Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9624 E. 2024/3363 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının reddine ve hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarına ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamına uygun olarak tarafların ekonomik durumlarını araştırdığı, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığı ve davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/877 E., 2023/573 K.

DAVA TARİHİ : 03.12.2018

KARAR : Bozma ilamın uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve tazmınatlar yönlerinden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazmınatlara, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci,166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 5.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakanın üfe oranında artırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı asil cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2018/798 Esas, 2020/708 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafın davacıya herhangi bir kusur izafe etmediği, davacı tarafın dayandığı vakıaların ispat durumuna göre hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayanılarak açılan boşanma davasının ispatlanmaması ve koşulları bulunmaması nedeniyle reddine, davalının barışmadan sonraki dönemde 10.08.2014 tarihinde Endonezya uyruklu Şinta isimli kadınla aldattığı, davacı tarafın sunduğu mesajlar, otel, faturaları ile sabit olduğu, davacının bu olayı öğrendikten sonra davalının ortak konuta ara sıra gelip gittiği, davacı ve ortak çocuklarla ilgilenmediği, davadan önceki son dönemde ... isimli kadına ev alması ve onunla birlikte karı-koca gibi yaşaması, birlikte yaşadığı ... isimli kadın ve bu kadının çocukları ile birlikte Bursa'ya gezmeye gitmesi ve Bursa'daki erkek kardeşinin evine birlikte ziyarete gitmeleri ayrıca davacı ve ortak çocuklarla ilgilenmemesi, onlarla birlikte oturup yemek dahi yememesi, davacının niye eve gelmediğini sorduğunda "seni ilgilendirmez, sen manyaksın" diye bağırıp hakaret etmesi şeklindeki tam kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ayrıca davalının davadan önceki son dönemden itibaren ve halen ... isimli kadına aldığı ve karı koca gibi birlikte yaşadığı, davacı kadının bu durumu öğrenmesi ile birlikte açtığı bu şekilde davalının zinasının da sabit olması nedeniyle davacının zina sebebiyle açtığı davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, davacı için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın her yılın ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma, tedbir, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ile miktarları bakımından davacı vekili katılma yoluyla, tedbir, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarihli ve 2021/40 Esas, 2022/851 Karar sayılı kararıyla; kararda her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karş davacı kadın tarafından tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 18.10.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu, tarafların yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre erkeğin emekli olduğu, adına kayıtlı birden fazla taşınmazı, kira gelirleri ve şirket ortaklıklarının bulunduğu, kadının ise emekli olduğu ve adına kayıtlı taşınmazları ve kira gelirinin bulunduğu anlaşılmakta ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine yönelik araştırma yeterli olmayıp mahkemece yeniden tarafların emekli aylıklarının ne kadar olduğu, başka bir işte çalışıp çalışmadıkları, sahip oldukları taşınmazların değerleri ve varsa kira gelirlerinin kapsamlı olarak araştırılıp değerlendirilerek kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Elazığ ili, .. ilçesi, ... Mahallesi, 1858 ada, 17 parsel 3 Nolu kayıtlı dükkan nitelikli bağımsız bölüm ile, Elazığ ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1858 ada, 17 parsel de 27 nolu kayıtlı mesken nitelikli bağımsız taşınmazlardan elde ettiği gelir durumları emniyet kanalıyla araştırılmış, ... Mah. ... Sokak ... Apartmanı No: 17E ... /Elazığ adresinde bulunan dükkanın yıllık 6.000,00 TL kirasının olduğu, ... Mah. ... Sokak ... Apartmanı No: 17 İç Kapı No: 27 .../Elazığ adresinde bulunan dairenin ise Kahramanmaraş depreminden sonra boşaltıldığı, şu anda boş olduğu, Kahramanmaraş depreminden önce aylık 800,00 TL kira ile kiralandığı tespit edildiği, davalı ile ilgili araştırılması istenilen taşınmazın ... Sokak No:1 5.kat olduğu, yapılan tahkikatta bahse konu adresteki 5. katın birleştirilerek Dil Kursu olarak hizmet verdiği, şahsın kendisine ait olan 2 odasının ve 1 adet holün olduğu, odalardan bir tanesinin müdür odası diğer odanın ise genel hizmetlerin verildiği oda olarak kullanıldığı, ...'nın 5. katta bulunan 2 daireyi kiralamak suretiyle kendi mülkü olan 2 oda ve 1 hole katmak suretiyle dil kursu hizmeti verdiği ve yaklaşık 20 öğrencisinin olduğunun anlaşıldığı, davalıya ait olduğu bildirilen ... Mahallesı 61449 ada 2 parselde B2-19 Blok Daire 14'ün ise kirada olduğu, aylık kira bedeli olan 2.500,00 TL'yi davalı ...'ya ödediklerinin tespit edildiği bildirilmiş, tarafların güncel SGK kayıtlarında ise; davacı kadının 01.15.2015 tarihinden beri aylık 7.013,50 TL yaşlılık aylığı aldığı, davalının ise emekli olup 2023 yılı Mart ayı itibariyle aylık 12.664,92 TL emekli aylığı aldığı Yargıtay kararı sonrası yeniden yapılan yargılama sonunda, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmaları, güncel SGK ve entegrasyon kayıtları, dosyaya celp edilen kayıt ve belgeler ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde dayanılan vakıaların ispat durumuna göre, her ne kadar davacı kadın lehine yoksulluk nafakası takdir edilmiş ise de, Yargıtay bozma kararı sonrası yeniden yapılan yargılamada tarafların yapılan güncel SGK ve entegrasyon kayıtları ile dosyaya celp edilen kayıt ve belgelerden davacının ... Mah. ... Sokak ... Apartmanı No: 17E ... /Elazığ adresinde bulunan dükkandan yıllık 6.000,00 TL kira geliri elde ettiği, ... Mah. ... Sokak ... Apartmanı No: 17 İç Kapı No: 27 .../Elazığ adresinde bulunan dairenin ise Kahramanmaraş depreminden sonra boşaltıldığı, şu anda boş olduğu, Kahramanmaraş depreminden önce aylık 800,00 TL kira ile kiralandığının tespit edildiği, tarafların güncel SGK kayıtlarında ise; davacı kadının 01.15.2015 tarihinden beri aylık 7.013,50 TL yaşlılık aylığı aldığı, davalının ise emekli olup 2023 yılı Mart ayı itibariyle aylık 12.664,92 TL emekli aylığı aldığı anlaşılmakla, davacı kadının yasal koşulları bulunmayan yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; yoksulluk nafakası reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili; tazminatların miktarı

usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen tazmınatların miktarının uygun olup olmadığı, yoksulluk nafakasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı ve özellikle önceki bozma ilamının 2. bendinde erkek yararına bozma yapıldığı halde, 1. bendinde erkeğin temyiz itirazlarının tümünün reddine karar verilmiş olmasının maddi hataya dayalı olduğunun ve yapılan araştırmaya göre kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğunun anlaşılmasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.