"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2412 E., 2023/2671 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/102 E., 2023/60 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, davacı vekilinin reddedilen ziynet alacağı miktarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.735.73 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2001 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, davalı erkeğin, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet uyguladığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, hakaret ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, dava konusu taşınmazın tarafların ortak gelirleriyle 2010 yılında alındığını ve davalı erkek adına tescil edildiğini, taşınmazın edinilmiş mal olduğunu, taraflarca aile konutu olarak kullanıldığını, ancak boşanma sürecinde davalı erkek tarafından mal kaçırmak amacıyla annesine devredildiğini, davacı kadına ait olan ziynetlerin davalı erkek ve annesi tarafından bozdurulduğunu, sonrasında iade edilmediğini, 3 adet burma bileziğin davalı erkeğin annesi tarafından alındığını ve saklandığını, 3 adet 14 ayar bilezik ve 3 adet çeyrek altının araç alımında bozdurulduğunu, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin davalı erkekten alınarak davacı kadına iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 29.06.2022 tarihli dilekçesinde özetle; katılma alacağı talebi yönünden ıslah haklarını saklı tuttuklarını, ziynet alacağı davasının belirsiz alacak davası olarak açıldığını, bilirkişi raporu uyarınca dava değerinin 48.521,50 TL arttırıldığını ve ziynet alacağı davasının 58.521,50 TL üzerinden kabulü ile faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 07.12.2022 havale tarihli dilekçesinde ise katılma alacağına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, alınan bilirkişi raporu içeriği de dikkate alınarak katılma alacağı talebine ilişkin dava değerinin 242.000,00 TL arttırıldığını ve katılma alacağına ilişkin istemin 252.000,00 TL üzerinden kabulü ile faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığını, kadının ise birlik görevini ihmal ettiğini, erkeği ve erkeğin annesini ortak konuttan kovduğunu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hakaret ettiğini, dava konusu taşınmazın, davalı erkeğin annesi tarafından erkeğe bağışlandığını ve erkeğin kişisel malı olduğunu, ziynetlerin ise davacı kadının uhdesinde olduğunu iddia ederek karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, asıl boşanma davasının reddine, ortak çocuk ... 'nin velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada; kadın tarafından açılan katılma alacağı ve ziynet alacağı davasının boşanma davasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz yönünden yapılan incelemede, tarafların 2001 yılında evlendiği, taşınmazın 28.04.2010 tarihinde davalı erkek tarafından ... isimli kişiden satın alındığı ve edinilmiş mal olduğu, taşınmazın kişisel mal olduğunun ise iddia eden tarafından ispatlanması gerektiği, banka kayıtlarının incelenmesinde, davalı erkeğin annesi olan dava dışı ... tarafından taşınmazın satın alındığı ... isimli kişiye toplamda 35.000,58 TL para gönderildiği ve para gönderiminin taşınmazın satın alındığı tarih ile aynı olduğu, yapılan açıklamalarda ise gönderilen paranın taşınmazın satış bedeli olduğunun yazıldığı, yargılama sırasında tarafların alınan beyanlarında, taşınmazın 50.000,00 TL'ye alındığının belirtildiği, taşınmazın kalan 14.999,42 TL'sinin davalının annesi olan ... tarafından ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu bedel üzerinden kadının katılma alacağı hakkı olduğu, ancak taşınmazın 35.000,58 TL bedelinin davalının annesi tarafından davalıya bağışlandığı ve davalının kişisel malı olduğu, kadının bu yönden katılma alacağı hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, katılma alacağına yönelik davanın kısmen kabulü ile 75.597,07 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise dava konusu 2 adet burma bileziğin varlığının ve davalı erkek tarafından alınarak bozdurulduğu, kadına iade edilmesi iddialarının ispatlandığı, dava dilekçesinde, 3 adet burma bileziğin davalı erkeğin annesi tarafından alındığı ve iade edilmediğinin iddia edildiği, bu iddianın davalı erkeğe değil davalı erkeğin annesine yöneltilebileceği, 3 adet burma bilezik yönünden davalı erkeğe husumet yöneltilemeyeceği, davaya konu 3 adet 14 ayar bilezik ve 3 adet çeyrek altın yönünden yapılan incelemede ise dinlenen tanık beyanlarına göre belirtilen ziynetlerin evin alınması sırasında bozdurulduğu, ancak dava dilekçesinde bu yönde bir iddianın bulunmadığı, taleple bağlılık kuralı gereği tanıkların bu yöndeki beyanlarının hükme esas alınamayacağı ve bu ziynetler yönünden iddianın ispatlanamadığı, her ne kadar davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde 5 adet çeyrek altın, 1 adet alyans ve 1 çift küpe yönünden talepte bulunulmuşsa da bu yönde usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile her biri 20 gram 2 adet 22 ayar bilezik bedeli olan 17.440,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, kalan 7.440,00 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, her biri 20 gram 3 adet 22 ayar bilezik yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, 5 adet çeyrek altın, 1 adet alyans, 1 çift küpe yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmaz yönünden katılma alacağı değerinin eksik hesaplandığı, taşınmazın güncel değerinin hatalı olduğu, taşınmazın edinilmiş mal olduğu ve kişisel mal savunmasının ispatlanamadığı, mal kaçırmak amacıyla taşınmazın davalı erkeğin annesine devredildiği, yapılan havalenin davalı erkeğin annesine ait para olmadığı, tarafların ortak kazanımı olduğu, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davanın ıslah dilekçesi içeriği de dikkate alınarak kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; katılma alacağı ve ziynet alacağı taleplerinin reddedilen kısımları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın davalı erkeğin kişisel malı olduğu, annesi tarafından bağışlandığı, banka kayıtları ve dinlenen tanık beyanları ile bu iddianın ispatlandığı, katılma alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, ziynetlerin ise davacı kadının, davalı erkeği ve annesini ortak konuttan kovduğu dikkate alınarak davacının uhdesinde olduğu ve reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; katılma alacağı ve ziynet alacağı taleplerinin kabulüne karar verilen kısımları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın bedelinin, davalı erkeğin annesi tarafından ödendiği, davacı kadın tarafından bu iddianın aksini ispata yarar bir delil sunulmadığı, dava konusu taşınmazın davalı erkeğin kişisel malı olduğu ve tasfiyeye tabii tutulamayacağı, davacı kadının dava konusu taşınmaz üzerinde katılma alacağı hakkı olmadığı ve katılma alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadının katılma alacağı isteminin reddine, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın tarafların ortak birikimi ile evlilik birliği içerisinde alındığı ve edinilmiş mal olduğu, kişisel mal iddiasının ise davalı erkek tarafından ispatlanması gerektiği ve dosya kapsamından bu iddianın ispatlanamadığı, banka kayıtlarına konu bedelin tarafların ortak birikimi olduğu, mal kaçırmak amacıyla taşınmazın davalı erkek tarafından annesine devredildiği, ziynet alacağı davasının ise ıslah dilekçesi içeriği dikkate alınarak kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; katılma alacağı talebinin reddi ve ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katılma alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kişisel mal savunması, ispat yükü ve davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Dava, katılma alacağı istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; tarafların 2001 yılında evlendiği, taşınmazın 28.04.2010 tarihinde davalı erkek tarafından ... isimli kişiden satın alındığı ve edinilmiş mal olduğu, taşınmazın kişisel mal olduğunun ise iddia eden tarafından ispatlanması gerektiği, banka kayıtlarının incelenmesinde, davalı erkeğin annesi olan dava dışı ... tarafından taşınmazın satın alındığı ... isimli kişiye toplamda 35.000,58 TL para gönderildiği ve para gönderiminin taşınmazın satın alındığı tarih ile aynı olduğu, yapılan açıklamalarda ise gönderilen paranın taşınmazın satış bedeli olduğunun yazıldığı, yargılama sırasında tarafların alınan beyanlarında, taşınmazın 50.000,00 TL'ye alındığının belirtildiği, taşınmazın kalan 14.999,42 TL'sinin davalının annesi olan ... tarafından ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu bedel üzerinden kadının katılma alacağı hakkı olduğu, ancak taşınmazın 35.000,58 TL bedelinin davalının annesi tarafından davalıya bağışlandığı ve davalının kişisel malı olduğu, kadının bu yönden katılma alacağı hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, katılma alacağına yönelik davanın kısmen kabulü ile 75.597,07 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verildiği, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın bedelinin, davalı erkeğin annesi tarafından ödendiği, davacı kadın tarafından bu iddianın aksini ispata yarar bir delil sunulmadığı, dava konusu taşınmazın davalı erkeğin kişisel malı olduğu ve tasfiyeye tabii tutulamayacağı, davacı kadının dava konusu taşınmaz üzerinde katılma alacağı hakkı olmadığı ve katılma alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadının katılma alacağı isteminin reddine, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar yukarıda belirtildiği şekilde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Kanun'un 222 nci maddesi hükmü uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. Öncelikle, tasfiyeye konu taşınmaz evlilik birliği içinde 28.04.2010 tarihinde satın alınarak davalı erkek adına tescil edilmiş olup, edinme tarihi itibariyle edinilmiş maldır. Aksini, yani kişisel mal veya ikame mal olduğunu ispat külfeti davalıdadır. O halde, taşınmaz kanuni karine gereğince edinilmiş mal olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince taşınmazın edinme bedelinin edinilmiş maldan karşılandığını ispat külfetinin davacı da olduğunun kabul edilmesi hatalı olmuştur. Diğer yandan dinlenen tanık beyanları ve banka kayıtları gereğince dava konusu taşınmazın satım bedelinin 35.000,58 TL'lik kısmının davalı erkeğin annesi tarafından taşınmazı satan ... isimli kişiye gönderildiği, banka kayıtlarında açıklama kısmında taşınmazın satış bedeli olarak yazıldığı, havalenin yapıldığı tarih ve taşınmazın satın alındığı tarihin aynı gün olduğu dikkate alındığında dava konusu taşınmazın satım bedelinin 35.000,58 TL'lik kısmının davalı erkeğin annesi tarafından davalı erkeğe bağışlandığı ve onun kişisel malı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin bu yöndeki kabulünün isabetli olduğu, ancak dava konusu taşınmazın satım bedelinin kalan 14.999,42 TL'sinin davalı erkeğin annesi tarafından erkeğe bağışlandığı iddiasının ispatlanamadığı, yukarıda belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde satış hukuki sebebiyle davalı erkek adına tescil edildiği, taşınmazın satım bedelinin 14.999,42 TL'lik kısmının kişisel mal ile karşılandığının davalı erkek tarafından ispatlanamadığı ve kadının bu kısım üzerinde katılma alacağı hakkının olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, tasfiye konusu taşınmazın tasfiye (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri belirlendikten sonra, talep miktarı ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek taşınmaz yönünden katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin ziynet alacağı davasının reddedilen kısmına yönelik temyizi, temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının katılma alacağı yönünden davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.