Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9790 E. 2024/7303 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece kadına yüklenen kusurun, erkeğin kusurlu davranışlarına tepkisel nitelikte olduğu ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin ise tam kusurlu olduğu gözetilerek, boşanmaya karar verilmesi yönünden hüküm bozulmuş, ancak kadının boşanma davasındaki hükmün kesinleşmesi nedeniyle erkeğin davasının konusuz kaldığına karar verilmiştir. Ayrıca, tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle tazminat miktarlarına ilişkin hüküm de bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/457 E., 2023/2022 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/772 E., 2021/1615 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının erkek aleyhine haksız yere koruma kararı aldırarak aylarca sokaklarda, otogarda yatmak zorunda bırakıldığını, yalan beyanlar ile evden uzaklaştırıldığını, koruma kararları ile eşini boşayabileceğini söyleyerek anlaşmalı boşanma için yüklü miktarda para talep ettiğini, ailesinin eve gelmesini engellediğini, kadın ve ailesinin sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, suçladığını, kadın ve ailesinin sürekli tehdit ettiğini, sürekli evi terk ettiğini, kayın babanın şiddet uyguladığını, çocukları dolduruşa getirdiğini, eş ve çocuğunu evden kovup şiddet uyguladığını, eş olarak görmediğini, yalnızca evi geçindirmek için para kaynağı gördüğünü sürekli dile getirdiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli agresif davrandığını, eşi ve çocuklarına sürekli şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ettiğini, suçladığını, eşini istemediğini, çocuklara bakmayacağını, evi boşaltmalarını söyleyerek evden kovduğunu, çocuk ...'i evden kovduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, iftira atmakla tehdit ettiğini, sürekli tehdit ettiğini, ailesine hakaret ettiğini, "sana bundan sonra bir lokma ekmek vermem komşular duydular, orospu seni gebertirim, kaltak" diyerek evden gittiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğunu velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata faiziyle karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşini sürekli darp ettiği, küfür ettiği, iftira ettiği, sosyal medyada başkalarıyla fotoğraflarını paylaşarak evlilik birliğinde sadakatsizliğe varmayan güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, çocuklarını darp ettiği, kadının ailesine küfür ettiği, kadının ise eşini istemediğini söylediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası ve maddî, manevî tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının nafaka ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının evliliğe alışamadığını, baba evine gittiğini, en ufak fikir ayrılığını büyüttüğünü, erkeği eş olarak kabul etmediğini, yatakları ayırdığını, hakaret ettiğini, ortak çocuğu babasına karşı doldurduğunu, evden kovduğunu erkeğin zor şartlar altında dışarıda kaldığını, tehdit ettiğini, erkeğe yüklenen kusurların bir çoğunun af kapsamında kaldığını, tanık beyanlarının soyut olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve miktarı, toptan nafakaya hükmedilmemiş olması ve aleyhine hükmedilen tazminatlar ile miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliği boyunca sürekli kötü muameleye maruz kaldığını, erkeğin kadını aldattığını, ortak çocuğa ve kadına şiddet uyguladığını, sürekli hakaretler ettiğini, kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığını, erkeğin ücretinin asgari ücretten yüksek olduğunu ve adına kayıtlı taşınmazı olduğunu, ortak çocuğun otizm rahatsızlığı bulunması nedeniyle masrafının fazla olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı ile nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesince kadına "evlilik birliğinde eşini istemediğini söylediği" vakıası kusur olarak yüklenmiş ve tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazlarının Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadına yüklenilen bu kusura ilişkin erkek tanıklarının beyanları sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak soyut nitelikte izahlardan ibaret olup, tanıkların beyanlarında geçen bir kısım sözlerin ise erkeğin kusurlu davranışlarına tepkisel nitelikte olduğu ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. O halde erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-davalı erkek tam kusurludur. Erkeğin açtığı asıl boşanma davasının reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Ne var ki kadının davasında tarafların boşanmalarına ilişkin verilen hüküm temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden erkeğin davası konusuz kalmıştır. Açıklanan husus gözetilerek konusuz kalan erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ile maddî-manevî tazminatların miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Tülay'a iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Ömer'e yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.