Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9580 E. 2024/6073 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bulunması halinde kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı ve ayrıca kadının yeni vakıa nedeniyle açtığı boşanma davası ile iş bu dava arasında bağlantı bulunup bulunmadığı ve birleştirilmeleri gerekip gerekmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında görülen boşanma davası devam ederken, davalı erkek hakkında yeni bir boşanma davası açıldığı ve 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi gereğince, davalar arasında bağlantı bulunması halinde davaların birleştirilmesine karar verilebileceği, boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olacağı gözetilerek, davalar arasında bağlantı bulunduğundan, eldeki boşanma davası ile açılmış olan diğer boşanma davasının birleştirilerek görülmek suretiyle davaların esası hakkında hüküm kurulması için Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1141 E., 2023/1522 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Mersin 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/303 E., 2021/178 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının ve ziynet alacağı isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının eşinin silahı ile fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, erkeğin kadına ve ailesine küfürler ettiğini, evin hizmetçisi muamelesi gördüğünü, erkeğin annesinin tarafların özel hayatlarına karıştığını, sürekli olarak kadını erkeğe şikayet ettiğini, kadının ailesinin yanına gitmemesi için baskı yaptığını,kadının hamileliği için gereken doktor masraflarını karşılamadığını, günlerce küs kaldığını ve kadınla iletişim kurmadığını, hastalandığında hastaneye götürmediğini, ilgilenmediğini ve ekonomik yönden baskı uyguladığını, eşyalara zarar verdiğini, kadını evden kovduğunu, Kilis'e dönerken kadına takılan takıları ve altın kemeri kadından habersiz sattığını, araba aldığını söylediğini, tehditte bulunduğunu, ilgisiz olduğunu, doğum sonrasında aramadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde şimdilik 5.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili 24.02.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava konusu ziynetlerin bilirkişi raporu doğrultusunda 257.974,75 TL arttırılarak 262.947,75 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, sıklıkla ortak konutun bulunduğu Kilis’ten ayrılıp Mersin iline gidip geldiğini, erkeğin mesleğini ve ailesini küçümseyecek tavırlar sergilediğini, çekmiş olduğu kredileri kapatmak için kendi ailesinin taktığı altınları kadının rızası ile bozdurduğunu ve ortak hayatın harcamalarında kullandığını iddia ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmaması, tanıkların tamamının davacıdan duyduklarını aktarmaları, taraflar arasında yaşanan herhangi bir tartışmaya şahit olmamış olmaları, beyanların soyut olması yanında geçimsizliğin sebebi ya da derecesinin evlilik birliğini temelinden sarsacak ve ortak yaşamı çekilmez hale getirecek nitelikte olup olmadığı konusunda bir açıklık taşımamakta olması, tarafların en son ayrılıklarına ilişkin somut bir beyan içermemesi, dinlenen davacı tanıklarının ziynetlere ilişkin bilgi sahibi olmadıkları, davacı tarafın ziynetlerin davalı tarafından davacıdan zorla veya geri iade edilmek üzere alındığını ispat edememiş olması ve aksine davacının evden ayrıldığı sırada davalının ortak hanede bulunmadığının ve ziynetlerin ise ortak hanede davacının uhdesinde olduğunun davacı tarafın açık beyanlarından anlaşılması sebebiyle Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca ziynetlerin kadın da bulunduğunun kabulünü gerektiği aksinin davacı tarafça ispat olunamamış olması gerekçesi ile davacının kanıtlanamayan boşanma ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağının ispat edildiğini belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen boşanma ve ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen ziynet alacağı için erkek lehine nisbi vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, reddedilen ziynet alacağı üzerinden hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı kadının, ziynet alacağı davasının, bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca yargılama devam ederken erkeğin başka bir kadın ile birliktelik yaşadığını ve bu birliktelikten bir kız çocuğunun dünyaya geldiğini, kadının Mersin 4. Aile Mahkemesi'nin 2022/502 E. sayılı dosyasında zina nedeni ile boşanma davası açtığını, dosyalar birleştikten sonra karar verilmesinin gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma ve ziynet alacağı davalarının reddi, birleştirme hususunun değerlendirilmesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, iş bu davada verilen boşanma hükmü kesinleşmediğinden kadının yeni vakıa nedeniyle açtığı boşanma davası ile arasında bağlantı bulunup bulunmadığı ve birleştirilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddes; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Taraflar arasında görülen boşanma davasında davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde, davalı erkek aleyhine Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2022/502 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açmış olduğunu belirtmiş ve davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî-manevî tazminat, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, eldeki boşanma davası ile açılmış olan diğer boşanma davasının birleştirilerek görülmek suretiyle davaların esası hakkında hüküm kurulması için Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.