"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1156 E., 2023/1186 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Zonguldak 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/301 E., 2021/367 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı -davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; daha önce davalı aleyhine açılan boşanma davasının 2012 tarihinde reddedildiğini, kararın 26.12.2013 tarihinde kesinleştiğini, ayrı yaşamaya devam ettiklerine, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık süre geçtiğini ve her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamadığını, eylemli ayrılığa dayanan davanın şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun'un)166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili tarafından 11.02.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; birleşen davaya cevap dilekçesini ıslah ettiklerini, ilk açılan ve reddedilen davanın karşılıklı olduğunu, kadının da erkeğin kusurlu bir davranışını ispatlayamadığını, ayrı yaşama sebebinin kadından kaynaklandığını ileri sürerek kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça aleyhine açılan ve reddedilen boşanma davasının kararın kesinleştiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği tüm yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirdiğini, erkekten kaynaklanan sebeplerle evlilik birliğinin kurulamadığını, erkeğin ret ile sonuçlanan davayı açarak fiili ayrılığa sebep olduğunu ve boşanma sebebi yarattığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka artışının TÜFE'ye göre tespit edilmesine, kadın yararına 125.000,00 TL maddi ve 125.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflarca açılan davaların reddedildiği, ret kararının kesinleştiği, kesinleşmeden itibaren en az üç yıldır tarafların bir araya gelemedikleri; fiili ayrılık zamanından erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın kadın tarafından ispatlanmadığı gerekçesi ile davacı- davalı erkeğin davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı-davacının davasının reddine, kadın yararına takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davada davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında davacı-davalının, ıslah dilekçesi ile tanık deliline dayanmış olup, dosya kapsamında tanıkların dinlenilmesine karar verildiğini ve tanıkların dinlenildiğini, ıslah dilekçesi ile tanık listesi sunulamayacağından mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında dinlenen davacı-birleşen davalı tanık beyanlarının, gerçeğe aykırı ve yanlı olduğu, dinlenen tanıkların hiçbirinin görgüye dayalı beyanda bulunmadıklarını, yerel mahkemece müvekkili hakkında ekonomik durum araştırması yapılmadan müvekkil lehine herhangi bir nafaka ve tazminata hükmedilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, müvekkili lehine yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası, birleşen dava ise, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davası olduğu; daha önce Zonguldak 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/457 Esas, 2013/100 Karar sayılı ilamı ile taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verildiği, kararın 26.12.2013 tarihinde kesinleştiği, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, reddedilen boşanma davasından sonra, tarafların bir araya gelmedikleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası maddesinde aranan 3 yıl sürede tarafların yeniden evlilik birliğini kuramadıkları anlaşıldığı, erkeğin açmış olduğu asıl davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu; birleşen davada kadının tanık bildirmediği, ayrı yaşanılan dönemde erkeğe yüklenebilecek kusurlu bir davranışın ispatının bulunmadığı bu nedenle kadının Türk Medeni Kanun'unun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı; Zonguldak 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/457 Esas, 2013/100 Karar sayılı kararı ile taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verildiği, bu halde boşanmaya sebebiyet veren fiili ayrılıkta tarafların eşit kusurlu olduğu; koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu; kadının düzenli bir işi ve gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğ, Mahkemece yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı-davacı kadının tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirilmesi, ıslah dilekçesi ile tanık bildirildiği ve dinlendiği, yapılan değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ekonomik durum araştırması yapılmadığını, davalının lehine nafaka ve tazminat hükmedilmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında yapılan kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların daha önce karşılıklı olarak birbirlerine açmış oldukları boşanma davalarının reddine karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak 26.12.2013 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, tarafların yaklaşık 10 yıldır ayrı yaşadıkları, ayrı yaşama dönemine ilişkin olarak tarafların boşanmayı gerektirir karşılıklı bir kusurlarının kanıtlanamadığı, ret ile sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığı başlatan, kararın kesinleşmesinden sonra evlilik birliğini yeniden tesis etmeye yanışmayan ve bu konuda çaba göstermeyen tarafların Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. O halde kadının birleşen davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı -davacı kadın vekilinin diğer itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.