Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9489 E. 2024/7907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadın yararına hükmedilen iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına göre yetersiz bulunması ve hakkaniyet ilkesine aykırı olması gözetilerek, Yargıtay kararı bu yönlerden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1852 E., 2023/2536 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/328 E., 2023/202 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili ve davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1-Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkek ile birlikte çalıştığını, iş yerine gelememesi sebebi ile erkeğin tartışma çıkardığını, erkeğin müşterilerin yanında hakaret ettiğini, aşağıladığını, özel hayatı ile ilgili konuları müşterilere aktardığını, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kapıyı kilitlediğini, eve almadığını, ailesinden dolayı aşağıladığını, duygusal şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 2000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 300.000,00 TL maddî tazminat ile 200.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilemesini talep etmiştir.

2-Davacı-davalı kadı vekili ıslah dilekçesinde özetle özetle; ortak çocukları için 3.000,00 'er TL tedbir-iştirak nafakasına, lehine aylık 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının her yıl ocak ayında ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının çalışmayı sevmediğini, dışarıda gezme ve alkol almayı çok sevdiğini, savurgan olduğunu, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadının iş yerine istediği zaman gelip gittiğini, işlere yardım etmediğini, yatağı ayırdığını, para karşılığı birlikte olduklarını erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, kendi ailesine gereğinden fazla değer verdiğini, yemek yapmadığını, haber vermeksizin gezmeye gittiğini, gece geç saatlerde geldiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, ortak evi üstüne yapması için baskı yaptığını, kadının iş yeri açtığın ve halen çalışmakta olduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilemesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına karşı müşterilerinin de yanında bir çok kez hakaret ettiği, rahatsızlanan kadına destek olmadığı, aksine, umursamaz sözler söylediği, kadının annesinin boşanmış olması nedeniyle boşanmasıyla ilgili olumsuz ve kırıcı konuşmalar yaptığı, müşterilerin yanında kadına havlu, makas fırlattığı, erkeğin müşterileri ile aile içindeki tartışmaları, anlaşmazlıklarını ve özel hayatlarını paylaştığı, ortak konutun kapısını içeriden kapattığı ve kadını içeriye almadığı; kadının, erkek ile birlikte çalıştırdıkları işyerine gelme noktasında ihmali bulunduğu, özen göstermediği, arandığında gelmeme sebebi olarak genel ifadelerle "oradayım, buradayım, gelemiyorum" şeklinde söylemlerde bulunduğu, bu durumun taraflar arasında tartışma ve gerginliğe sebep olduğu ve evlilik birliğini de olumsuz olarak etkilediği, belirlenen davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 1.500,00 'er TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir .

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi, kabul edilen karşı dava, tazminat ve nafaka miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve iştirak nafakasına artırım uygulanmaması bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi, kadının kabul edilen maddî ve manevî tazminat talebi ile reddedilen kendi maddî ve manevî tazminat talebi bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir .

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışlar dışında erkeğin, kadına çalışması için baskı uyguladığı, kadının da eve geç geldiği ve ev işleri ile ilgilenmediği, bu kusurlu davranışların da taraflara yüklenmesi gerektiği fakat bu kusurlu davranışların taraflara yüklenmesi durumunda dahi boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı gereği kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının iştirak nafakasına üfe oranında artış talebi bulunduğu halde uygulanmamasının doğru olmadığı ve müşterek çocuklardan ...'in 25/08/2023 tarihi itibariyle reşit olup velayet altında bulunmaktan çıktığı ve bu çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının reşit olduğu tarih itibariyle sona erdiği gerekçesi ile başvurunun kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, hükmün kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat, iştirak nafakası bakımından kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, iştirak nafaka miktarlarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi, kabul edilen karşı dava, tazminat ve nafaka miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı-davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi, kadının kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat, reddedilen maddî tazminat ve manevî tazminat talebi bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 176 ncı, 182 inci ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı kanun190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle inceleme tarihi itibariyle ortak çocuklardan 2005 doğumlu ...'in ergin olduğunun anlaşılmasına göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklardan 2009 doğumlu ... yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, kadın yararına daha uygun miktarda maddî-manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakasının, maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davalı-davacı erkek vekilin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.