"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2370 E., 2023/2639 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/246 E., 2022/424 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; açılan boşanma davasını kabul ettiğini, eşinin defalarca evden kaçıp sığınma evine gittiğini, çocuklarına şiddet uyguladığını, çocuklarını yurda vermek istediğini, konuyla ilgili Elazığ Aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Amasya Sosyal Hizmetler ve Elazığ Savcılığının durumdan haberdar olduğunu, çocuklarının velâyetinin tarafına verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığı, kadının bu sebeple 2018-2019 ve 2020 yıllarında dönem dönem kadın sığınma evinde kaldığı, erkeğin sokakta başka bir kadınla elele gezmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, müşterek çocukların bir müddettir Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne bağlı çocuk evinde kaldıkları, annenin velâyeti üstlenme konusunda istekli olmadığı, kadın konukevinde çocuklarıyla kaldığı dönemde çocukları ihmal edip, istismar ettiği, ebeveyn olmanın sorumluluklarından kaçındığı, çocuklarına bakmayı reddettiği, çocukların velâyeti yönünden sosyal inceleme raporu tanzimi için iletişim kurulmaya çalışıldığı ancak bilgilendirilmesine rağmen görüşmelere katılmadığı, annenin çocuklarına gerekli ilgiyi ve bakımı gösterme konusunda istekli olmadığı, ebeveyn olmanın gerektirdiği yükümlülükleri ağır biçimde savsakladığı, çocukların bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişimleri yönünden velâyetlerinin davacı anneye verilmesinin yüksek yararlarına aykırı olduğu, yine çocuklarını bırakıp gittiği ve sosyal inceleme raporu tanzimi için verilen randevuya dahi katılmadığı bu itibarla birebir görüşme sağlanıp ev incelemesi yapılmayan anne ile çocuklar arasında şahsi ilişki kurulmasının çocukların menfaatine uygun düşmeyeceği, davalı babanın çocukların velâyetini üstlenme konusunda tutarsız davranışlar sergilediği, velâyet talebini yapılacak DNA testi sonucu ile ilişkilendirdiği, lakin soybağının reddi yönünden açtığı yada açılacağı beyan edilen davası bulunmadığı, çocuklara ilişkin olarak ebeveyn olma yükümlülüklerini yerine getirme konusunda motivasyon sahibi olmadığı, işte iken çocuklarla ilgilenebilecek kimse olmadığını belirterek açıkça çocukların kurum bakımına alınmasını talep ettiği, yaşanan süreçte manevî olarak terk edilmiş çocukların daha fazla örselenmelerinin önüne geçebilmek için yüksek menfaatleri gereğince mahkememizce çocuklar hakkında bakım tedbiri kararı verilerek kurum bakım ve gözetimi altına bırakıldıkları, çocukların korunması için öncelikle çocuklar hakkında bakım tedbiri kararı verildiği ve kuruma yerleştirildiği, kurumda koruma altına alınan çocukların kuruluşun sunduğu hizmetlerden faydalanması konusunda çocuklar hakkında karar verilirken görüşünün alınacağı bir veli yada vasiye ihtiyaç duyulacağı, aslolanın çocukların ebeveynlerinin velâyetleri altında bulunması olduğu, bir bütün halinde değerlendirilerek çocukların velâyet haklarının bu aşamada davalı babaya verilmesinde fayda olacağının değerlendirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına bu aşamada yer olmadığına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı, velâyet, kişisel ilişki kurulmaması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı, velâyet, kişisel ilişki kurulmaması yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarları ve velâyet düzenlenmesi ile kişisel ilişki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Velâyet düzenlemesi yapılırken: gözönünde tutulması gereken temel ilke çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1) dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yaşamları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını da etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Ortak çocuklar ... ve ...'un velâyetinin Mahkemece babaya verildiği, davalı babanın çocuklara bakamayacağını belirterek bakım tedbiri uygulanmasını talep ettiği ve ortak çocuklar hakkında bakım tedbiri kararı verilerek bakım merkezine yerleştirildiği anlaşılmaktadır. Ortak çocukların velâyetini alma konusunda davacı anne de isteklidir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5 inci maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, anne ve çocuklarla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; annenin barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velâyeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı yanında annenin halihazırdaki durumu ve geçen süreçte velâyeti kullanmaya engel halinin bulunup bulunmadığı hususlarının birlikte yeniden değerlendirilmesinde fayda görüldüğü kanaatiyle yeterli araştırmanın yapılması ve sonuca göre velâyet hususunda yeniden karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden davacı kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre velâyet ve kişisel ilişki düzenlenmesinin esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.