Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9137 E. 2023/6314 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra kadının yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, ilk hükümde yer almayan ve Yargıtay denetiminden geçmeyen delillerle hatalı değerlendirme yapılıp yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1152 E., 2020/221 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.07.2016 tarih ve 2015/642 Esas 2016/648 Karar sayılı kararı ile; erkeğin evden ayrıldığı, 1 yılı ... bir süredir tarafların ayrı yaşadıkları, erkeğin, ortak çocuk ... doğduktan sonra 6 ay görmeye gelmediği, aynı şekilde ayrı kalınan dönemde eşi ve çocukları ile de ilgilenmediği, telefonunda başka bir bayanla samimi şekilde çekilmiş fotoğraflarının olduğu, bu şekilde güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, evlilik birliğinin bozulmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... için dava tarihinden geçerli olmak üzere daha önce ara karar ile verilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL' ye düşürülmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk ... için dava tarihinden geçerli olmak üzere daha önce ara karar ile verilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, erkeğin kusuru, kadının boşandıktan sonra ev hanımı olması ve ortak çocuklarının da yaşı itibarıyla küçük olması nedeniyle çalışamama durumu ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 2017/16 Esas, 2018/11441 Karar sayılı kararı ile; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadın adına kayıtlı ... ilçesinde üç adet taşınmaz ve üç dönüm tarlasının bulunduğu ve davacı kadının kendine ait evde oturduğu, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmakla davacı kadının yoksulluğa düşmeyeceği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının oluşmadığı, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru bulunmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu sair yönlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 30.06.2020 tarihli kararıyla; davacının delil olarak sunduğu icra dosyalarının ve SGK yazı cevabının incelemesinde, davacının borçlu sıfatı ile tarafı olduğu icra dosyalarının bulunduğu, davacının mali ve sosyal durumunun araştırılması için yazılan yazıya, davacı kadının çalışmadığı, herhangi bir gelirinin olmadığı, babasına ait evde annesi, babası ve iki çocuğuyla birlikte oturduğu, babasının yaklaşık 1.500,00 TL emekli aylığı aldığı, davacı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul bulunmadığı şeklinde cevap verildiği görülerek davacı kadının içerisinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum nazara alınarak önceki kararında direnilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının borçlu gözüktüğü icra dosyalarının ödenmiş ya da kapatılmış olabileceğini, çoğu icra dosyasında erkeğin de borçlu olduğunu, mali durum değerlendirmesinde bu hususun da gözetilmesi gerektiğini, kadının malvarlığı olduğunu, tazminatların fahiş olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1.Dairemizin 04.05.2023 tarihli kararıyla; Mahkemece önceki kararda yer almayan ve Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen kararın, direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmesi gerektiği, ne var ki bu hususu belirlemek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun görevi olduğundan dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.10.2023 tarihli ve 2023/2-708 Esas, 2023/886 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemece verilen ilk kararda toplanan delillere göre kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği kabul edilerek yararına yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiği hâlde, Özel Dairenin “Boşanma nedeni ile kadının yoksulluğu düşmeyeceğine dair” bozma kararından sonra Mahkemece tarafların güncel ekonomik durumlarının yeniden araştırılmasına karar verildiği ve direnme kararının Özel Daire tarafından görülüp değerlendirilmeyen bu sonuçlar esas alınarak verildiği, bu durumda, Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni delillere ve yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu gerekçesiyle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, Mahkemece, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyete, tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiş, davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 17.10.2018 tarihli kararıyla davacı kadın adına kayıtlı Bursa Nilüfer ilçesinde üç adet taşınmaz ve üç dönüm tarlasının bulunduğu ve davacı kadının kendine ait evde oturduğu, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmakla davacı kadının yoksulluğa düşmeyeceği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının oluşmadığı, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru bulunmadığı gerekçesiyle hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiş olup bu suretle boşanma hükmü yönünden karar kesinleşmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, Mahkemece, davacının borçlu sıfatı ile tarafı olduğu icra dosyalarının bulunduğu, mali ve sosyal durumunun araştırılması için yazılan yazıya, davacı kadının çalışmadığı, herhangi bir gelirinin olmadığı, babasına ait evde annesi, babası ve iki çocuğuyla birlikte oturduğu, adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, kadının içerisinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum nazara alınarak, kadına yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği belirtilerek; önceki kararında direnilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Dairece temyiz incelemesi için kararın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni delillere ve yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu belirtilmiş ve dosya temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. (4721 sayılı Kanun'un md. 175) Yoksulluk nafakası boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar olan dönemdeki tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek takdir edilir. Mahkemece, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilecek yerde, boşanma hükmü kesinleştikten sonra davacı kadın yönünden yeniden sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılarak hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...