Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9879 E. 2024/6996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve nafaka miktarına ilişkin itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin eşine hakaret etmesi ve evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gözetilerek boşanmaya ve feri sonuçlarına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1751 E., 2023/2643 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/593 E., 2022/133 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 24.02.2016 yılında evlendiklerini, bu evlilikten bir tane çocukları bulunduğunu, davacının davalı tarafından kaçırılarak evlendiklerini, davacının kaçırıldığı sırada yaşının küçük olduğunu, davalının davacıyı "polise şikayet etmeyeceksin, kendi rızam ile gittim diyeceksin yoksa kötü olur" diyerek tehdit ettiğini, davacının bu duruma razı olduğunu, davacının ailedeki bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini, davalının geçimsiz bir kişi olduğunu, en küçük şeyleri bile büyüterek kavga çıkarttığını, davalının davacıya, akrabalarına küfür ve hakaret ettiğini, kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tarafların ikamet ettiği evin çok kötü durumda olduğunu, müşterek evin su alarak rutubet oluşturarak kötü koktuğunu bu durumun aile sağlığını etkilediğini, davalının ev ihtiyaçları ile kadının ve çocuğun gereksinimlerini karşılamadığını, bu nedenle evin ihtiyaçlarının davacının komşuları tarafından karşılandığını, 2020 Eylül ayı başında kadın ile erkeğin tartışması akabinde, erkeğin kadını ve çocuğu zorla boş bir araziye götürerek saatlerce aç ve susuz bıraktığını, kadının ailesinin kadın ve çocuğu oradan gelip aldığını, tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacı kadına küfür ve tehdit ettiği, maddî olarak evine bakmadığı ve aile birliğinden doğan maddî yükümlülüklerini yerine getirmediğinin, bu bağlamda müşterek konutun ve davacı ile çocuğunun fiziksel durumunun kötü olduğunun tanık beyanları ve dosyaya sunulan ses kaydı ile ispatlandığı kanaatine varılmış, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığına dair delil bulunmadığı gerekçesiyle bu hususta davalıya kusur atfedilmediği kabul edilerek, kadının kusurlu bir davranışı bulunmadığı ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının davacı anneye verilmesine, kadın için aylık 500,00 TL, çocuk için aylık 425,00 TL yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte çocuk için iştirak nafakası olarak, kadın için yoksulluk nafakası olarak devamı ile 10.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan ses kaydının hukuka aykırı delil olduğu, davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğin pandemi döneminde işten çıkarılmasının kusur olarak yüklenemeyeceği, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların kaldırılması gerektiği ve miktarlarının son derece yüksek olduğunu, tayin edilen nafakaların fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile davanın kabulü, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin haberi olmaksızın, onun bilgisi ve rızası dışında elde edilen ses kayıtları hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu halde bu delil değerlendirilmek suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak; davacı tanıklarının beyanları ile davalı erkeğin, eşine hakaret içeren sözler sarfettiği ve evlilikteki maddî yükümlülüklerini yeterince yerine getirmeyerek birlikte görevlerini ihmal ettiğinin anlaşıldığı, davacının sair iddialarının ispatlanamadığı, davalının sabit görülen bu eylemleri ile evlilik birliği temelinden sarsılmış olup mevcut durumun yaşanmasında davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesi isabetli ise de, karar gerekçesi hatalı olduğundan gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesi gerektiği, kadın lehine yazılı miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru ise de, kadının faiz isteği bulunmadığı halde lehine belirlenen maddî ve manevî tazminata yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüyle, gerekçenin yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesine, hükmün 6 ve 7 nolu bentlerinin kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile; davacının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, davalının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, kadının iddialarının doğru olmadığını, davalı erkeğin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminatlar ile nafakaların miktarlarının çok yüksek olduğunu, erkeğin kusursuz olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar bakımından kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, boşanmakla kadının yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, iştirak nafakasının miktarı, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.