"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1320 E., 2023/1370 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Feke Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/218 E., 2021/46 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının, davacı erkeği ve erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarını asılsız olarak savcılığa şikayet ettiğini, erkeğin evine giremediğini, kadının erkeğe sürekli asılsız suçlamalarda bulunduğu ve kavga çıkardığını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ev işlerinin aksattığını, kadının erkekten sürekli maddî menfaat sağlamaya çalıştığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddiaların kabul etmediğini erkeğin kendisini darp ettiği çocuklarının ve kendisinin kadını istemediğini söylediği ve evden kovduğu, aralarında boşanmayı gerektirecek bir durum olmadığını, erkeğin kadına para vermediğini ve fuhuşa teşvik ettiğini, erkeğin taşınmaz mallarını kadından habersiz çocuklarının tapuda aldığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka miktarlarına TÜİK verilerine uygun ÜFE oranında her yıl için arttırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi tarafından boşanmaya karar verilirse 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında tarafların en son mahkemece verilen uzaklaştırma kararından sonra ayrı yaşamaya başladıkları o güne kadar birlikte aynı konutta yaşadıklarını beyan ettikleri, dosyaya celp edilen Kozan 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/16 Değişik İş numaralı kararıyla davacı hakkında davalının uzaklaştırma kararı aldığı, talep ve karar tarihinin 07.01.2020 olduğu, davalının uzaklaştırma talebinin her ne kadar 17.12.2020 tarihli olsa da tarafların alınan davacı tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere birlikte yaşamaya devam ettiklerinin anlaşıldığı, mevcut boşanma dava dosyasının açılış tarihinin 27.12.2019 olduğu ve tarafların dava açıldıktan sonra da kendi iradeleri ile aynı çatıda yaşamaya devam ettikleri görülmekle, davalının cimer'e uzaklaştırma talebi olmayan başvurusu sonrası kollukça tutulan tutanağın mahkemeye getirildiği ve mahkemece 6284 sayılı kanun gereği davacı aleyhine uzaklaştırma kararı verildiği fakat tarafların uzaklaştırma talebi bulunmadığı, verilen kararın akabinde davacı yasa gereği konuttan uzaklaştırıldığı, uzaklaştırıldığı tarih davanın açıldığı 27.12.2019 tarihi olduğu ve kendi istek, arzularıyla birlikte yaşamaya devam eden tarafların dava tarihine kadar olan olayları birbirlerine kusur olarak atfetmişlerse de davacının dava tarihinde ve sonrasında davalıyla birlikte yaşayarak davalıyı affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılanmış sayılmasının gerektiği ve böylece kadının belirtilen davranışlarının boşanma sebebi olarak kabul edilemeyecek nitelikte olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davadan sonra tarafların bir arada yaşadıklarına ilişkin karar gerekçesinin toplanan delillerle uyuşmadığı, tarafların aynı evde birlikte yaşamadıkları, kaldı ki, yaşasalar bile tek başına davanın reddi sebebi olamayacağı, davacının davalıyı affetmediği, tarafların son şikayet tarihi olan 27.11.2019 tarihinden sonra bir araya gelmedikleri, dava tarihinin ise 27.12.2019 olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı kadının 27.11.2019 tarihinde davacı erkeğin kendisini darp etmiş gibi göstererek rapor aldığının davacı erkek hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, müşterek konutu terk ederek Kozana'a gittiğinin ve bir daha müşterek konuta dönmediğini ve tarafların bir daha birleşmediğini beyan ederek verilen ret kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında dava açıldıktan sonra birlikte yaşama ve af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğini, boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı maddeleri.
3.Değerlendirme
Somut olayda davacı erkeğin davalı kadına karşı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açmış olduğu boşanma davasında; İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın açıldığı tarihe kadar kendi istek, arzularıyla birlikte yaşamaya devam eden tarafların dava tarihine kadar olan olayları birbirlerine kusur olarak atfetmişlerse de davacının dava tarihinde ve sonrasında davalıyla birlikte yaşayarak davalıyı affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılamış sayılmasının gerektiği ve böylece kadının belirtilen davranışlarının boşanma sebebi olarak kabul edilemeyecek nitelikte olduğu gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamında; Feke Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.11.2019 tarihli 2019/98 D. İş sayılı dosyasında davalı kadının talebi üzerine, davacı erkek aleyhine 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un (6284 Sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) (b) (c) ve (d) bendi uyarınca kolluk tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında verilen koruma kararının onaylandığı, huzurdaki davanın 27.12.2019 tarihinde açıldığı, davalı kadının 17.12.2019 tarihinde CİMER'e, başvuru tarihinde kızının yanında Kozan da ikamet ettiği, gidecek yerinin olmadığını bildiren şikayetini sunduğu, ilgili şikayetin işleme konulması üzerine davalı kadının Kozan Polis Merkezi Amirliği'nde 06.01.2020 tarihinde vermiş olduğu ifadede; "... H. T. benim şuan resmi nikâhlı eşim olur ve 28.11.2019 tarihinde beni kasten yaraladığından dolayı hakkında Feke İlçe Emniyet Amirliğine 2019/157 sayıya kaiden müracaatta bulunmuştum ve Feke Asliye Hukuk Mahkemesince 28.11.2019 tarih ve 2019/98 Değişik iş sayısı ile eşim H.T. hakkında 1 ay önleyici tedbir kararı verildi. Ben Feke'deki Karacaoğlan Mah. İşletme Cad. No.123 Feke adresinde oturmakta iken ben şikâyette bulunmadan önce eşim ve çocukları bana sürekli olarak çocukları bu ev ölen annemize ait bu evde senin hakkın yok, bu ev bizim, sen buradan git şeklinde sürekli tehdit ediyorlardı, bende şikâyette bulunduktan sonra Feke'de ikamet ettiğim yer çevresinde eşimin akrabaları olduğundan, bana bir şey yaparlar korkusu ile ve de Feke'de kimseye güvenmediğimden Kozan'da ikamet eden kızım F.A.'yı telefonla arayarak kızım gel, beni Feke'den al, evine götür dedim kızımda eşi ile birlikte araçları ile 30.11.2019 günü akşam saat 21:00 sıralarında Feke'ye evime geldiler ve beni alarak Kozan'a yukarıda adresini belirtmiş olduğum evine getirdi ve o tarihten bu tarihe kadar yaklaşık 40 güne yakındır kızımın yanında kalıyorum ancak kızımın da ekonomik durumu iyi olmadığından dolayı benim kendilerinin yanında kaldığımdan dolayı zor durumda kaldığını düşünüyorum..." şeklinde beyanda bulunduğu, davalı kadının beyanın ve tahkikat evrakının kolluk tarafından Kozan Asliye Hukuk Mahkemesi'ne (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) sunularak önleyici tedbir kararının Mahkeme tarafından değerledirilmesinin istenildiği, talep üzerine Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) davalı kadın lehine 07.01.2020 tarihinde 2020/16 D. İş sayılı dosyasından 6284 Sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) (c) ve (d) bendi uyarınca koruma kararı verildiği, ayrıca davalı kadına dava dilekçesinin 29.01.2020 tarihinde Arslanpaşa Mahallesi İsmet Atlı Sokak no:43/2 Kozan/Adana adresinde tebliğ edildiği, davalı kadının 05.02.2020 tarihinde dilekçesinin adres kısmına, Arslanpaşa Mahallesi İsmet Atlı Sokak no:43/2 Kozan/Adana yazarak Kozan Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile davaya cevap verdiği, davalı kadına baro tarafından avukat atandığı ve avukat tarafından ikinci cevap dilekçesi sunulduğu, dilekçeler aşamasında davalı kadın ve vekili tarafından dava açıldığı tarihten sonra birlikte yaşamaya ilişkin her hangi bir beyan ve itirazın bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan 07.01.2020 tarihli sosyal ekonomik durum araştırmasında davalı kadının kızının yanında Kozan ilçesinde yaşadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda her ne kadar Mahkeme tarafından yanılgılı değerlendirme ile davacının dava tarihinde ve sonrasında davalıyla birlikte yaşayarak davalıyı affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılamış sayılmasının gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de tarafların dava açıldıktan sonra bir arada yaşamadıkları gözetilerek Mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.