Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9373 E. 2024/6196 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise hangi tarafın daha kusurlu olduğu ve boşanmaya, velayet, nafaka ve tazminat taleplerine ilişkin kararların doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı erkeğin şiddet uygulaması nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu olduğu ve davacı kadının kusurunun bulunmadığına dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1580 E., 2023/1669 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/875 E., 2023/518 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, uyuşturucu kullandığını, tehdit ettiğini, aşağıladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, kadın için 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ... 01.12.2021 tarihli dilekçe ile eşi ile barıştığını, dosyayı takip etmediğini, davadan vazgeçtiğini beyan etmiş, davalı-karşı davacı erkek vekili de vazgeçmeyi kabul ettiklerini beyan etmiştir.

2. Davacı-karşı davalı ... vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kayseri 9. Aile Mahkemesinde (2021/875 Esas) boşanma davası açtığını, dava açıldıktan sonra davalının uyuşturucuyu bıraktığını, bir daha asla almayacağını, tedaviye devam edeceğini belirttiğini, müvekkilinin aile birliğinin dağılmaması için evlilik birliğini yeniden tesis ettiğini, akabinde müvekkilinin davalının hal ve tavırlarından yeniden uyuşturucu madde kullandığından şüphelendiğini, daha sonra misafirlikten dönerken davalının, müvekkilini bayıltana kadar dövdüğünü, davalının araya giren ortak çocuğu da darp ettiğini, eve polis geldiğini, müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin hastaneden çıktıktan sonra ortak çocukları ile birlikte babasının evine sığındığını, davalı hakkında ceza davası açıldığını, müvekkili lehine tedbir kararı alındığını, tarafların evlilik birlikteliğinin fiilen bittiğini, bu nedenlerden dolayı tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 2.500,00 TL, ortak çocuklar içinde ayrı ayrı 2.000,00 'er TL tedbir/iştirak/yoksulluk nafakasına, ayrıca müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın açmış olduğu ana davasından feragat ettiğinden, reddine karar verilmesini, müvekkilinin davacıya karşı yaşanan acı hadise dışında bir kere dahi şiddet uygulamadığını, davacının ortak konuta döndüğünde zaten bir dava ikame ettiğini, müvekkilinin haberdar olmasını önlediğini, davacının ortak konuta delil elde etmek üzere döndüğünü, davacının şüpheli hareketleri nedeniyle müvekkilinin davacının telefonuna bakmak istediğini, davacının telefonu göstermeyerek duvara fırlattığını, camları açarak bağırmaya başladığını, müvekkilinin üzerindeki gömleği yırttığını, perdeleri açtığını, yüksek gerilim ve tahrik altında kalan müvekkilinin krizi yönetemeyerek acı hadisenin taraflar arasında yaşandığını, müvekkilinin bu kuşkuya durduk yere kapılmadığını, her arayanın davacıya ulaşmasına rağmen müvekkilinin ulaşamadığından bu kuşkuya kapıldığını, müvekkilinin 07.02.2022 tarihinde eve gittiğinde, evin içerisinde ayakkabılar ile gezildiğini, tavanın içerisinde izmaritler bulunduğunu, gıdaların kokuştuğunu gördüğünü ve davacıya sitemde bulunduğunu, davacı tarafın ise bu hususu sanki müvekkilinin eve gelip, evi bu hale getirmiş gibi yansıttığını, daha sonra davacının müvekkilini davet ederek evlilik sonlanırken neyi var neyi yok davacıya vermesinin istenildiğini, davacının, müvekkilinin kendisini öldürmekle tehdit ettiği hususunun gerçek dışı olduğunu, davacının afaki istekleri karşılanmadığı zaman müvekkiline karşı hakaretler ettiğini ve ölmesi yönünde temennilerde bulunduğunu, davacının kendi annesinin evinden çıkmadığını, eve ve ortak çocuklara gerekli özeni göstermediğini, müvekkiline karşı birlik görevlerini yerine getirmediğini, davacının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, müvekkilinin tedaviye yönelik samimi ve azimli duruşunun desteklenmediğini, davacının müvekkili ile ilgilenmeyip yalnız bıraktığını, müvekkilinin elinden geldiği kadar davacı ile sosyal etkinlik yapmaya çalıştığını, davacının evin eşyalarını satmaya kalkıştığını, davacının müvekkilinden telefon almasını istediğini, müvekkilinin ise biraz idare etmesini borçları ödeyince almayı teklif ettiğini, bunun üzerine davacının bağırmaya başladığını ve müvekkiline yönelik hakaret ve tehditler ederek ortak haneyi terk ederek babasının evine gittiğini, müvekkilinin davacının isteklerini yerine getirmesi üzerine davacının eve geri döndüğünü, müvekkilinin çocuklarına çok bağlı olduğunu, bu nedenlerden dolayı asıl davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, birleşen davanın ise derdestlik nedeniyle reddine, aksi kanaatte ise birleşen davanın reddi ile karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, aksi halde ortak velâyete hükmedilmesini, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı asilin 01.12.2021 havale tarihli dilekçesinde eşi ile barıştığını, açmış olduğu davasından vazgeçtiğini beyan ve imza ettiği, davalı vekilinin de 15.06.2022 tarihli 1 nolu celsesindeki beyanında davacı asilin açmış olduğu boşanma davasından vazgeçmesini kabul ettiklerini beyan ve imza ettiği gerekçesi ile asıl dava yönünden davanın açılmamış sayılmasına, tarafların 1,5 yıldır ayrı yaşadıkları, 16.11.2021 tarihli davadan sonra tarafların barıştığı, kısa bir süre daha birlikte yaşadıkları, taraflar barıştıktan sonra davalının uyuşturucu kullanmaya devam ettiği, tedavisini yarım bıraktığı, 24.12.2021 tarihinde davalıya şiddet uyguladığı ve Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/107 Esas sayılı dosyası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL. yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, her ne kadar davacı tarafça karşı dava açılmış ise de, davacı erkeğin davalıya atfettiği kusurların bir kısmının taraflar barışmadan önceki olaylara ilişkin olduğu, 16.11.2021 tarihinden sonra yaşanan ve davalı kadına kusur olarak atfedilen hususların da ispatlanamadığı, davacının evlilik birlikteliğinin son bulmasında tam kusurlu kabul edildiği, bu şekilde davacının kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kendi davasının reddi, kadının birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kendi davasının reddi, kadının birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ve erkeğin davasının reddi kararlarının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.