Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9073 E. 2024/2665 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evliliğin nisbi butlan sebebiyle iptali davasında, davacı erkek lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı değerlendirilerek davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının çok olduğu ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/279 E., 2023/523 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; evliliğin nispi butlan sebebi ile iptaline aksi takdirde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci ve 166 ncı maddeleri uyarınca boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.04.2021 tarihli ve 2019/416 Esas, 2021/290 Karar sayılı kararıyla; davacının yanılma veya aldatma suretiyle davalıyla evlilik yaptığı hususunun, davalının yanıltma veya aldatma iradesinin bulunduğunun ve davalının evlilik öncesi küçüğün davacının çocuğu olmadığını bildiği hususlarının sübut bulmadığı, böylelikle davacının yanılmasından veya aldatılmasından söz edilemeyeceği, ayrıca taraflar arasında evlilik öncesi devam eden bir sevgililik ilişkisi bulunduğunun sabit olduğu, taraflar arasındaki resmi evliliğin süresi ve boşanma davasının davalı tarafça açılması birlikte değerlendirildiğinde tarafların evliliğinin tek sebebinin davalının hamileliği olduğunun ve davalı hamile olmasaydı davacının davalıyla evlenmeyeceğinin de dosya kapsamıyla ispatlanamadığı, davacı tarafça ileri sürülen iddiaların boşanma davasında kusur değerlendirmesinde göz önüne alınması gerektiği, evliliğin nisbi butlanı sebeplerinin sübut bulmadığı gerekçesi ile davacının nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2022 tarihli ve 2021/1200 Esas, 2022/697 Karar sayılı kararıyla; davacının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 01.12.2022 tarihli 2022/7739 Esas 2022/9912 Karar sayılı kararı ile; kadının İstanbul’da, erkeğin ise kadının babaannesinin yaşadığı Kırklareli’nde ikamet ettiği, tarafların Kırklareli’nde tanıştıkları ve henüz ergin olmadıkları bir tarihte evlenmeden önce birden çok cinsel birliktelik yaşadıkları, kadının İstanbul’da ailesi ile yaşamaya devam ederken hamile olduğunu erkeğe haber verdiği, yaşları küçük olması nedeniyle tarafların mahkeme kararıyla evlendikleri ve hiçbir zaman ortak bir hanelerinin olmadığı, yaşı ve eğitimi nedeniyle kadının ailesi ile yaşamaya devam ettiği, zaman içinde çocuğun davacıdan uzaklaştırıldığı ve görüşmesine izin verilmemesi nedeniyle şüphelenen erkeğin çocuğu icra yoluyla teslim aldığı tarihte DNA testi yaptırdığı ve çocuğun biyolojik babası olmadığını öğrendiği, açtığı soybağının reddi davasının kabul edilerek kesinleştiği, hak düşürücü süre geçmeden iş bu davayı açtığı, davalı kadının, davacı ile evlenmeden önce bir başkasıyla daha birlikte olduğu ve o kişiden hamile kaldığının belirlendiği, davacı erkeğin evlenmeden önce davalının kendisinden hamile kaldığını düşündüğü ve davalı kadının kendisinden başka bir erkekle ilişkisinin bulunduğundan habersiz, kendisi için davalı kadınla birlikte yaşamayı çekilmez bir duruma sokacak derecede, davalı kadının önemli bir niteliğinde yanılarak onunla evlendiği, bu sebeple, 4721 sayılı Kanun`un 149 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince nisbî butlan koşulları oluştuğundan, davacı erkeğin davasının kabulü gerekirken reddinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı erkeğin evlenmeden önce davalının kendisinden hamile kaldığını düşündüğü ve davalı kadının kendisinden başka bir erkekle ilişkisinin bulunduğundan habersiz, kendisi için davalı kadınla birlikte yaşamayı çekilmez bir duruma sokacak derecede, davalı kadının önemli bir niteliğinde yanılarak onunla evlendiği, bu sebeple, 4721 sayılı Kanun`un 149 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince nisbî butlan koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evliliklerinin nisbi butlan sebebi ile iptaline, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine, koşulları mevcut olmadığından davacının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; davacının davasını ispat edemediğini, davacının iptal sebebini ortaya koymadığını, tazminat kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü kararının doğru olup olmadığı, davacı erkek lehine tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 149 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının davacı erkek lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,

2. Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.