Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9450 E. 2024/4059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasına bağlı olarak açılan mal rejiminin tasfiyesi davasında, katkı payı ve katılma alacağı taleplerinin kapsamı ve hesaplanması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içinde edinilen mallara ilişkin davacı kadının katkı payı ve katılma alacağı taleplerinde, şirket hissesi, taşınmazlar ve araçların edinilme şekli, edinilmiş mal statüsü, tarafların kişisel mallarından yapılan katkılar, banka hesap hareketleri ve mal rejiminin sona erme tarihi gibi hususlar gözetilerek, yerel mahkeme kararını uygun bulan istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/460 E., 2023/1580 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2012/420 E., 2020/396 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı-davacının 1999 yılında kurulan şirkette %75 hisse sahibi olduğunu, müvekkilinin 1998-2000 yılları arasında Tariş'te çalıştığını, 2000 yılından sonra da davalı-davacıya ait şirkette sigortasız olarak çalıştığını, isteğe bağlı sigortadan emekli olduğunu; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün ½'şer hisseli olarak taraflar adına tescil edildiğini, ancak müvekkiline ait hissenin babasının mirasını sağlığında paylaştırması ile alındığından müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davalı-davacının adına olan hissenin ise edinilmiş mal olduğunu; 52 parsel 4 nolu bağımssız bölümün 24.02.2005 tarihinde müvekkilinin katkıları ile alındığını, müvekkilinin Tariş’teki çalışması, davalı-davacının hissedar olduğu şirketteki 5 yıllık çalışması ve emekli maaşından katkıları olduğunu; davalı-davacının hissedar olduğu şirketin büyük şirket olup şirket adına kayıtlı pek çok aracın katılma alacağını bertaraf etmek için muvazaalı olarak devredildiğini, şirketin kuruluş tarihi itibariyle kişisel mal olduğunu, şirketin 01.01.2002 tarihinden sonraki sürüm değerinin edinilmiş mal olduğunu; davalı-davacı adına ... ve ... plakalı araçların olduğunu, araçların muvazaalı olarak devredilmiş olabileceğini belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümdeki davalı-davacının hissesi yönünden 7.000,00 TL katılma alacağı, 52 parsel 4 nolu bağımsız bölüm yönünden 4.000,00 TL katılma ve değer artış payı alacağı, şirketin 01.01.2002 tarihinden sonraki değeri yönünden 3.000,00 TL katılma alacağı, araçlar yönünde de 1.000,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 15.000,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ... plakalı araç yönünden davadan feragat edilmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölüme yönelik davalı-davacının iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin hissesinin müvekkilinin kişisel malı ile karşılandığını, müvekkili adına olan aracın satış tarihinin 2001 yılı olup, taşınmazın alınmasında kullanıldığı iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin 2000 yılına kadar Tariş'te iyi bir maaşla, 2000-2006 arasında da davalı-davacının hissedar olduğu şirkette çalıştığını, ... plakalı aracın 14.02.2002 tarihinde müvekkilinin 1999 yılında edindiği aracının ve ailesinin gönderdiği para ile alındığını, 08.02.2005 tarihinde edinilen ... plakalı aracın da şirket için alındığını, müvekilinin kardeşi ... adına olan taşınmazın kardeşinin kendi geliri ile alındığını, şirketle ilgili iddiaların da asılsız olduğunu, şirkete yönelik açılan davanın reddine karar verildiğini belirterek; birleşen davanın reddini savunmuştur.

3. Davacı-davalı kadın vekili 14.09.2020 tarihli dilekçesiyle, talep miktarını 52 parsel 4 nolu bağımsız bölüm yönünden 52.500,00 TL, şirket yönünden 235.642,00 TL, 35 HH 933 plakalı araç yönünde de 17.500,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek cevap dilekçesinde; hissedar olduğu şirketin evlenme tarihinden önce kurulduğu, davacı-davalının işbu şirkette hiç çalışmadığını, 1065 ada 25 parsel 16 nol bağımsız bölümün bedelinin tamamını kendisinin ödediğini, davacı-davalıya mirastan para gelmediğini, taşınmazın 7.000,00 TL'sinin peşin, 2.000,00 TL'sinin kendi çeki, 12.000,00 TL'sinin şirket müşteri çeki ile ödendiğini, 20.000,00 TL'si için de banka kredisi çekildiğini, davacı-davalıya 2000 yılında aldığı aracın da satılarak eklendiğini, ev alındıktan sonra davacı-davalının banka hesabında 70.455,00 TL olduğunu, davacı-davalının tüm paralarını kardeşi ...'ya ev alması için verdiği, davalı-davacının iş yerinden aldığı paralarla ... plakalı aracı aldığını, 08.02.2005 tarihinde de başka bir araç aldığını, 52 parsel 4 nolu bağımsız bölümün aslında şirket adına alınması gerektiğini, ....’nin şirkete olan borcuna karşılık annesine ait işbu taşınmazı devrettiğini, plakası bildirilen araçların şirkete ait olduğunu, bu araçların ve şirketin vergi borçları bulunduğunu belirterek; davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün tüm bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, taşınmazın 7.000,00 TL'sinin peşin, 20.000,00TL'sinin kredi ile, 12.000,00 TL'sinin müşteri çeki ve 2000 yılında davacı -davalı adına alınan ve bedelini müvekkili tarafından ödenen aracın 6.000,00 TL olan satış bedeli de eklenmek sureti ile 45.000,00 TL'ye satın alındığını, davalı-davacının taşınmaz edinildiğinde işten ayrıldığını, geliri olmadığını, sigorta primlerinin müvekkili tarafından ödendiğini; ... ve ... plakalı araçların da davacı-davalı adına olduğunu, ... plakalı aracın 2006 yılında boşanma davası açılmadan önce satılıp oğlu adına araç alındığını, diğer aracın da daha sonra satıldığını, araçların müvekkilinin katılma alacağını azaltma amacı ile satıldığını; davacı-davalının ablası ... ile ortak banka hesapları olduğunu, davacı-davalının kendi adına olduğu halde ablası ... ödemiş göstererek bir daire aldığını, davacı-davalının tespit edilecek banka hesabı ve tasarrufların da eklenecek değer olduğunu; davacı-davalının müvekkilinin ortağı olduğu şirketin abonelerini, oğlu adına açtığı su firmasına yönlendirdiğini, sonra kızkardeşi adına firmayı devrettirdiğini, haksız rekabetle aldığı müvekkiline ait şirketin ... şubesinden elde ettiği haksız kazancın tasfiyede eklenecek değer olarak dikkate alınması gerektiğini belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümle ilgili 10.000,00 TL katılma alacağı, araçlarla ilgili 1.000,00 TL, banka hesapları ile ilgili 1.000,00 TL, şirketle ilgili de 1.000,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 13.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

3. Davalı-davacı erkek vekili 14.07.2020 tarihli dilekçesiyle, talep miktarını 35 EC 086 plakalı araç yönünden 6.000,00 TL, 35 VY 086 plakalı araç yönünden 1.500,00 TL banka hesapları yönünden 216.487,00 TL'ye yükseltmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün 23.07.2003 tarihinde taraflar adına ½'şer hisseli olarak edinildiği, davacı-davalının kendisine ait hisseyi babasının verdiği para ile karşılandığını ileri sürmüşse de banka cevabı yazından 10 yıl önceki banka kayıtların zamanaşımı nedeniyle mevcut olmadığının bildirildiği, dosyaya davacı-davalı tarafından ibraz edilen 13.06.2001 tarihli dekont tarihinden sonra paranın davacı-davalıya ait hesaplarda ne şekilde mevcut olduğu ya da olmadığı konusunda bir delil bulunmadığı, baba adına da banka kaydına rastlanmadığının bildirildiği, celbedilen ve dosyaya ibraz edilen banka kayıtlarına göre davacı-davalının kişisel malından davalı-davacının kişisel malı olan ½ hisseye katkısının ispatlanamadığı; 52 parsel 4 nolu bağımsız bölümün 24.02.2005 tarihinde davalı-davacı adına ½ hissesinin edinildiği, taşınmazla ilgili olarak davacı-davalının 52.500,00 TL katılma alacağının bulunduğu; 35 HH 933 plakalı aracın davalı-davacı adına 10.12.2004 tarihinde edinildiği, 23.06.2006 tarihinde devredildiği, boşanma dava tarihinin 22.07.2009 olduğu mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olmayan bir mal olduğu, bu malın katılma alacağını azaltmak kastıyla devredildiğinin de ispatlanamadığı; ... plakalı bir aracın trafikte tescilli olmadığı; ... plakalı motosikletin davalı-davacı adına 09.06.1999 tarihinde edinildiği, bu araçla ilgili talepten feragat edildiği; şirketin 03.09.1994-31.05.2004 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının olduğu, 2002-2003 yılı beyannamelerinin imha arşiv işlemi yapıldığından bulunamadığı, şirketin 30.06.2013 tarihinde re'sen terkin edildiği, şirketin 20 hisse ve 500.000.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, davalı-davacının 14 hisse ile 350.000.000,00 eTL sermaye ile hissedar olduğu, şirket hissesi yönünden davacı-davalının 235.642,59 TL katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüyle, 52 parsel 4 nolu bağımsız bölüm yönünden 52.500,00 TL katılma alacağının 4.000,00 TL'sinin dava, 48.500,00 TL'sinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, şirket yönünden 235.642,59 TL katılma alacağının 3.000,00 TL'sinin dava, 232.642,59 TL'sinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölüm, ..., ... ve ... plakalı araçlarla ilgili talebin reddine karar verilmiştir.

2. Birleşen dava yönünden; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün taraflar adına ½'şer hisseli olarak edildiği, evlilik birliği devam ederken serbest iradeleri ile gerçekleştirdikleri bu paylaşım ile her bir payın bu eşin kişisel mal durumuna terk edildiğinin kabul edilmesi gerektiği; ... plakalı aracın 19.12.2003 tarihinde davacı-davalı adına edinildiği, 15.07.2006 tarihinde devredildiği, aracın boşanma dava tarihi olan 22.07.2009 tarihinde mevcut olmadığı, bu malın katılma alacağını azaltmak kastıyla devredildiğinin de ispatlanamadığı; ... plakalı (önceki plakası ...) aracın 08.02.2005 tarihinde davacı-davalı adına edinildiği, 28.04.2006 tarihli harici satış sözleşmesi ile satıldığına ilişkin protokolün dosyaya ibraz edildiği, harici satış sözleşmesi ile araç satış sözleşmesinin geçerli olmadığı, aracın mal rejiminin sona erdiği tarihte davacı-davalı adına trafikte kayıtlı olduğu, işbu araçla ilgili davalı-davacının 1.500,00 TL katılma alacağı bulunduğu; mal rejiminin sona erdiği tarihte davacı-davalıya ait banka hesaplarının mal rejiminin sona ermesinden çok önce 02.05.2005 tarihinde kapatılmış olduğu ve mevcut bir banka hesabı bulunmadığı, davalı-davacının şirketle ilgili haksız rekabet sonucu elde edildiği iddia edilen kazançla ilgili katılma alacağının ispatlanamadığı gerekçesiyle; birleşen davanın kısmen kabulüyle, ... plakalı araç yönünde 1.500,00 TL katılma alacağının 500,00 TL'sinin birleşen dava, 1.000,00 TL'sinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölüm, ... plakalı araç, banka hesabı ve haksız rekabet sonucu elde edildiği iddiası ile ilgili talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karar künyesinde her iki davanın ayrı ayrı gösterilmemesi, hükümlerin ayrı ayrı kurulmaması, yargılama giderlerinin denetime açık olmaması sebebiyle kararın usulen hatalı olduğu; bilirkişi raporunda şirketin kuruluş tarihinin 1998 yerine 1999 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, sonrasında bir araya gelinmemiş olmasına rağmen ayrılık kararı verilen ilk davanın açılma tarihi yerine tasfiye tarihi olarak boşanma kararı verilen ikinci davanın açılma tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, şirketle ilgili mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporun Yargıtay kararlarında belirtilen kriterlere uygun olmadığını, değerin yüksek belirlendiğini; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün edinme bedelinin tamamının müvekkili erkek tarafından ödendiğinin ispat edilmesine rağmen, davacı-davalı kadın adına kayıtlı hisse nedeniyle alacağın hesaplanmamasının hatalı olduğunu; 52 parsel 4 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olmamasına rağmen katılma alacağı hesaplanmasının hatalat olduğunu, taşınmazın değerine yönelik raporlar arasında çelişki bulunduğunu, çelişki giderilmeden güncel değere ilişkin alınan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu; davacı-davalı adına 30.12.2004 tarihinde açılan banka hesabında bulunan 70.455,00 USD'nin 08.02.2005 tarihinde 1.510 USD, 24.02.2005 tarihinde de kalan 68.945,00 USD çekildiğini, arada başka hesaba aktarılan paranın 69,163,00 USD olarak 02.05.2005 tarihinde çekilip hesabın kapatıldığının sabit olmasına rağmen paranın davacı-davalının kız kardeşi ...'ya ait hesaptan çekilen 89.601,96 TL olduğu, bunun da 12.07.2005 tarihinde Narlıdere davacı-davalının kız kardeşi adına alınan evin alımında kullanıldığı kabul edilmesinin hatalı olduğu, davacı-davalının iddialarını ipatlayamadığını banka hesabından çekilen paranın eklenecek değer olarak kabul edilmesi gerektiğini; ... plakalı aracın ayrılık kararı verilen ilk davanın açılmasından hemen sonra 05.07.2006 tarihinde katılma alacağını azaltma kastıyla satılmasına rağmen bu araç sebebiyle katılma alacağı hesaplanmamış olmasının da hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, şirketin evlilik öncesi 16.01.1998 tarihinde tescil edildiği, 20.000,00 TL sermaye ile kurulan şirkette davalı erkeğin %70 ortaklık payı bulunduğu, şirket hissesin davalı-davacının kişisel malı olduğu, her ne kadar hükme esas alınan raporlarda şirketin kuruluş tarihi 1999 yılı olduğu belirtilmiş ise de hesap raporunda şirketin davalı-davacının kişisel malı olduğunun kabul edilerek davacı-davalı lehine hesaplanan katkı payı alacağının ise Mahkemece kabul edilmemiş olması karşısında yanlışlığın sonuca etkili görülmediği; diğer taraftan, aksi kararlaştırılmadıkça bir eşin kişisel malının gelirinin edinilmiş mal olduğu, 01.01.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar olan dönemde davalı-davacının şirketten elde ettiği kar payı (temettü=kazanç), bunların başka bir yatırıma dönüştürülmesi ya da şirkette yatırım olarak kullanılması durumunda bunların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değerlerin, 01.01.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar öz sermayedeki artışlar gibi gelirlerin edinilmiş mal grubuna dahil edilecek gelir olduğu, şirkete ait 2003 öncesi kayıtlara ulaşılamadığı, bilirkişi raporlarında 19.01.2006 tarihinde gerçekleşen sermaye artırımı ve şirketin öz varlığındaki değişim miktarı esas alınarak enflasyon güncellemesi yapılmak suretiyle mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle katılma alacağı hesaplandığı, bilirkişiler tarafından mevcut delillere göre yapılan değerleme ve hesaplamalarda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde kullanıldığı iddia edilen aracın edinme tarihi itibariyle edinilmiş mal olduğu, bu iddianın somut delillerle ispatlanmadığı gibi ödendiğini ileri sürülen ödemelerin kaynağının şirket geliri dışında, kişisel malı olan gelirlerden elde edildiği yönünde de bir iddiası olmadığı, 01.01.2002 tarihinden sonra şirketin elde ettiği gelirlerin de edinilmiş mal olduğu; taşınmazın evlilik birliği içinde 1/2 oranında taraflar adına paylı mülkiyet şeklinde tescil ettirildiği ve tapu sicilinde halen aynı şekilde ve oranda kayıtlı olduğu, evlilik birliği devam ederken eşlerin serbest iradeleriyle gerçekleştirdikleri bu paylaşımla her bir payın o eşin kişisel mal grubuna terk edildiğinin kabulü gerektiği, davalı-davacının paylı şekilde tescil edildikten sonra kişisel malla katkıda bulunduğunu da iddia edilip kanıtlanmadığı; 52 parsel 4 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin 24.02.2005 tarihinde davalı-davacı erkek adına satın alındığı, şirketin ticari defterleri verilen süreye rağmen Mahkemeye ibraz edilmediğinde iddia olunan ticari ilişkinin varlığı ve niteliğine ilişkin şirket kaydının mevcut olmadığı, davalı-davacının şirketin alacağına karşılık taşınmazın devredildiğini ispatlayamadığı, 06.03.2014 tarihli rapor ile 25.04.2019 tarihli raporda belirlenen rayiç değerler arasında fahiş nitelikte bir fark bulunmadığı, başka bir icra dosyasında yapılan değer tespitinin eldeki davada dikkate alınmamış olmasında ve hesaplama uzmanı bilirkişinin taşınmazla ilgili olarak mevcut bilirkişi raporlarını esas alarak katılma alacağı belirlemiş olmasında da bir yanlışlık olmadığı; bankadan gelen yazı cevapları ile dosyaya sunulan dekont ve belgelerden davacı-davalya ait 51382 nolu hesaba 31.12.2004 tarihinde 70.455,00 USD (94.599.928.500,00 eTL) yatırıldığı, bunun 1.510,00 USD'sinin 08.02.2005 tarihinde, 68.945,00 USD'sinin ise 24.02.2005 tarihinde çekildiği, 68.945,00 USD'nin aynı gün 51965 nolu yeni açılan hesaba aktarıldığı, bu hesabın da 02.05.2005 tarihinde kapatıldığı, davacı-davalının kardeşi ...'nın 127/6691725 nolu hesabından 29.12.2004 tarihinde 2.396.000.000,00 eTL ve 87.205.964.714,00 eTL olmak üzere toplam 89.601.964.714,00 TL çekildiği, aynı tarihte davacı-davalının kardeşi ... tarafından bu hesaptan davacı-davalıya 2.396.000.000 TL verilmesi konusunda banka talimatı bulunduğu, 19.02.2018 tarihli raporunda açıklandığı üzere, davacı-davalının kardeşi olan ...'ya ait hesaptan 29.12.2004 tarihinde çekilen tutar toplamı 89.601.964.714,00 TL olduğu, bu tarihten iki gün sonra davacı-davalıya ait hesaba yatırılan 70.455,00 USD'nin 31.12.2004 tarihindeki değerinin ise 94.599.928.500,00 eTL olduğu, hesabın da ilk boşanma davasının açıldığı tarihten (23.06.2006) bir yılı aşkın bir süre önce 02.05.2005 tarihinde kapatıldığı, paranın çekilme tarihinden iki ay kadar sonra (12.07.2005 tarihinde) davacı-davalının kardeşi ... adına Narlıdere'de ev alındığı, hatta pazarlığına bizzat davalı-davacının da katıldığının tarafların kabulün olduğu, davacı-davalının bu miktarda bir parayı tasarruf edebileceği bir işi ve geliri olmadığı da, davalı-davacının hesaptaki paranın kaynağı konusundaki şirket gelirlerinin dvacaı-davalı tarafından gizlice alınma iddiasını doğrulayacak dosyada somut herhangi bir delil bulunmadığı, bu gelişmeler gözetildiğinde paranın dvaacı-davalının kardeşine ait hesaptan iki gün önce çekilen para olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı-davalıya ait tasfiye edilmesi gereken paranın bulunduğu başka bir banka hesabının da tespit edilemediği; ... plakalı aracın edinilmiş mal olup 05.07.2006 tarihinde de satıldığı, 23.06.2006 tarihinde açılan ilk boşanma davasının davalı-davacı tarafından açıldığı ve yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, davacı-davalı tarafından daha sonra açılan karşı boşanma davasındaki ıslah doğrultusunda bir yıl süreli ayrılığa hükmedildiği, dinlenilen tanıkların bu aracın hangi amaçla satıldığına ilişkin bilgileri de bulunmadığı, bu durumda bilirkişi raporunda ve Mahkeme kararında aracın mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olmadığı kabul edilerek katılma alacağı talebinin reddedilmiş olmasında da bir yanlışlık olmadığı, taraflar lehine hükmedilen alacakların katılma alacağı niteliğinde olduğu, hüküm altına alınan alacakların tümüne karar tarihi yerine, dava dilekçelerindeki taleplere dava, talep belirleme dilekçeleri ile yapılan artırımlara ise karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru bulunmamış ise de davalı-davacı tarafın istinaf dilekçesinde bu konuda açık bir istinaf itirazı bulunmadığı; yapılan açıklamalar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler, hukuki ilişkinin nitelendirmesi, karar başlığında tarafların gösterilen sıfatları, yargılama giderlerinin asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm altına alındığı, giderlerin ve vekâlet ücretlerinin kabul ve ret oranlarına göre belirlendiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; karar künyesinde her iki davanın ayrı ayrı gösterilmemesi, hükümlerin ayrı ayrı kurulmaması, yargılama giderlerinin denetime açık olmaması sebebiyle kararın usulen hatalı olduğu; bilirkişi raporunda şirketin kuruluş tarihinin 1998 yerine 1999 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, sonrasında bir araya gelinmemiş olmasına rağmen ayrılık kararı verilen ilk davanın açılma tarihi yerine tasfiye tarihi olarak boşanma kararı verilen ikinci davanın açılma tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, şirketle ilgili mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporun Yargıtay kararlarında belirtilen kriterlere uygun olmadığını, değerin yüksek belirlendiğini; 1065 ada 25 parsel 16 nolu bağımsız bölümün edinme bedelinin tamamının müvekkili erkek tarafından ödendiğinin ispat edilmesine rağmen, davacı-davalı kadın adına kayıtlı hisse nedeniyle alacağın hesaplanmamasının hatalı olduğunu; 52 parsel 4 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olmamasına rağmen katılma alacağı hesaplanmasının hatalat olduğunu, taşınmazın değerine yönelik raporlar arasında çelişki bulunduğunu, çelişki giderilmeden güncel değere ilişkin alınan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu; davacı-davalı adına 30.12.2004 tarihinde açılan banka hesabında bulunan 70.455,00 USD'nin 08.02.2005 tarihinde 1.510 USD, 24.02.2005 tarihinde de kalan 68.945,00 USD çekildiğini, arada başka hesaba aktarılan paranın 69,163,00 USD olarak 02.05.2005 tarihinde çekilip hesabın kapatıldığının sabit olmasına rağmen paranın davacı-davalının kız kardeşi ...'ya ait hesaptan çekilen 89.601,96 TL olduğu, bunun da 12.07.2005 tarihinde Narlıdere davacı-davalının kız kardeşi adına alınan evin alımında kullanıldığı kabul edilmesinin hatalı olduğu, davacı-davalının iddialarını ipatlayamadığını banka hesabından çekilen paranın eklenecek değer olarak kabul edilmesi gerektiğini; ... plakalı aracın ayrılık kararı verilen ilk davanın açılmasından hemen sonra 05.07.2006 tarihinde katılma alacağını azaltma kastıyla satılmasına rağmen bu araç sebebiyle katılma alacağı hesaplanmamış olmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hükmün kapsamı, eklenecek değer bulunup bulunmadığı, tasfiyeye dahil edilecek mallar, kişisel mal savunması ve ispatı, tasfiye konusu malların değeri noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.