Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9086 E. 2025/2566 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur oranı, maddi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadına kusur olarak yüklenen “ortak konutu terk etmesi ve borçlanması” hususlarının ispatlanamaması ve diğer kusurlu davranışlar değerlendirilerek erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş, ancak belirlenen maddi-manevi tazminat miktarının kadının kusur durumu, tarafların sosyo-ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde düşük olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1340 E., 2023/1265 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/20 E., 2022/477 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli olarak erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, birleşen davada 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesine dayalı talebinin reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,11.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukar ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi İlk Derece Mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karar davacı-davalı kadın vekili tarafından "erkeğin davasında verilen boşanma hükmü" yönünden istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı-davalı kadın vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen "ortak konutu terk ettiği ve borçlandığı" vakıalarının ispatlanamadığı, ispatlanamayan vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin yine de kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

b.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı kadın vekilinin"erkeğin davasında verilen boşanma hükmü" yönünden temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat ve manevi tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının maddi tazminat ve manevi tazminatın miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

4.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak Asuman'a verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Asuman'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.