Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8791 E. 2024/5252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı kadının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede kusurlu olup olmadığı ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, davacıdan bağımsız ve habersiz sık sık annesinin yanında zaman geçirerek ve sürekli maddi taleplerde bulunarak evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini ihmal ettiği ve evlilik birliğinin mutluluğunu sağlamak için yeterli özeni göstermediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/764 E., 2023/1083 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Görele 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/13 E., 2022/311 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının annesi ile tarafların ikametlerinin altlı üstlü olduğunu, aynı binada olduğu için davalının günün büyük kısmını annesi ile geçirdiğini, ancak bu durumun zamanla süreklilik haline geldiğini, hatta bazı geceler annesinde kalmaya başladığını, devam eden süreçte davalının, annesinin evinde bir hafta on gün gibi sürelerde kalmaya başladığı gibi müvekkiline de hiçbir açıklama da yapmadığını, davalının müvekkilinden pahalı altın hediyeler talep ettiğini, davalının 2020 yılı Kasım ayında müvekkiline ayrılacağını ve boşanacağını söyleyerek bütün giyim, mutfak ve ziynet eşyalarını da alarak annesinin yanına gittiğini ve annesinin yanına yerleştiğini, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen görüşmediğini ve eve dönmediğini, tarafların bir daha bir araya gelmediğini, davalının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, müvekkilinin annesine sık sık gittiği ve orda kaldığı iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, davacının evde olmadığı zamanlarda müvekkilinin annesinin yaşlı ve bakıma ihtiyacı olması nedeniyle annesine yardımcı olduğunu, ancak daha sonra müvekkilinin Covid-19 hastalığına yakalanması nedeniyle karantina altına alındığını, davacının müvekkiline bir bardak su dahi vermediğini, müvekkilinin karantina süresini annesinin yanında geçirdiğini, müvekkilinin karantina dönemindeyken davacının ortak evin kilidini değiştirdiğini, müvekkilinin kendi evine dahi girmesini engellediğini, davacının kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine, boşanma halinde müvekkil lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, nafakanın her yıl Üfe oranında artırılmasına, ziynet eşyalarının iadesine, aksi halde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, evililik birliği içerisinde davacıdan ekonomik gücünün üzerinde süreklilik arzeder şekilde maddî taleplerde bulunarak davacıyı psikolojik olarak yıpratıcı davranışlar sergilediği, davacıdan bağımsız ve habersiz şekilde sık sık annesinin yanında zaman geçirerek evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini ihmal etmek suretiyle evlilik birliğinin mutluluğunu sağlamak için yeterli özeni göstermediği, boşanmaya sebep olaylarda davalının kusurlu olduğu, davacının ise ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları bulunmadığından velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davalının maddî ve manevî tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalının cevap dilekçesindeki ziynet alacağı talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ile kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ile kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.