Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9693 E. 2024/6488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin uyuşturucu madde kullanımı ve ticareti nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin uyuşturucu madde kullanımı ve ticareti suçundan ceza aldığı, bu durumun evlilik birliğini temelden sarstığı ve davacının bu durumu bilmeden evlendiği gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1672 E., 2023/2579 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/516 E., 2021/698 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi karar davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/212 Esas sayılı dosyasında alınan kararla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunu, davalının madde bağımlısı olduğunu, haysiyetsiz yaşam sürdüğünü, 2019 aralık ayında AMATEM'de yaklaşık 1 ay boyunca tedavi gördüğünü ancak sonuç alamadığını, davalının arkadaşları ile birlikte sürekli olarak alkol ve uyuşturucu kullandığını, uyuşturucu madde ticareti yapmaktan ceza aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü olmadığı takdirde 166 ncı maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun valâyetinin anneye verilmesine, aylık 2.000,00 TL tedbir iştirak nafakası ile aylık 1.500,00 TL tedbir -yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 300.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; eşini çok sevdiğini boşanmak istemediğini, hakkında verilen kararın henüz kesinleşmediğini, erkeğin tutuklu olması sebebiyle gelirinin olmadığını, nafaka ödeyemeyeceğini, ortak çocuğun anne yanında kalmasının çocuk için daha doğru olacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III .İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2020/212 Esas sayılı dosyasında davalı hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan mahkumiyet kararı verildiği, kararın henüz kesinleşmediği ceza mahkemesinin maddî olayı tespit eden kararının hukuk hakimini bağlayacağı, davalı hakkında her ne kadar uyuşturucu madde "ticareti" yapma suçundan Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2020/212 Esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmemiş ise de; davada dava dilekçesinde davalının uyuşturucu madde bağımlısı olup, haysiyetsiz hayat sürmesi sebebi ile boşanma davası açıldığı, henüz kesinleşmeyen ceza mahkemesi dosyasında davalı uyuşturucu madde "ticareti" yapma suçundan ceza almış olduğu, ceza dosyasında, davalı erkeğin mahkeme huzurunda, 2007 yılından beri madde bağımlısı olduğunu, eroin kullandığını ikrar ettiği, yine delil olarak bildirilen tanık beyanlarından ve davalının UYAP sisteminde kayıtlı olduğu dosyalardan, davalının uyuşturucu madde kullandığı ve bunu yaşam tarzı haline getirdiği ve tanık beyanlarından bu durumun davacı için çekilmez hal aldığı ve kadının bu durumu bilmeden evlendiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, gelişen bu olaylar karşısında, evliliğin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, tarafların kusur durumu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı kanunun 163 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için erkeğin tahliye tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, takip eden yıllarda ÜFE oranında artırılmasına, erkeğin tahliye tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, takip eden yıllarda üfe oranında artırılmasına, 15.000,00 TL maddî tazminat ile 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle ;hükmün tamamı bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı ve fer'îleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı ve 163 üncü maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.