına ve ziynet alacağı davasının tefrik edilmesine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile tefrik kararı yönünden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda her iki boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ilgisiz olduğunu, bağımsız ev tutmadığını, çalışmadığını, eşini çalışmaya zorladığını, ailesi ile görüştürmediğini, hakaret ettiğini, sadakatsiz olduğunu ve şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına faizi ile 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. ... kadın vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, önceki iddialarına ek olarak erkeğin çalışmadığını, kadını ve ailesini tehdit ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadına maddî gücü olmadığını ve askere gideceğini söylemesine rağmen kadının kendisine kaçtığını, erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, başka bir erkekle mesajlaştığını, evi terk ettiğini, abisi ve arkadaşlarının kendisini tehdit ettiğini, abisinin kendisini darp ettiğini ve hakaret ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına ve erkek yararına faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 29.04.2021 tarih ve 2019/527 Esas 2021/287 Karar sayılı kararı ile; tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadıkları, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı ve tanık beyanlarının çelişkili olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
2.14.11.2019 tarihli duruşmada kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili kadının davasının reddi, ziynet alacağı davası hakkında hüküm kurulmaması ve vekâlet ücreti; davalı-davacı erkek vekili erkeğin davasının reddi, ziynet alacağı davası hakkında hüküm kurulmaması, vekâlet ücreti ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarih ve 2021/713 Esas 2021/953 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, kısa kararda asıl ve karşı davanın reddi ile kadının ziynet alacağının reddine karar verildiği ve gerekçeli kararda ziynet alacağının reddine ilişkin gerekçe oluşturulduğu halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında ziynet alacağı ile ilgili hüküm kurulmayarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, ayrıca dosya ile bağlantısı olmayan tanık Abdurrahman Duranal'ın beyanın gerekçe bölümüne yazılmasının yerinde olmadığı gerekçesi ile; davacı-davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının usulüne uygun şekilde yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2022 tarih ve 2021/688 Esas, 2022/99 Karar sayılı kararı ile; tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadıkları, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, kadın her ne kadar eşinin kendisine şiddet uyguladığı iddiasında bulunmuş ise de, bu hususta dinlenen tanık beyanlarının birbiri ile çelişkili olduğu şöyle ki; ... tanığı...`ın davacının son ayrıldığında kendi evine geldiğini, yüzünde kollarında, boynunda morluklar olduğunu ve ellerinde kesikler olduğunu ifade ettiği, ... kadının babası Bekir Harmanşa`nın ifadesinde; davacı-davalının yüzünde ve ayağında morluklar olduğu beyan ettiği, Mahkemece çelişki nedeniyle tekrar sorulduğunda kızının kapalı olduğunu sadece yüzünde ve ayağında morluk olduğunu söylediği, diğer tanığın ifadesinde geçen görünen yerleri olan ellerindeki morluklardan bahsetmediği, ayrıca ... tanığı İbrahim Harmanşa`nın davacı yeğenini son ayrılıktan bir hafta sonra baba evinde gördüğü, ''görünen yerlerinde ben yara bere izi görmedim" şeklinde beyanda bulunduğu, şiddet hususunda tanık ifadelerinin tarafsız ve esasen görgüye dayalı bir bilgisinin olmaması sebebiyle bu iddialara itibar edilmesi mümkün olmadığı, davalı-davacı tanıklarının oğullarının askerden geldikten sonra davacı-davalının evden ayrıldığını ve oğlunun tekrardan karısını eve getirdiğini 1 hafta kadının davalı erkek ile aynı evde kaldığını ifade ettikleri, fiziksel şiddet iddiaları konusunda hükme esas alınabilir somut delil bulunmadığı, davalı-davacı erkek her ne kadar eşinin sadakatsizliği iddiasında bulunmuş ise de, bu hususta dinlenen tanıkların davalı-davacının annesi ve babası olması nedeniyle tarafsız ve esasen görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı, ifadelerinde geçen hususların hayatın olağan akışına aykırı olması sebebiyle bu iddialara itibar edilmesinin mümkün olmadığı, sadakatsizlik iddiaları konusunda hükme esas alınabilir somut delil bulunmadığı, davalı-davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davasında; ... kadının kullandığı telefon hattı ile hayatın olağan akışına aykırı şekilde üçüncü şahıslarla aramalar gerçekleştirilmesi sebebiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği iddia edilmiş ise de; aranan numaraların aidiyet bilgileri, aramaların sıklığı ile süreleri de dikkate alındığında davalı-davacı erkeğin karşı dava dilekçesinde kadının aranan numara adına kayıtlı olan kişi ile duygusal ilişkisi olduğu yönündeki iddialarının ispatlanamadığı gözetildiğinde kadına güven sarsıcı davranış sergilemesi kusurunun yüklenmesi de doğru olmadığı, boşanma davasının dayandığı olguların varlığına kanaat getirilemediği gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın reddine, ... kadının ziynet eşyasına yönelik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekilinin kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması talebi 17.02.2022 tarihli duruşmada reddedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili kendi davasının reddi ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönünden, ... kadın vekili kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili; davalı-davacı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığı iddiasının tanık beyanları ile kanıtlandığını, ... kadının kapalı olduğunu ve morluklar kapansın diye makyaj yaptığını, bu nedenle tanıkların morlukların yerini net bir şekilde bilmesinin mümkün olmadığını, davalı-davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasının sosyal medya yazışmaları ile ispat edildiğini, tanıkların tarafların ayrı eve çıkmadıklarını beyan ettiklerini belirterek; kadının boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili; ... kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tanıkların beyanlarının hükme esas alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, boşanma davasında tanıkların aile bireyi olmasından daha doğal bir şey olmadığını, ... kadının ailesinin boşanma konusunda baskı yaptıklarını, kadının ağabeyinin evi basıp müvekkilini ve ailesini tehdit ettiğini, müvekkilini darp ettiğini, boşanma kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca kadın yararına hükmedilen nafakanın da kaldırılması gerektiğini, kadının işe girdiği, erkeğin ise işsiz olduğu, tazminat taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; erkeğin davasının reddi ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2022 tarihli ve 2022/593 Esas, 2022/1042 Karar sayılı kararıyla; tanık beyanları ve dosya kapsamından, davalı-davacı erkeğin, kadının başka bir erkek ile yazışmalarını gördükten sonra kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının baba evine gitmesi üzerine aynı gün kadını ortak konuta getirerek bir süre daha birarada yaşamaya devam ettikleri, bu itibarla tarafların birlikte yaşamaya devam ederek karşılıklı kusurlarını affettikleri, affetmeseler bile hoşgörü ile karşılandıkları, tarafların halihazırda fiilen ayrı yaşamalarının da tek başına boşanma sebebi olamayacağı, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı gibi fiili ayrılık da tek başına boşanma nedeni olayacağından kadının ve erkeğin boşanma davalarının reddi usul ve kanuna uygun olup, ... kadının asıl boşanma davasının; davalı-davacı erkeğin karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, boşanma davasının devamı süresince, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, çalışmayan ve herhangi bir geliri bulunmayan kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile her iki tarafın istinaf talebinin esastan reddine, ... kadının ziynet alacağına yönelik talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili kadının boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davasının tefrik edilmesi ve davalı-davacı erkek vekili erkeğin boşanma davasının reddi ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.06.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanma davalarının, her iki tarafın da davalarını ispatlayamamaları nedeni ile reddine karar verildiği, taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların birtakım kusurlu davranışlarından sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu şekilde karşılıklı kusurlarını affettikleri, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi olamayacağı gerekçesi ile karşılıklı açılan boşanma davalarının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğuna hükmedildiği ve böylelikle Bölge Adliye Mahkemesince karşılıklı açılan boşanma davalarının reddine ilişkin gerekçede değişiklik yapıldığı halde kararın hüküm kısmında tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, ziynet alacağı davasının tefrik edilmesine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün tefrik kararı yönünden onanmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyulmakla bozma yararına olan taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, erkeğin, kadının başka bir erkek ile yazışmalarını gördükten sonra kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının baba evine gitmesi üzerine aynı gün kadını ortak konuta getirerek bir süre daha birarada yaşamaya devam ettikleri, bu itibarla tarafların birlikte yaşamaya devam ederek karşılıklı kusurlarını affettikleri, affetmeseler bile hoşgörü ile karşıladıkları; tarafların halihazırda fiilen ayrı yaşamalarının da tek başına boşanma sebebi olamayacağı, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı gibi fiili ayrılık da tek başına boşanma nedeni olamayacağından tarafların boşanma davalarının reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle; her iki boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki iddialarını ispatladıklarını ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının reddedilen boşanma davası ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın hakkındaki iddialarını ispatladıklarını ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin reddedilen boşanma davası ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmaması yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise taraflara yüklenebilecek bir kusur bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin davasının reddinin ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince tarafların karşılıklı olarak açtıkları boşanma davalarının reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi üzerine Dairenin 21.06.2023 tarihli kararıyla; boşanma davalarının reddedilmesine ilişkin gerekçede değişiklik yapıldığı halde kararın hüküm kısmında tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilerek gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmasına karar verilerek kararın kusura ilişkin gerekçesinde değişiklik yapılmış ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle her iki boşanma davasının reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendinde, bölge adliye mahkemelerinin yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı hallerde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar vereceği düzenlenmiştir. Dairenin 21.06.2023 tarihli kararı ile yalnızca Bölge Adliye Mahkemesinin tarafların başvurularının esastan reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiş olup tarafların kusura ilişkin başvurularını kabul ederek değişik gerekçe ile yeniden hüküm kuran Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar vermesi gerekirken kararın hüküm fıkrasında bu yönde hükme yer verilmemiş olması bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın- giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinden önce (I) numaralı bent olarak “Tarafların kusur gerekçesi dışındaki istinaf taleplerinin esastan reddine, kusura ilişkin gerekçe değiştiğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.