Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9002 E. 2024/7082 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, eşinin rahatsızlığına rağmen tek taraflı olarak ortak konutu terk etmesi ve eşinin tedavisiyle ilgilenmemesi gibi hususlar da değerlendirilerek, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna ve kadının nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olduğuna karar verilmiş ve yerel mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1019 E., 2023/799 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Cizre 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/279 E., 2022/98 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının 6-7 yıl önce kalça kemiğinin kırılması üzerine İstanbul Vakıf Guraba ve ... Hastanesine tedavi amacıyla götürdüğünü, doktorların kadında kemik erimesi hastalığı olduğu için tedavisinin düşük olduğunu söylediklerini, gereken tedavileri yapıldıktan sonra ... ilçesi Fındık Beldesinde bulunan evlerine geri döndüklerini, tarafların, kadının sağlığı için kadının ailesinin bulunduğu Konya iline taşındıklarını, burada bir süre yaşamaya çalıştıklarını ancak orada hem iş bulamadığını hem de annesinin sağlık sorunlarının bulunduğunu, köyde evi ve işinin olduğunu söylemesine rağmen kadının geri dönmediğini, kadının ailesinin de kızlarını göndermeyeceklerini söylemeleri üzerine erkeğin köye dönmek zorunda kaldığını, iki yıla yakın bir süredir ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin bütün ısrarlarına rağmen kadının dönmeyeceğini söylediğini, bu evlilik birliğinin devam etmesinen mümkün olmadığını belirtmiş olduğunu, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap dilekçesi ile; davacının bir eş olarak üzerine düşen vazifelerini yerine getirmediğini, gerekli tedavilerinin yapılması için gerekli ortamı ve şartlarını sağlamadığını, müvekkilinin evlilik birliğinin devam etmesi için çabaladığını fakat eşinin bu çabalara karşılık vermediğini, müvekkilinin yanına gelmediğini ve ailesini tercih ettiğini bu nedenle evlilik birliğinin bozulmasında yükümlülüklerini yerine getirmeyen kusurlu tarafın davacı olduğunu, açmış olduğu karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evliliğin ilk başlarında İstanbul'da yaşadıkları, kadının rahatsızlığının bulunduğu, tarafların kadının tedavisi amacıyla Konya iline taşındıkları, erkeğin Konya ilinden Şırnak iline tarafların istişaresi olmadan tek başına aldığı kararla taşındığı, özellikle Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yazılan müzekkere cevabında kadının tedavisinin 21.02.2018 tarihi itibariyle tedavisinin sonlandırıldığı fakat hastalığın tekrarlanabilecek mahiyette olduğunun bildirildiği, ilgili hastalıklar bildirilmek suretiyle çevre hastanelere müzekkere yazıldığı ve Cizre Devlet Hastanesi yazı cevabında ilgili hastalığın tedavisinin de yapıldığının bildirildiği; tanık anlatımları bu maddeler kapsamında değerlendirildiğinde tarafların ortak karar ile İstanbul ve Konya ilinde yaşadıkları, sonrasında kadının hastalığının tedavisinin bölgede yapılması mümkün ise de onayı olmadan, erkeğin tek taraflı karar ile Şırnak ili ... ilçesine döndüğü, her ne kadar söz konusu tedavinin Cizre ilçesinde yapılması mümkün ise de kadının erkğin talebine olumlu yanıt verme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, tanık beyanlarından bu durumu kabul etmediğini bildirdiği, tarafların daha önce İstanbul ve Konya ilinde yaşadıkları anlaşıldığından kadının köy yaşamına dönmek istememesinin doğal bir istek olduğu, yine büyük şehirlerde farklı hastanelerde tedavi imkanının bulunduğu ve Konya'nın gerek büyük şehir olması gerek ise İstanbul, Ankara, İzmir gibi ülkenin çoğunluk nüfusunun yaşadığı ve hastane sayısının çok olduğu büyük şehirlere Şırnak'tan yakın olduğu dikkate alındığında kadının, hastalığının niteliği gereği Konya'da kalmak istemesinin doğal karşılanmasının gerektiği, erkeğin birlikte yaşama ve ortak konut seçme yükümlülüğüne aykırı davranarak ortak konutu terk ettiği, erkeğin birlikte yaşam yükümlülüğü ve ortak konut seçme yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle evi terk ederek tam kusurlu olduğu, yine erkeğin kusurlu kabul edilen davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme değerlendirmesinin hatalı olduğunu, Konya iline sadece tedavi için geri dönülmek üzere gidildiğini, taraflar için yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre maddi durumu iyi olmayan erkeğin durumu da dikkate alınarak, vefat eden babasından dolayı hem düzenli hem de daha yüksek miktarda aylık gelire ve sağlık güvencesine kavuşacak olan kadın lehine nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusurlu kadına tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, nafaka ve maddî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadını terk eden, evlilik birliğine fiili olarak son veren, kadını zor durumunu adete fırsat bilen erkeğin bu davranışlarının sadece birlikte yaşam yükümlülüğü ve ortak konut seçme yükümlülüğüne aykırı davranmaktan ibaret olmadığı, en ağır şekilde aşağılayıcı - onur kırıcı ve rencide edici olup kadının kişisel haklarını zedelediği, hatta hedef aldığı, kendisinin yaşadığı coğrafyayı, kadının muhafazakar ailesini ve hakkında çıkacak tüm söylentileri umursamadan hareket eden erkek aleyhine manevî tazminata hiç hükmedilmemesinin haksız olduğu gibi maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarının da yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillerden, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin birlikte yaşam yükümlülüğü ve ortak konut seçme yükümlülüğüne aykırı davrandığı, öte yandan mahkemece belirlenen kusurların yanında erkeğin, kadının hastalığı ile ilgilenmediği, Mahkemece bu vakıanın kusur belirlemesinde dikkate alınmamasının doğru olmadığı, erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, kadın yararına maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının koşullarının oluştuğu, ancak hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk miktarının az olduğu, yine, kadının, maddî tazminata faiz uygulanması talebi bulunmadığı halde talep aşılarak, kadın yararına hükmedilen maddî tazminata yasal faiz işletilmesine karar verilmesi de doğru olmadığı, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının manevî tazminat talebinin kabulü gerekirken manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, maddî tazminatın miktarı, erkeğin istinaf başvurusunun maddî tazminat yönünden faize hükmedilmesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için aylık aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.